Yaşı kırkı geçti. Geçti ya, on beş yıldan fazla bir zamandan beri adı "genç hikâyeci" diye anılır. Bizim de hâlâ genç şair diye
Yaşı kırkı geçti. Geçti ya, on beş yıldan fazla bir zamandan beri adı "genç hikâyeci" diye anılır. Bizim de hâlâ genç şair diye anıldığımız gibi. Geçelim... Bu yazımda neyi anlatmaya çalışacağım? Sait Faik'i mi? Buna pek lüzum yok sanıyorum. Onu, Yaprak okuyucularının hepsi tanır. Bu yazım, olsa olsa onun yeni çıkmış bir kitabından haber vermeye yarayacak. "Eh! İşte söyledin söyleyeceğini; bir de kitabın adını ver, yeter!" diyeceksiniz. Bir bakıma doğru... Bu kitaptaki hikâyelerinin özellikleri de eski hikâyelerindekinden çok farklı değil. Ama ne yapalım ki âdet olmuş, bir kitaptan bahsederken birkaç da söz söylemek gerekir. Yalnız bu iş, Sait Faik'ten bahsedildiği zaman tehlikeli olabilir. Güçtür çünkü Sait hakkında konuşmak, hoşlanmayabilir. Kendisi de bir hikâyesinde yazmış ya, "Hikâyelerimi beğenmezler, üzülürüm; beğenirler, kızarım." diye. Öyledir gerçekten. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırma yapılmıştır. Sohbet havasında yazılmıştır. Alıntı yapılmıştır. ), İkilemeye yer verilmiştir. Benzetmeden yararlanılmıştır.