Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Kunduz Eğitmen tarafından yazıldı, 10.01.20227 dakikalık okuma

Uyak ve Kafiye – Şiir Bilgisi ve Türleri Ders Notları

Uyak ve Kafiye türleri nelerdir? Şiir Bilgisi ve Türleri hakkında bilmen gerekenler ve soru çözümünde işine yarayacak ipuçları burada!

Uyak ve Kafiye – Şiir Bilgisi ve Türleri Ders Notları

Hesap Oluştur

Ücretsiz kaydol, sınırsız video içerikler ve soru çözümleri ile sınava hazırlan!

ÜCRETSİZ KAYDOL

 

Konu çalışmalarını tamamladıktan sonra, zaman zaman notlarına ve formüllere bakmaya ihtiyaç duyabilirsin. Tekrar yaparken veya soru çözerken notlara göz atmak ve gerekli ipuçlarını almak, öğrenme aşamasında sana epey yardımcı olacaktır. Kunduz ekibi olarak, alanında uzman eğitmenlerimizin de desteğiyle, her konuda mutlaka görmen gereken ipuçlarını, formülleri, notları senin için derliyoruz!? Bu yazımızda Uyak ve Kafiye hakkında bilmen gerekenler ve Şiir Bilgisi ve Türleri soruları çözerken işine yarayacağını düşündüğümüz ipuçları yer alıyor. Umarız bu notlar sana yardımcı olur. Uyak nedir, kafiye nedir gibi sorularına cevap bulabilmen ve redif, çapraz uyak, cinaslı kafiye, tunç kafiye gibi konulara aşina olabilmen dileğiyle… İyi okumalar!

Bu notlar, Kunduz eğitmenimiz Zeki Hoca tarafından hazırlandı. Zeki Hoca, Karadeniz Teknik Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı mezunu. 10 yıldır okul ve özel kurumlar dahil olmak üzere birçok kurumda Türkçe Edebiyat dersleri verdi. Şu an özel bir kolejde öğretmen ve idareci olarak aktif görev alıyor. Deneyimlerini öğrencilere paylaşmaktan da mutluluk duyuyor.


Şiir Türleri

  1. Lirik Şiir: Duyguların coşkun bir dille anlatıldığı şiirlerdir. Akıldan çok hayal gücüne, duygusallığa hitap eder. (Gurbet, ayrılık, hasret). Edebiyatımızda lirik şair olarak; Fuzuli, Nedim, Yunus Emre, Karacaoğlan, Yahya Kemal, Ahmet Haşim sayılabilir.
    • Gurbet o kadar acı ki / Ne varsa içimde / Ben gurbette değilim / Gurbet benim içimde
  2. Didaktik Şiir: Bir şeyler öğretmek, bilgi vermek amacıyla yazılan duyguyu değil fikri konu edinen şiirlerdir. Fabllar didaktik şiir türlerine örnektir. Edebiyatımızda didaktik şair olarak Nabi, Tevfik Fikret, M. Akif, Mehmet Emin Yurdakul vardır.
    • Her canlıya hak layık olan cevheri verdi / Tırtıl iki diş bulsaydı bütün ormanı yerdi / Şayete kediler haftada bir gün uçsaydı / Dünyadaki bütün serçelerin nesli tükenirdi.
  3. Pastoral Şiir: Kır ve tabiat güzelliklerinin konu edildiği şiirlere denir. Tabiat hayatı, çoban hayatı sade süsten ve özentiden uzak bir dille anlatılır. Edebiyatımızda pastoral şair olarak Kemalettin Kamu, Faruk Nafiz vardır.
    • Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burada / Bu çamlıkta söylemiş son sözlerini babam / Şu karşıki bayırda verdim kuzuyu kurda / Sunam’ın başka köye gelin gittiği akşam
  4. Epik Şiir: Kahramanlık ve yiğitlik konularını işleyen şiir türüdür. Epik şiirde olağanüstü olaylar ve kahramanlıklar dikkat çekici özelliklerdir. Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Üç Şehitler Destanı bu türe örnek verilebilir.
    • Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik / Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik / Ak Tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle / Bir yaz günü geçtik Tuna’dan kafilelerle
  5. Satirik Şiir: Toplum hayatındaki bozuklukların, insan hayatındaki zaafların güldürü unsuru katılarak dile getirildiği şiir türüdür. Divan şiirindeki hicivler ve halk edebiyatındaki taşlamalar bu türün örneklerindendir. Günümüzde de yergiler bu türdendir. Edebiyatımızda Şeyhi, Bağdatlı Ruhi, Nef’i, Ziya Paşa, Neyzen Tevfik ve Şair Eşref bu türde şiir yazan şairler arasındadır.
    • Adalet kalmadı hep zulüm doldu / Geçti şu bajarın gülleri soldu / Dünyanın gidişi acayip oldu / Koyun belli değil, kurt belli değil

Şiirde Ahenk Unsurları

Şiirde ahenk unsurları şunlarla sağlanır:

  1. Aliterasyon: Aynı ünsüz sesin şiirde birçok kere tekrar kullanılmasıyla oluşur.
    • Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
  2. Asonans: Aynı ünlü sesin şiirde birçok kere tekrar kullanılmasıyla oluşur.
    • Neysen sen, nefes sen, neylersin neyi
  3. Redif: Dize sonlarında yazılış ve anlamları aynı sözcük ve eklere redif denir.
    • Hülya tepeler, hayal ağaçlar
  4. Durgun suda dinlenen yamaçlar ( – lar ekleri aynı görevde olduğu için redif )

Uyarı: Redif ek biçiminde,  sözcük biçiminde veya ek ve sözcük biçiminde olabilir.

  • Dere boyu saz olur
  • Gül açılır yaz olur ( olur sözcük biçiminde redif )
  • Ümidim yılların seline düştü
  • Saçının en titrek teline düştü ( – ine düştü hem ek hem de sözcük biçiminde rediftir. )

Uyarı: Eklerin ses uyumundan dolayı uğradıkları değişimler redifi bozmaz.

  • Can kafeste durmaz uçar

Dünya bir han konan göçer ( burada geniş zaman ekleri ses uyumundan dolayı farklı yazılmış fakat aynı görevde oldukları için redif olarak kabul edilirler. )

Kafiye – Kafiye Nedir?

Kafiye, en az iki mısra sonunda, anlamı ayrı, yazılışı aynı iki sözcük arasındaki ses benzerliğidir.

Kafiyenin sağladığı hususlar şunlardır:

  • Here mısranın ahenkli bir duygu ile kesilmesini sağlar.
  • Kafiye şiirin akılda kolayca kalmasını temin eder.
  • Anlamca ilgisiz görünen mısraları kaynaştırır.
  • Yeni fikirlerin bulunmasına katkıda bulunur.
  • Şiire söyleyiş kazandırır.

Kafiyenin Şartları

  1. Mısra sonundaki sözlerin ses bakımından benzemesi, anlamın ayrı olması gerekir.
    • Yollarda kalan gözler / Yıllardır seni gözler (birinci “gözler” gözün çoğuludur. İkinci “gözler” ise gözlemekten geniş zamandır. Her ikisi de aynı anlama gelseydi redif olurdu)
  2. Kafiyeler kesinlikle rediften sonra gelmezler.
    • Vardım ki bağ ağlar, bağban ağlar / Sümbüller perişan, güller kan ağlar (“Bağban” ve “kan” kelimelerindeki -an sesi kafiye, ağlar kelimesi rediftir. Şayet şiir “… ağlar kan / … ağlar bağban” diye bitseydi -an sesi kafiye olur; fakat ağlar sözcüğü redif sayılmazdı.)
  3. Bir kelimenin redif olabilmesi için kendinden evvel mutlaka bir kafiyenin bulunması gerekir. Görevi ayrı olan bazı ekler kendinden önce kafiye olmadığı için -aslında redif oldukları halde- kafiye sayılır.
    • Sultan Murat eydür gelsin göreyim / Nice kahramandır ben de bileyim (“gör” ve “bil-” fiil köklerinde benzer ses yoktur. Aynı mısralardaki -eyim ekinin görevi aynı olduğu için rediftir; fakat kendinden önce kafiye bulunmadığı için kusurlu olarak kafiye sayılır. Ya da sadece -e sesi yarım kafiye sayılıp -yim redif kabul edilir. Bu konuda kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Halk edebiyatı sözlü olduğu için r ve l sesinin kulağa birbirine yakın gelmesindene kaynaklanan bu tür kafiyeler halk şiirinde görülen bir husustur. Boğazdan çıkışına göre aynı grupta yer alan sesler arasında çok az da olsa kafiyenin varlığından söz edebiliriz.)
  4. Halk edebiyatında kalın sesliler (a, ı, u, o) ile ince sesliler (e, i, ö, ü) kafiyelendirilmiş olabilir.
    • Bakmaz mısın Karacoğlan halına / Garip bülbül konmuş gülün dalına / Kadrin bilmeyenler alır eline / Onun için eğri biter menevşe
  5. Kafiye ve rediflerin tespitinde Türkçedeki yapım ve çekim eklerininin iyi bilinmesi gereklidir.
  6. Art arda gelen mısralar içinde birbirine benzeyen seslerin sık ve ahenk sağlayacak güzellikte kullanılmasına aliterasyon denir.
    • Ak sütünü emdiğim kadınım ana / Ak pürçekli, izzetli canım ana / Akar sularına kargımagıl (ak sesinin tekrarlanması ile aliterasyon yapılmıştır.)
  7. Kafiyede aranan nitelik sesin benzemesidir. Yazılışı başka başka olan kelimeler, aynı sesi verdikleri takdirde kafiyeli olabilirler
    • Birdenbire sıyrıldı gözümdenn çözülen bağ / Bir hatıranın dağdaki yadıydı memba (“bağ” ve “memba” kelimelerini telaffuz ettiğimiz zaman yakın bir ses çıkar. Bu çeşit kafiyeler ses bakımından yarım kafiyeden hafif bir benzeyiştir.)
  8. Nesir cümlelerinde tekrar edilen seslere seci denir. Özellikle Divan nesrinde bulunur.
    • Gözlerin nuru, gönüllerin süruru; başımızın tacı, dil ehlinin miracı
  9. Ayrıca uzun bir sesli (â, ô, î) ile oluşan kafiyeler de uzun sesliler iki ses değerinde kabul edildiği için tam kafiye sayılır.
    • İstiklal Marşının fedâ, şühedâ, Hüdâ ve cüdâ kelimeleriyle biten dörtlüğünün kafiye şeması aaaa olduğu için kafiye -edâ ve -üdâ seslerinde değil, -dâ sesindedir. Şemada aynı harf ile gösterilen kelimeler arasındaki ortak ses kafiye kabul edilir.
  10. Ruhumun senden İlahi, şudur ancak emeli / Değmesin ma’bedimin göğsüne na-mahrem eli / Bu ezanlar -ki şehadetleri dinin temeli / Edebi yurdumunun üstünde benim inlemeli mısralarında “emeli” kelimesi diğer mısralarda aynen geçtiği için tunç kafiye sayılır. Tunç kafiyeleri zengin kafiye saymak yaygın bir görüştür. Birinci, ikinci ve üçüncü mısralardaki -i sesi redif değildir; çünkü dördüncü mısradaki “i” sesi iyelik -i’si değildir. Kafiye sadece üç mısrada olsa idi o zaman bu ek redif olurdu.

Uyak Bilgisi

Uyak (Kafiye), dize sonlarındaki ses benzerliklerine denir. Yarım Uyak, Tam Uyak, Zengin Uyak, Tunç Uyak ve Cinaslı Uyak nedir? Yarım Kafiye, Tam Kafiye, Zengin Kafiye, Tunç Kafiye ve Cinaslı Kafiye örnekleri nelerdir?

  1. Yarım Uyak: Dize sonlarındaki tek ses benzerliğine denir.
    • Yarın sen de gel / Birgün bizde kal
  2. Tam Uyak: Dize sonlarındaki çift ses benzerliğine denir.
    • Siyah dağınık bir bulut / Birden değişti ve yakut
  3. Zengin Kafiye: Dize sonlarındaki üç ve daha fazla ses benzerliğine denir.
    • Ne güzel söylemiş şair / Geçen günlere dair
  4. Tunç Kafiye: Bir dizenin son sözcüğünün diğer dizedeki sözcüğün içinde yer almasına denir.
    • Bastığım yerleri toprak diyerek geçme tanı / Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı
  5. Cinaslı Kafiye: Bir dizenin sonundaki kelime diğer dizenin sonundaki kelimenin içinde tam olarak yer almasına denir.
    • Terziye kumaş geldi / Düşündü ki ne kese / Ölçtü biçti / Ne cep olur nekese

Uyak Örgüsü

  1. Düz Kafiye – Düz Uyak: Bir dörtlükte ya da beyitte bütün mısraların birbiriyle kafiyeli olmasıdır.
    • Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen alsancak / Sönmeden yurdumun üstünde en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır parlayacak / O benimdir o benim milletimindir ancak
  2. Çapraz Kafiye: Bir dörtlükte 1. ile 3., 2. ile 4. mısraların kafiyeli olmasına denir.
  3. Sarma Kafiye: Bir dörtlükte 1. ile 4., 2. ve 3. mısranın kafiyeli olmasıdır.

Şimdi Uyak ve Kafiye soru çözümü zamanı!

Bu konuyu tam olarak anlamak için bol bol soru çözümü yapmak da çok önemli. Kendi kaynaklarından sonra MEB Kaynaklarına da göz atmanı tavsiye ediyoruz. Soru çözerek bu türün özellikleri, tanınan yazar ve eserleri hakkında alıştırma yapıp konuyu pekiştirebilirsin!

☀️☀️☀️

Her ders için değişmeyen kilit nokta bol bol soru çözümü ile pratik yapmak. Çözemediğin sorulara yanıt bulmak istiyorsan sınava hazırlık sürecinde Kunduz hep yanında! Profesyonel eğitmenler tarafından hazırlanan Soru Çözümü, binlerce soru ve çözümden oluşan Soru Bankası hizmetlerimizden faydalanabilirsin.

Sınava hazırlanmanın en kolay yolu

Sınırsız video içerikler ve soru çözümleri ile sınava hazırlan

ÜCRETSİZ KAYDOL