ÜR TURKÇE 39. Yoksul bir oduncu, issiz bir ormanın kıyısındaki küçük bir kulübede karısı ve üç kızıyla birlikte yaşıyor- öğleye

ÜR TURKÇE 39. Yoksul bir oduncu, issiz bir ormanın kıyısındaki küçük bir kulübede karısı ve üç kızıyla birlikte yaşıyor- öğleye kadar işimi bitiremeyeceğim. Kız yolunu şaşırmasın diye yanıma bir torba dari alıp yollara serpe- muş. Bir sabah yine işine giderken karısına, "Bugün öğle yemeğimi büyük kızla ormana gönder. Çünkü kadar yükselince kız bir tas çorbayla yola çıkmış. Fakat ormanlarda, kırlarda uçuşan serçeler, çayır kuş ceğim. Darıları takip ederek beni rahatlıkla bulur." dedikten sonra çıkıp gitmiş. Güneş ormanın tepesine ları, ispinozlar, karatavuklar, kanaryalar danı tanelerini çoktan toplayıp yedikleri için kız yolu bulamamış. Gün batıncaya, gece oluncaya kadar sağ ve esen dolaşıp durmuş. Gecenin karanlıkları içinde ağaçlar uğulduyor, baykuşlar ötüyormuş. Kızın içine bir korku girmeye başlamış. O sırada uzakta, ağaçların ara sında parıldayan bir ışık görmüş. "Orada insanlar olsa gerek. Bunlar beni gece yanlarında misafir eder. ler." diye düşünmüş ve ışığa doğru ilerlemiş. Metnin türü için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Yaşanmış veya yaşanabilecek bir olay, yer, zaman, kişi belirtilerek detaylıca anlatıldığı için romandır. B) Gerçek olmadığı hâlde gerçekten olmuş gibi kuşaktan kuşağa aktarılan, olağanüstülüklerin olduğu bir olay anlatıldığı için efsanedir. Yer, zaman ve kişi kavramı tam belli olmayan, yer yer olağanüstü olaylar anlatıldığı için masaldır. Kahramanları genellikle hayvanlar olan, sonunda ders verme amacı taşıyan, olağanüstü olaylar anlatıl dığı için fabıdır.