Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk-İslam Devletleri konu anlatımı Kunduz eğitmenimiz tarafından hazırlandı! Bilmen gereken tüm detaylar ve sorular bu yazımızda!
Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk-İslam Devletleri konusu TYT ve AYT Tarih için oldukça önemli ve soru gelen konulardan biri. Bu yazı, Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk-İslam Devletleri başlığı altında; Türk-İslam Tarihindeki Siyasi Gelişmeler, Türklerin İslamiyet’i Kabulü, Karahanlı Devleti, Gazne Devleti, Türk İslam Dünyasında İlk Edebi Eserler, Büyük Selçuklu Devletinin Kuruluşu (1040-1157), Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılışı ve Büyük Selçuklu Devletinde Yönetim ve Toplum Yapısı konularını içeriyor. Kunduz Tarih eğitmenimiz Ayşenur Hoca tarafından senin için hazırlandı! Şimdi beraber bu konuyu keşfedelim!
Türk-İslam Tarihindeki Siyasi Gelişmeler
- 751 Talas Savaşı
- 840 Karahanlı Devleti’nin kurulması
- 963 Gazneli Devleti’nin kurulması
- 1040 Dandanakan Savaşı
- 1040 Büyük Selçuklu Devleti’nin kurulması
- 1048 Pasinler Savaşı
- 1071 Malazgirt Muharebesi2077 Türkiye Selçuklu Devleti’nin kurulması
- 1097 Harzemşahlar Devleti’nin kurulması
- 1157 Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılması
- 1187 Gazneli Devleti‘nin yıkılması
- 1212 Karahanlı Devleti’nin yıkılması
- 1230 Harzemşahlar Devleti’nin yıkılması
Türklerin İslamiyet’i Kabulü
Gök Tanrı Dini
- Tanrı birdir, eşi ve ortağı yoktur.
- Kâinatın yaratıcısı olan Tanrı, görülmez ve şekillendirilmez. Yani put ve putlaştırma hâli yoktur.
- Mabed ve din adamlarına rastlanmaz.
- Ataların ruhlarının azapta kalmaması için yılın belirli günlerinde Tanrı adına kurbanlar kesilirdi.
Türklerin İslamiyet’i Kabulü
- Türklerin bir kısmı Kök Türk Devleti zamanında Budizm’e, Uygurlar Dönemi’nde Maniheizm’e inanmıştır.
- Hazarlar Museviliği kabul ederken Peçenekler, Kumanlar ve Bulgarlar gibi Türkler de Hristiyanlığı tercih etmiştir. Ancak bu dinler, Türklerin kimliklerini kaybetmesine neden olmuştur.
- Türklerin Müslümanlarla İlk Temasları
- Türkler, 624 Nihavend Savaşı’ndan sonra Müslümanlarla temas etmeye başlamıştır.
- İran’da kurulan Sasani Devleti’nin yıkılmasından sonra Türklerle Araplar arasında yaklaşıkelli yıl süren mücadeleler yaşanmıştır.
- Emevi Dönemi’nden (661-750) itibaren ise Türkler, İslamiyet’in hizmetinde yer almaya başlamıştır. Ancak Emevilerin Arap olmayanlara uyguladığı olumsuz politika, Türklerin İslamiyet’e geçişini geciktirmiştir.
- 746’da Horasan’da başlayan ve Emevi Hanedanı’nın yıkılarak Abbasilerin iktidara gelmesini sağlayan isyan hareketinde Abbasileri destekleyen Türkler önemli rol oynamıştır.
Abbasiler Dönemi’nde Türkler
- Abbasi Devleti kurulduktan hemen sonra meydana gelen 751 Talas Savaşı’nda Araplar, Türkler ile birlikte Çinlilere karşı savaşmıştır. Bu olaydan itibaren İslamiyet yavaş yavaş Türkler tarafından benimsenmeye başlanmıştır.
- Bu dönemde Abbasilerin Emevilerden farlı olarak müsamaha, eşitlik, adalet ilkelerini uygulamaları ve ümmetçi politika izlemeleri, Türklerin İslamiyet’i kabulünü kolaylaştıran en önemli sebeplerdendir.
- Türklerin İslamiyet’i Kabulü
- Türk dünyasında İslamiyet ilk defa Maveraünnehir Bölgesi’nde ticaret ve ilim faaliyetlerinin etkisiyle yayılmaya başlamıştır.
- 960 yılında 200 bin çadırlık Türk topluluğu Müslüman olmuştur. Bu Türkler, Karahanlı Devleti’nin hâkim olduğu yerlerdeki Türk boylarından olan Yağma, Çiğil, Karluk ve Tuhsilerdir.
- Oğuzlar da aynı yüzyılın ikinci yarısında İslam dinini kabul etmeye başlamıştır.
Türkler İslamiyet’i Niçin Kabul Etti?
Türkler diğer dinlere karşı engin bir hoşgörüye sahipti. Eski Türk dini ile İslamiyet arasındaki benzerlikler:
- Tek Tanrı inancı
- Ahiret inancı
- Aile kavramına, namusa, temizliğe verilen ehemmiyet
- İslamiyet’teki cihat ve gaza anlayışı ile Türk-Cihan hâkimiyeti düşüncesinin benzerlik göstermesi
- Türk toplumunda da İslam dininde de sosyal sınıfların olmaması
Berberiler, Acemler ve Kürtlerin İslamiyet’i Kabulü
- Kuzey Afrika’da yaşayan Berberiler ile Müslümanlar, Hz. Osman Dönemi’nde ciddi çarpışmalar yaşamıştır.
- Emevilerin Kartaca’yı fethi sonrası Berberiler, İslamiyet’i benimsemiştir.
- Berberiler zamanla Arap kültürünün etkisinde kalarak Araplaşmıştır.
- Araplar zamanla Acemlerle iç içe geçmiştir. Acemlerin de İslamiyet’i kabul etmesiyle birlikte çoğunun Araplaştığı görülmüştür.
- Kürtler, Müslümanlar ile ilk defa Hz. Ömer zamanında karşılaşmıştır.
- Kürtler, Müslümanlara karşı İranlılar ile birlikte savaşmış ve İslam ordularına yenilen Kürtler Müslüman olmaya başlamıştır.
NOT: Hz. Peygamber, Hendek Savaşı’nda Kubbetu’l-Türkî denilen Türk çadırında kalmıştır. Savaşı buradan yönetmiş ve ibadetlerini de burada yapmıştır.
Karahanlı Devleti (840-1212)
- Orta Asya’daki ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlı Devleti Karluk, Yağma, Çiğil ve Tuhsi boyları tarafından 840 yılında kurulmuştur.
- Devletin merkezi Balasagun olup bilinen ilk hükümdarı Bilge Kül Kadir Han’dır.
- Satuk Buğra Han, İslamiyet’i kabul eden ilk Karahanlı hükümdarıdır.
- Müslüman olduktan sonra Abdülkerim adını alan Satuk Buğra Han, Türkler arasında İslamiyet’in yayılması için mücadele etmiş ve bu nedenle El-Mücahit, El-Gazi unvanları ile anılmıştır.
- Karahanlı Devleti 1042’de Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
- Doğu Karahanlı Devleti 1211’de Karahitaylar, Batı Karahanlılar ise 1212’de Harzemşahlar tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Gazneli Devleti (963-1187)
- Samanilerin Türk komutanlarından Alp Tegin tarafından 963 yılında başkenti Gazne olarak Horasan, Afganistan ve Kuzey Hindistan’da kurulan Müslüman Türk Devleti’dir.
- Gazneli Mahmut, devlete en parlak dönemini yaşatmıştır.
- Gazneli Mahmut, Hindistan üzerine 17 sefer yaparak İslamiyet’in Hindistan’da yayılmasına katkı sağlamıştır.
- Abbasi halifesi, İslam dünyasına yaptığı hizmetlerden dolayı Gazneli Mahmut’a “Sultan” unvanını vermiştir.
- Sultan Mesud Dönemi’nde Gazneliler, 1040 yılında Selçuklularla yaptıkları Dandanakan Savaşı’nda yenilerek Hindistan’a çekilmek zorunda kalmıştır.
- Gazneli Devleti bu savaştan sonra zayıflama sürecine girmiş, Gurlar tarafından Hüsrev Melik’in esir edilmesiyle 1187’de yıkılmıştır.
İslamiyet’in Türk Devlet ve Toplum Yapısına Etkisi
- Türk kültür ve medeniyetinin Karahanlılardan itibaren İslam kültür ve medeniyetiyle karşılaşıp kaynaşması, Türk İslam medeniyetinin temellerinin atılmasını sağlamıştır.
- İlk Türk İslam devletlerinden olan Gazneliler, Samaniler vasıtasıyla Abbasilerden aldıkları teşkilatı geliştirerek Büyük Selçuklulara ve daha sonraki Türk İslam devletlerine iletmiştir.
- Türk cihan hâkimiyeti düşüncesi Türk kağanlarının en büyük idealiydi. Bu ideal İslami dönemde cihat anlayışı ile yaşamaya devam etti.
- İlk Türk devletlerindeki kut anlayışı İslamiyet ile birlikte “Allah’ın nasibi veya takdiri” olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla İslamiyet’i kabul ettikten sonra da hükümdarların gücünün kaynağı ilahidir.
- İslamiyet ile birlikte hükümdar unvanlarında da değişiklik görülmüştür. Karahanlılarda “hakan” yerine “Arslan Han”, “yabgu” yerine “Buğra Han” ve “şad” yerine “İlig Han” kullanılmıştır. Gaznelilerde ise hükümdarlar “emir ve sultan” gibi İslami unvanlar kullanmıştır.
- Sultan unvanını ilk kullanan Türk hükümdarı Gazneli Mahmut olmuştur.
- İslamiyet ile birlikte gelen diğer değişiklikler ise hükümdarlığın halife tarafından onaylanması, ülkede halife adına hutbe okutulması ve basılan paraların üzerinde halifenin isminin yazılmasıdır.
- İlk Türk İslam devletlerinde hükümdarlar tıraz denilen kendi ad ve lakaplarının yazılı olduğu, süslemeli özel giysiler giyerdi.
- Resmî belgelerde tevki ya da tuğra denilen mühür kullanan hükümdarların değerli taşlardan yapılmış taht ve taçları vardı.
- Saray önünde, namaz vakitlerinde, savaşlarda ve törenlerde nevbet denilen müzikler çalınırdı.
- Sefere ya da bir yere giderken hükümdarların başının üstyünde çetr denilen ipek ve kadifeden yapılmış bir çeşit şemsiye tutulurdu.
- Hükümdardan sonra devlet kademesinde en yetkili kişi vezirdi.
- Karahanlı vezirleri Türkçe yuğruş unvanını kullanırken genellikle İran kökenli olan Gazneli vezirler hâce unvanını kullanmıştı.
- Karahanlılarda devletin işleyişiyle ilgili önemli kararların alındığı Meclis-i Âli adında bir divan varken Gaznelilerde mali ve genel idari işlerden sorumlu olan “Divan-ı Vezaret” bulunurdu. Ayrıca bu divanlara bağlı alt divanlar da vardı.
- Türk İslam devletlerinde hukuk sistemi şeri ve örfi olmak üzere iki ana unsurdan meydana gelirdi. Şeri davalara bakan kadılar, dinle ilgili bütün işlerde yetkiliydi.
- Hükümdarlar, devlet kurumlarının çalışmasını düzenleyen örfi mahkemelere başkanlık ederdi.
Karahanlı Ordusu
- Görevleri saray ve hükümdarı korumak olan saray muhafızları,
- Hükümdarın şahsına bağlı ücretli askerlerden meydana gelen Hassa ordusu,
- Haneden mensupları, valiler ve diğer devlet adamlarının kuvvetleri,
- Devlete bağlı Türk boylarının kuvvetleri olmak üzere dört ana birimden oluşurdu.
Gazne Ordusu
- Görevi saray ve hükümdarı korumak olan gulamlar,
- Eyalet ve bağlı devletlerin kuvvetleri,
- Türkmenler ile ücretli ve gönüllü birliklerden meydana gelirdi.
Türk İslam Dünyasında İlk Edebi Eserler
Kutadgu Bilig (Mutluluk Veren Bilgi)
- Türk İslam edebiyatının günümüze kadar ulaşan ilk eseri olma özelliğine sahiptir.
- Yusuf Has Hacip, eserini 1070’de Doğu Karahanlı Hükümdarı Uluğ Kara Buğra Han’a Türkçe (Uygurca) olarak sunmuştur.
- Eserde insanların hem bu dünyada hem de ahirette mutluluğu elde edebilmek için nasıl bir yaşam sürmeleri gerektiği bilgisi verilmiştir.
- Ayrıca ideal Türk devlet anlayışının özellikleri anlatılmıştır. Bu bakımdan eser bir siyasetname olarak kabul edilmiştir.
Divânü Lûgati’t Türk
- Türk tarihinin ilk sözlüğü olup Türk dilinin abide şaheserlerindendir.
- Kaşgarlı Mahmut, bütün Türk dünyasını gezip dolaştıktan sonra elde ettiği bilgileri bir araya getirdiği eserini 1077 yılında Abbasi Halifesi Muktedi Billah’a sunmuştur.
- Divânü Lûgati’t-Türk; Araplara Türk dilini öğretmek, Türk milletinin yüceliğini ve Türkçenin zenginliğini göstermek amacıyla kaleme alınmıştır.
- Bir sözlük gibi hazırlanan eser; Türklerin tarih ve coğrafyası, örf ve âdetleri gibi konularda ansiklopedik bilgiler içermektedir.
Atabetü’l-Hakayık (Gerçeklerin Eşiği)
- XII. yüzyılda Edip Ahmet Yükneki tarafından yazılmıştır.
- İçerik ve edebî yönüyle Kutadgu Bilig’in devamı olarak kabul edilmiştir.
- Türk İslam kültürü içerisinde bireyin eğitimi ve toplum düzenini sağlamak için belirlenen unsurları Türk dili ile anlatan manzum bir eserdir.
- İslamiyet’in hayata bakış felsefesini Türkler arasında yaymaya çalışsan eser, bir nasihatname niteliğindedir.
Divân-ı Hikmet
- Türk tasavvuf tarihinin ilk edebî eseridir.
- Hoca Ahmet Yesevî’nin Türkçe olarak yazmış olduğu ve “hikmet” adı verilen şiirlerin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur.
- Hz. Peygamber’in yaşamı, dinî hikâyeler, dervişliğin özellikleri, cennet, cehennem, güzel ahlak gibi konuları içeren bir tasavvuf kitabıdır.
- İslamiyet’in Türkistan, Balkanlar ve Anadolu’da yayılmasının temelini teşkil ettiği; bu uğurda mücadele edecek olan müritlere yol gösterici bir özelliğe sahip olduğu kabul edilmiştir.
Oğuzlar Kimdir?
- Türkiye, Azerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan Türklerinin ataları olarak bilinirler.
- Oğuz adına ilk defa Kök Türk Kitabeleri’nde rastlanmaktadır.
- Kök Türk Kitabeleri’ne göre Oğuzlar ( İslam kaynaklarında Guz) dokuz boydan meydana gelmiş bir budundur.
- Kök Türkler Oğuzları kendilerine tabi kıldılar.
- 744’te Kök Türk Devleti yıkıldı ve yerini Uygur Devleti aldı.
- Oğuzlar Uygur Devleti’ne tabi oldular.
Oğuzların İslamiyet’i Kabulü
- X. yüzyılın ikinci yarısında Oğuzlar arasında İslamiyet yayılmaya başlamıştır.
- Oğuzlar arasında İslamiyet ancak XI. yüzyılda hâkim bir din hâline gelebilmiştir.
- Oğuz boylarından Müslümanlığı kabul edenleri etmeyenlerden ayırmak için onlara Türkmen adı verilmiştir.
- Oğuzlar, Tuğrul Bey önderliğinde yeni bir Müslüman Türk devleti olan Selçuklu Devleti’ni kurmuştur.
- 1040 Dandanakan Savaşı’nı kazanarak İran’da tek siyasi güç hâline gelen Tuğrul Bey, Şii Büveyhilerin baskı altında tuttukları Abbasi halifesini bu baskıdan kurtararak bozulan İslam birliğini yeniden sağlamıştır.
- Büyük Selçuklu Devleti’nin parçalanması üzerine Türkiye Selçuklu Devleti, Anadolu’da bağımsızlığını kazanmıştır.
- Türkiye Selçukluları, Suriye ve Filistin’deki diğer Türk emirlikleriyle birlikte Haçlı Seferleri’ne karşı İslam dünyasını başarılı bir şekilde korumuştur.
- Doğudan gelen Moğol istilası, Türkiye Selçuklu Devleti’nin parçalanmasına neden olmuş ve Anadolu’da birçok beylik ortaya çıkmıştır.
- Osmanlı Beyliği süratle gelişerek bir cihan devleti hâline gelmiştir.
- Osmanlı Devleti, İslam dünyasının lideri olarak Avrupa’da İslam kültürünün yayılmasını sağlamıştır.
Büyük Selçuklu Devletinin Kuruluşu (1040-1157)
- Oğuz Yabgu Devleti’nde subaşı olan Selçuk Bey, yabgu ile anlaşmazlığa düşünce kendine bağlı kişilerle birlikte Cend şehrine gelmiştir.
- Burada Selçuk Bey, boyu ile birlikte İslamiyet’i kabul etmiş ve Samanoğulları, Karahanlılar, Gazneliler olmak üzere üç güçlü Müslüman devlet arasında kalmıştır.
- Kuruluşa giden süreçte Selçuklular, Gaznelileri 1035’te Nesâ’da, 1038’de Serahs’ta mağlup etmiştir.
- 1040 Dandanakan Savaşı’nı kazanan Tuğrul Bey, Büyük Selçuklu Devleti’ni kurmuştur.
- 1043 yılında başkenti Rey şehri olmuştur.
Büyük Selçuklu Devleti’nin Anadolu’ya Yaptığı Akınlar
- Bu seferler sırasında Bizans ile ilk karşılaşma Büyük Zap Suyu civarında olmuştur. Bu savaşta pusuya düşürülen Selçuklu kuvvetleri yenilgiye uğramıştır.
- Selçuklular, Gürcü-Bizans kuvvetlerini 18 Eylül 1048’de Pasinler Ovası’nda kesin bir bozguna uğratmıştır.
- Pasinler Savaşı’nın Bizans ve Büyük Selçuklu orduları arasında yapılan ilk önemli mücadele olduğu kabul ediliyor.
NOT: 1015-1021 yılları arasında Çağrı Bey Anadolu’ya keşif amaçlı seferler yapmıştır.
Tuğrul Bey’in Bağdat Seferi
- Tuğrul Bey Dönemi’nde Mısır’da egemenliğini sürdüren Fâtımiler ve Bağdat’ta bulunun Şii Büveyhoğulları, Abbasilere yönelik yıkıcı faaliyetlerde bulunmuştur.
- Tuğrul Bey 1055’te Bağdat’a girerek Büveyhoğullarına son vermiştir.
- Halife Kaimbiemrillah, Tuğrul Bey’e “Şark ve Garpın Sultanı” unvanını vermiştir.
- Böylece İslam dünyasının siyasi liderliği Selçuklulara geçti.
- Selçuklu hükümdarları bu olaydan sonra “Sultan-ı İslam” unvanını kullanmaya başlamıştır.
Alp Arslan (1063-1072)
- Tuğrul Bey’den sonra kardeşi Çağrı Bey’in oğlu Alp Arslan 1063’te Selçuklu tahtına geçmiştir.
- Bizans’ın doğudaki en önemli merkezlerinden olan Ani Kalesi’ni 1064’te almıştır.
- Bizans İmparatoru Romen Diyojen, büyük bir ordu ile harekete geçmiştir.
- 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt-Ahlat arasında Rahve Ovası’nda meydana gelen savaşta Selçuklular, Bizans ordusundaki Türk asıllı askerlerin de Selçuklu saflarına geçmesiyle büyük bir zafer kazanmıştır.
26 Ağustos 1071 Malazgirt Savaşı’nın Sonuçları
- Selçuklular büyük bir zafer kazanmıştır.
- İlk defa bir Bizans imparatoru, bir Türk hükümdarına esir düşmüştür.
- Abbasi halifesi, Sultan Alp Arslan’a hediyeler göndermiş ve ona “İslam Ülkelerinin Sultanı” unvanını vermiştir.
- Bu zafer, Avrupa’nın Bizans’a yardım etmek amacıyla harekete geçmesine ve Haçlı Seferleri için hazırlık yapmasına neden olmuştur.
- Ayrıca Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış ve böylece Anadolu’nun fetih süreci hızlanmıştır.
Sultan Melikşah Dönemi (1072-1092)
- Sultan Alp Arslan, Barzam Kalesi komutanı Yusuf el-Harezmî’nin hançeri ile yaralanmış ve kısa süre sonra şehit olmuştur.
- Sultan Alp Arslan’ın veliaht tayin ettiği oğlu Melikşah hükümdar olmuştur.
- Alp Arslan’ın kardeşi Kavurd, Melikşah’ın sultanlığını tanımamıştır.
- Mücadeleyi Melikşah kazanmıştır.
- Melikşah, devlet merkezini İsfahan’a taşımıştır.
- Bu dönemde Batı ve Doğu Karahanlı Devletleri hâkimiyet altına alındı.
- Gürcistan, Kudüs, Suriye, Yemen ve Aden fethedildi. Türk komutanları İzmit’e kadar Anadolu’nun büyük bölümünü fethettiler.
Bâtıniler
- Sultan Melikşah Dönemi’nin önemli sorunlarından birisi de Selçuklu Devleti içinde Bâtıni faaliyet merkezlerinin ortaya çıkmasıydı.
- Hasan Sabbah’ın gizli olarak yürüttüğü faaliyetler neticesinde Bâtıniler 1090’da Kazvin yakınındaki Elburz Dağlarında Alamut Kalesi’ni ele geçirdi.
- Sultan Melikşah, Bâtınilere karşı mücadele etmesi için komutanlarını gönderse de 1092’de ölümüyle harekât durmuştur.
Büyük Selçuklu Devleti’nin Yıkılışı
- Melikşah’ın ölümünden hemen sonra taht kavgaları başladı.
- Nizâmülmülk taraftarlarının desteklediği Melikşah’ın oğullarından Berkyaruk, kardeşiyle girdiği taht mücadelesini kazanarak tahta çıktı. İsyanları bastırdı.
- Sultan Berkyaruk Dönemi’nin önemli olaylarından birisi de Haçlı Seferleri’nin başlamasıdır.
- Antakya’yı ele geçiren Haçlılar Kudüs’e kadar ilerledi.
- Sultan Berkyaruk’un kardeşi Mehmet Tapar 1099’da isyan etti.
- Azerbaycan sınır olmak üzere Büyük Selçuklu Devleti ikiye bölündü. Batı kısmına Mehmet Tapar, Doğu kısmına ise Berkyaruk sultan oldu.
- Sultan Berkyaruk’un ölümünden sonra Mehmet Tapar, Selçuklu tahtını 1105’te ele geçirdi.
- Bu dönemde Suriye ve civarındaki Haçlı devletleri ile mücadele edildi.
- Ayrıca Sultan Mehmet, Bâtınî faaliyetlerine karşı ciddi tedbirler aldı. Ancak Mehmet Tapar’ın 1118 yılında ölümü üzerine bu seferler sonuçsuz kaldı.
- Mehmet Tapar öldükten sonra kardeşi Sencer tahtı ele geçirdi.
- Sultan Sencer, Selçuklu Devleti’ni yeniden düzenleyerek “Sultan-ı Azam” unvanını aldı.
- Selçuklu ve Karahitay kuvvetleri arasında 9 Eylül 1141’de Katvan Savaşı meydana geldi.
- Savaşı kaybeden Selçuklular yıkılma sürecine girdi.
Yıkılış Sonrası Ortaya Çıkan Devletler
- Irak Selçukluları (118-1194)
- Kirman (İran) Selçukluları (1048-1187)
- Suriye Selçukluları (1078-1117)
- Türkiye Selçukluları (1075-1308)
Yıkılış Sonrası Ortaya Çıkan Atabeylikler
- Şam Atabeyliği (Böriler) (1104-1154)
- Musul ve Halep Atabeyliği (Zengiler) (1127-1233)
- Azerbaycan Atabeyliği (İldenizliler) (1148-1225)
- Fars Atabeyliği (Salgurlular) (1148-1286)
Atabeylik
- Selçuklularda şehzadeler küçük yaşlarda eyaletlere Melik olarak gönderiliyordu.
- Kendilerini yetiştirmek ve işlerini idare etmek üzere onlara birer Atabey tayin ediliyordu.
- Şehzadeler büyüdükten sonra da onların veziri ve kumandanı olarak kalan bu Atabeyler, onların devlet adamı olarak yetişmelerinde faydalı oluyordu.
- Ancak Atabeylerin Melikleri sultanlığa kışkırtmak ve o sayede kendi mevkilerini yükseltmek maksadıyla sebep oldukları sarsıntılar devlete büyük zarar vermiştir.
Büyük Selçuklu Devletinde Yönetim ve Toplum Yapısı
Büyük Selçuklu Devleti’nde Hükümdar
- Selçuklularda ülke hükümdar ailesinin ortak malı kabul edilmiştir.
- İlk Türk devletlerindeki kut anlayışı Selçuklularda da devam etmiştir. Buna göre hükümdarın emretme yetkisini doğruda Allah’tan aldığına ve Allah adına hüküm sürdüğüne inanılmıştır.
- Sultan adına para bastırılır, fermanlara tuğrası çekilir ve ülkenin her tarafında hutbe okunurdu. Savaşlarda ve gezilerde hükümdarın başının üstünde çetr tutulurdu. Namaz vakitlerinde nevbet çalınırdı.
Büyük Selçuklu Devleti’nde Saray
- Hükümdarın şahsına bağlı olan saray, aynı zamanda devletin yönetildiği yerdi.
- Çaşnigir yemeklerden sorumludur.
- Candar, saray muhafızıdır.
- Camedar, hükümdarın ve saray görevlilerinin elbiselerinden sorumludur.
- Saray teşkilatında çalışanların başında olan ve onları denetleyen kişiye “hâcibü’l-hüccâb” denirdi.
Büyük Selçuklu Devleti’nde Divan
- Bütün devlet işleri Büyük Divan tarafından yürütülürdü.
- Divan-ı Saltanat da denilen Büyük Divan’ın başında vezir bulunurdu.
- Büyük Divan’a bağlı dört divan daha bulunurdu: Devletin iç ve dış yazışmalarını yapan Divan-ı İnşa (tuğra), bütün mali işlerinden sorumlu olan Divan-ı İstifa, Mali ve idari işleri teftiş eden Divan-ı İşraf ve devletin askerî işleriyle ilgilenen Divan-ı Arz.
- Ayrıca Büyük Divan’a bağlı olmayan posta ve haberleşmeden sorumlu Divan-ı Berid, adalet işlerinden sorumlu Divan-ı Mezalim ve Hatunun emrinde hizmet veren Divan-ı Hatun gibi divanlar bulunurdu.
Büyük Selçuklu Devleti’nde Hukuk
- Selçuklu adalet teşkilatı şeri ve örfi hukuk olmak üzere ikiye ayrılmıştı.
- Şeri hukuk sisteminde davalara kadılar bakardı.
- Din ile ilgili bütün işlerde yetkili olan kadılar evlenme ve boşanma işlemleri, nafaka, alacak davalarına bakarlar; noter vazifesi görürler ve vakıfları yönetirlerdi.
- Kadıların başına kadiü’l-kudat denilir ve sultan tarafından tayin edilirdi.
- Örfi hukuk sisteminde davalara emir-i dad bakardı.
- Bugünkü adalet bakanı gibi olan emir-i dad, gerektiğinde tutuklamalarda bulunabilirdi.
- Siyasi suçlar sultanın başkanlığındaki mahkeme olan Divan-ı Mezalim’de hükme bağlanırdı.
Büyük Selçuklu Devleti’nde Ordu
- Devletin ve hükümdarın dayandığı başlıca kuvvet olan Gulaman-ı Saray askerleri, sipahilerden oluşan ve her an sefere çıkmaya hazır olan Hassa Ordusu, ikta sahiplerinin verdiği ikta askerleri, bağlı devlet askerleri, gönüllüler, ücretliler ve Türkmen kuvvetlerinden meydana gelmiştir.
- Devletin kuruluşu sırasında rol oynayan Türkmenler zamanla ordudan tasfiye edilmiş ve yerleri gulam sistemine göre yetişmiş askerler getirilmiştir.
Büyük Selçuklu Devleti’nde İran Etkisi
- Büyük Selçuklu Devleti, Türkler ve İranlılar olmak üzere başlıca iki gruptan oluşuyordu.
- Bu yüzden devlet teşkilatında iki grubun da etkisi görülürdü.
- Selçuklularda vezirlik kurumunda Abbasi, Sasani ve Gazne tesiri vardı.
- Devletin mülki teşkilatına İranlılar, askeri teşkilatına Türkler hâkim olmuştur.
- Nizâmülmülk’ün Siyasetnâme adlı eserine göre Selçuklularda hükûmet teşkilatı ve ordu kurulurken İslam-İran geleneği esas alınmıştır.
- Selçuklulardaki devlet teşkilatında İran etkisi görülmesine karşın atabey, subaşı, çavuş gibi teşkilatla ilgili Türkçe terimler kullanılmıştır.
Nizamiye Medreseleri
- Fâtımi ve Bâtınilerin yıkıcı faaliyetlerinin İslam dünyası için büyük bir tehlike olduğunu anlayan Büyük Selçuklu Devleti, Sünni medreseler kurmaya karar vermiştir.
- İlki Nişabur’da daha sonra Bağdat ve diğer önemli şehirlerde açılan Nizamiye Medreseleri Sultan Alp Arslan ve veziri Nizâmülmülk tarafından açılmıştır.
- Nizâmülmülk, Büyük Selçuklu sarayında danışman olarak çalışan Gazalî’yi “Şerefü’l-ümme” unvanını vererek Bağdat Nizamiye Medresesi’e müderris olarak atamıştır.
Büyük Selçuklu Devleti’nde Kültür ve Medeniyet
- Eğitim ve öğretim faaliyetleri Sultan Alp Arslan zamanında belli bir programla sistemli hâle getirilerek devlet himayesi ile verilmeye başlanmıştır.
- Bu sayede yüksek nitelikte bilginler yetiştirilmiş ve büyük bir ilim ordusu oluşturulmuştur.
- Şii Fâtımiler ve Bâtınilerin yıkıcı faaliyetlerine karşı, kurulan ilim ordusu sayesinde devletin yapısı ve İslam dünyası kuvvetlenmiştir.
- İslami bilimlerde Eş-Şirazî, Cüveynî, Gazzalî ve Er-Razî gibi âlimlerle birlikte diğer bilimlerde de önemli âlimler yetişmiştir.
- Sultan Melikşah İsfahan ve Bağdat’ta rasathaneler kurdurmuştu.
- Devrin en önemli matematik ve astronomi âlimleri Ömer Hayyam, Îsfizârî, El-Vâsıtî’dir.
- El-Hazini, Büyük SelçukluDevleti’nin enlem ve boylamlarını gösteren “Zîc-i Sencerî”yi hazırlamıştır.
- Selçuklu dönemi âlimlerince de felsefe biliminde üstünlüğü kabul edilen Muhammed bin Ahmed Beyhakî, matematik ve astronomi ile ilgili çalışmalar yapmıştır.
- Fizik biliminde El Savi önemli eserler yazmıştır.
- Tıp alanında Sabur b. Sehl, İbnü’t Tilmiz ve Ebu Said Muhammed bin Ali gibi ünlü hekimler yetişmiştir.
- Selçuklu sultanları tarih biliminin gelişmesi için teşvik edici olmuşlardır.
- Selçukluların kökenini anlatan anonim eser Meliknâme ve Ebu Tahir-i Hatuni’nin Tarih-i Al-i Selçuk, dönemin önemli eserleridir.
- Resmî dil Farsça olduğu için edebiyatta Farsça kullanılmıştır.
- Emir Muzzi, Ömer Hayyam, Enveri, Ezraki dönemin ünlü edipleridir.
- Nizamiye Medreseleri ile medrese mimarisi ilk şeklini almıştır.
- Girintili duvarları ve büyük avlu yapısıyla ilk defa medrese camiler yapılmıştır.
- Çini ile kaplı çok köşeli çatıları ve üzerlerindeki göz alıcı kumaş süslemeleriyle kümbetler, Selçuklu mimarisinin en önemli eserleridir.
- Selçuklular, uzaktan görülebilen silindir şeklinde yükseltilmiş kubbeleri ile kubbeli türbe anlayışını ortaya koymuştur.
- Merv’de bulunan Sultan Sencer Türbesi bu alanda abidevi bir örnektir.
- Yüksek, silindirik, yivli, ince minare şekli Selçukluların İslam dünyasına bir diğer hediyesidir.
- Selçuklu kabartma heykel sanatının günümüze kadar ulaşan en önemli eseri Rey’de saray hayatını anlatan stuk panodur.
- Selçuklular kendine has üsluplarıyla Selçuklu kufisi, sülüsü ve nesihi gibi hat türleri ortaya çıkarmışlardır.
- Ayrıca bozkır kültürünü gösteren kuş, ejderha, boğa ve çift başlı kartal gibi hayvan tasvirlerinin yer aldığı kabartmalarla yapılar süslenmiştir.
- Askerî müzik, sultanların gücünü göstermekte olup sultanların kapılarında beş nevbet, meliklerde ise üç nevbet çalınmıştır. Kopuz, Türk tanburu, Türk borusu, Türk neyi ve bağlama önemli Türk müzik aletleriydi.
Türklerin İslamiyet’i Kabulü ve İlk Türk-İslam Devletleri Örnek Soru Çözümü
Sınava hazırlık uzun bir maraton. Kunduz ekibi olarak bu yolculukta yanında olmayı çok isteriz! Alanında uzman Profesyonel eğitmenler tarafından hazırlanan Soru Çözümü, binlerce soru ve çözümden oluşan Soru Bankası hizmetlerimizden faydalanabilirsin. Uygulamada senin için hazırlanmış , tüm konuları öğrenebileceğin premium içerik ders videolarını incelemeyi unutma!