wasi ne de artık. (II) in odaca- azmaliya latilacak ndini an- sizleştiği, ağin sa- vayı ye- rultuya im hem aktadır. si dü- EV şe
wasi ne de artık. (II) in odaca- azmaliya latilacak ndini an- sizleştiği, ağin sa- vayı ye- rultuya im hem aktadır. si dü- EV şey aba seni rek nu- ki- aci ve 6- n r Deneme-1 24. Anlatımında nesnel de olabilir olabildiğine öznel ve mizacen edebi de olabilir. Sanatçı, birikim açısından akımlardan birine yakın görünebilir. Örneğin, gerçekçi gözlemin veya simgesel gözlemin özelliklerini göstere- bilir. Sanatkâr, gerçek anlamdan mecaza, cinastan seci- ye, terimden argoya kadar türlü anlam ve söz sanatlarını kullanabilir. Gözlediği kişiyi bir başka zemine gönderebi- lir, bir başka anlam ilişkisiyle ifade edebilir. Zıddıyla söy- leyebilir. Beğenir, sever veya nefret edebilir. Sanatçı için önemli olan neyi gözlediği değil, nasıl gözlediğidir. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Sanatçı, gözlemin gereği, plân yaparak gözleme baş- lar B) Sanatkâr sebep-sonuç ilişkilerini, elden geldiği kadar nesnel olarak değerlendirmeye gayret eder ve genel- likle olaya müdahale etmeden gözlemini sürdürür C) Gözlem; eşyaya, bir olaya, bir insana, bir duruma, somut veya soyut dünyadaki bir manzaraya, dikkatli bir bakış, duyuş ve sezgi içinde olma hâlidir D) Sanatkâr, edebî eseri meydana getirirken daha ön- ceden eserini yazarken yapmış olduğu gözlemin ve- rilerini, isterse aynen isterse hayal gücü ile sonsuz denebilecek kadar çeşitli yorumlara tâbi tutarak ifade edebilir Edebî anlatılar, kurgusal bir dünyanın gözlenmesiyle oluşmuş nesnel birikimlere dayanır