Özdeyişler

Özde işler bir düşünceyi en kısa, en özlü biçimde anlatan bir veya birkaç cümleden oluşan etkili sözleri özdeyiş diyoruz.
Özde işlerin en önemli özelliği söyleyen derinin belli olmasıdır.
Vecize olarak da adlandırılırlar ve dizi olarak gördüğünüz zaman bir ifadede özdiş olduğu aklınıza gelsin.
Şimdi özde işlerimizden örneklere başlayacak olursak eğer bir okul açan bin hapishane kapatır.
Kim demiş bunu?
Victor Hugo demiş.
Fransız bir sanatçı bir okul açan bin hapishane kapatır.
Yani okul eğitimi çok önemli bir kavram.
İnsanlar edildikleri zaman suç işleme oranları da azalır demeye çalışmış.
Victor Hugo Bakın söyleyen bellidir.
Öz işlerde de bunu diğer deneyimlerden atal sözlerinden nasıl ayıracağız?
Sorusuna gelirsek eğer, öz deyişler de özdeyişi söyleyen kişinin hayatından ya da bakış açısından vizyonundan, eğitiminden her türlü ifadeyi biz o vecize içerisinde özdeyiş içerisinde görebiliriz.
İster istemez deyimler ve ata sözlerinden farklılığı bu şekilde karşınıza mutlaka çıkar.
Deyimler de daha hani bakıldığında daha kalıplaşmış ifadeler, daha mecaz da ifadeler vardır.
Ata sözlerinde de aynı şekilde mecazi ifadeler çok fazladır.
Kalıplaşmış tır baktığınız zaman anonim derler fakat öz deyişler de kişi ismi yer almasa bile kullanılan ifadelere baktığımız zaman bunun bir özdeyiş olduğunu çıkarabiliriz.
Cahil Kimsenin Yanında Kitap Gibi Sessiz Ol!
Kimin söz duymuş Mevlana'nın söz duymuş Mevlana'nın hayata bakış açısını çok net bir biçimde anlatabiliyor de buradaki ifade cahil kimsenin yanında sessizce otur.
Çünkü ona laf anlatamazsın demeye çalışmış.
Bencillik dostluğun zehirlidir, uzak, bencil olmamak gerektiğini anlatıyor.
Dostluk ilişkileri içerisinde, arkadaşlık ilişkileri içerisinde.
Çünkü bir zehir verilmiş gibi dostluğunuz zedelenir diyor.
Eğer bencil davranırsanız, sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Atatürk'ün bir ve di̇zi̇si̇ bir özdeyişi.
Atatürk'ün hayata bakış açısındaki noktalardan önemli noktalardan bir tanesi.
Sanat çok önemli bir yere sahip.
Baktığımız zamanda diyor ki sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Yani o toplum ölmeye mahkumdur diyor.
Şimdi bu üç ve Cizre'ye baktığınız zaman özdeyişi baktığımız zaman biz neyi görüyoruz?
Söyleyen kişilerin hayata bakış açıları.
Eğitimleri görüşleriyle ilgili bize az ya da çok bilgi vermektedirler.
Anonim değildirler, zaten isimler belli olduğu üzere o yüzden deneyimlerden ve ata sözlerinden bu şekilde ayırabilecek misiniz?
Evet bakalım şimdi bu ifadelerden hangisi ettiğim, hangisi atasözü, hangisi özdeyiş olabilir?
Bir elin nesi var, iki elin sesi var her işe burnunu sokan biridir.
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
Bakalım şimdi.
Cümle şeklinde olan bize öğüt veren ifade burada hangisi bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Bize öğüt belirten ifade şu şekilde şuraya bir şöyle atasözü kısaltması olarak A diyebiliriz.
Her işe burnunu sokan biridir.
Burada sözcük grubu şeklinde olan cümlenin anlamını güçle güçlendiren, pekiştiren, anlam veren ifade hangisidir?
Burnunu sokmak değildir.
Her işe karışıyor anlamında kullanılıyor.
O zaman burada da bir deyim var.
Herkes insanlığı değiştirmeyi düşünür ama hiç kimse önce kendini değiştirmeyi düşünmez.
Baktığınız zaman burası zaten nedir?
Bir öz değiştir.
Söyleyen kişinin bakış açısını bize anlatır.
Tolstoy'un da bir sözü olduğunu şöyle belirtelim.
Evet.
Evet, buradaki ifadelere bakalım şimdi ilimle geçen bir gece, ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır.
Ömrü boyunca el etek dökmeden yaşadı.
Gülü seven dikenine katlanır mış.
Bunlardan hangisi özdeyişi olabilir acaba?
Baktığımız zaman ilimle geçen bir gece, ibadetle geçen bin geceden hayırlıdır.
Burası öz değiştir.
Hazreti Muhammed'in sözü.
Şöyle yazalım.
Ömür boyunca el etek ölmeden yaşadı dediğimiz zaman buradaki.
Ifadeye baktığımız zaman.
Cümle şeklinde mi yoksa sözcük grubu şeklinde mi el etek öpmek ifademiz şurası madam bedeni de işaretli diyeceğiz tabii ki el etek öpmek.
Bu bir deyimdir.
Evet.
Kimseye yaranmaya çalışmadan yaşamış burada anlatılan kişi.
Gülü seven dikenine katlanır, mış derken de cümle şeklinde.
Hem de bir öğüt veriyor, diyor ki Güzel şeyleri varsa yanınızda, yöremizde, çevrenizde mutlaka onların çirkin tarafları da vardır ama buna katlanırsınız demeye çalışıyor bizi.
O zaman burası da nedir?
Bir ata sözüdür.
Evet ifadelerimi da bakalım.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Sabahtan beri ağzını bıçak bıçak açmıyor.
En verimli yağmur, alın teri dur.
Bunlardan hangisi özdeyiş, hangisi atasözü, hangisi deyimdir bir bakalım.
Şimdi birinci cümleden başlayalım.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Cümle halinde.
Bize Bir Öğüt Veriyor mu?
Evet.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir, yakınınızda geldiği zamanda hiç o kadar güzel duymaya bilirsiniz.
Güzel görünen şeyler uzaktan size cazip gelir ama yanınıza geldikçe yanınızda yaşlandıkça o kadar cazip olmadığını görebilirsiniz demeye çalışmış davul örneğini vererek bize o zaman burası nedir?
Ata sözüdür.
Şöyle yapalım sabahtan beri ağzını bıçak açmıyor derken ağzını bıçak açmamak bir deyimdir.
Yani bir türlü konuşmuyor, hiçbir şekilde konuş duramıyoruz anlamında en verimli yağmur alım seridir denmiş.
Bu bir kişiye ait bir söz.
Cenap Şahabettin ait bir söz.
Onun bakış açısını gösteren, vizyonunu gösteren bir ifade.
Alın teri çok önemli demeye çalışıyor.
Çalışmanın önemini biz de burada anlatmaya çalışıyor yani.
Atasözleri ve Deyimler
Söz Öbeklerinde Anlam 3 / 4
Özdeyişler
Özdeyişler