Arkeler Alemi

Prokaryot hücre yapısına sahip canlıları  bakteriler ve arkeler olmak üzere ikiye   ayırıyoruz.
Bu videoda arkeler alemini  konuşalım.
Evet biraz önce de söylediğim gibi   bunlar prokaryotik hücre yapısına sahiptir yani  o zaman çekirdek ve zarlı organelleri bulunmaz   diyebiliriz.
Arkeler tek hücrelidir yani tıpkı  bakteriler gibi.
Zaten yakın zamana kadar arkeler   bakterilerle aynı kategoride incelenmiştir.
Daha  sonraki yıllarda ise arkelerin hücresel yapısı,   yaşama ortamı, metabolik ve filogenetik özellikler  bakımından bakterilerden farklı olduğu anlaşılmış   ve ayrı bir alem olarak sınıflandırılmıştır.  Bakterilerde peptidoglikan yapılı bir hücre   duvarı vardı.
Arkelerde ise pseudopeptidoglikan  veya yalancı peptidoglikan yapılı hücre duvarı   vardır diyoruz.
Arkelerin en önemli özelliği çok  zor yani ekstrem koşullarda yaşayabilmeleridir.   O zaman arkelerin bu olumsuz koşullara  dayanıklı olmasının yapısal ve moleküler   özelliklerinden kaynaklandığını söyleyebiliriz.  Hatta bu nedenle arkelar endüstriyel açıdan da   önemli hale gelmiştir.
Çünkü arkeler kimyasal  işlemler, yüksek basınç ve yüksek sıcaklık gibi   olumsuz koşullardan etkilenmez.
Bazı  arkelerde bakteriler de olduğu gibi   plazmit DNA da bulunabilir.
Ayrıca bakterilerden  farklı olarak antibiyotiklerden etkilenmezler.
Arkelerin fotosentez ve kemosentez yapabilen  ayrıca ayrıştırıcı olarak yaşayabilen   türleri de vardır.
Ancak fotosentetik arkelerde  klorofil bulunmaz onun yerine başka özel pigment   bulundurur.
Arkelerin hastalık yapan ve endospor  oluşturan türlerine de henüz rastlanmamıştır.   Şimdi bazı arkeleri ayrı ayrı inceleyelim.  İlk başta metanojenik arkeleri konuşalım.   Bunlar metabolik faaliyetleri sırasında  metan gazı oluşturdukları için bu şekilde   adlandırılmıştır.
Oksijensiz ortamlarda yaşarlar.  Oksijensiz yerleri düşünelim mesela çöplükler,   bataklıklar, otçul hayvanların sindirim  sistemi, kirlenmiş sular, okyanus dipleri,   çiftliklerdeki hayvan gübreleri.
Evet işte  metanojenik arkalar genellikle buralarda   yaşar.
Günümüzde biyogaz üreten tesislerde  metanojenik arkelerden faydalanılıyor.
Psikofiller ise diğer canlı türlerinin  yaşama imkanı bulamadığı çok soğuk   ortamlarda yaşar.
Genetik özellikleri  sayesinde -20 santigrat dereceden daha   düşük sıcaklıklarda yaşayabilirler.
Bunlara soğuk  seven arkeler de denir.
Psikofillerin enzimleri   peynirin olgunlaştırılmasında, süt ve deterjan  endüstrisinde de kullanılıyor.
Termofiller de   aşırı sıcak ortamları seven arkelerdir.
Jeotermal  kaynaklarda, yanardağ bacalarında, denizlerin dip   kısımlarındaki termal alanlarda ve 121 santigrat  dereceye kadar olan yüksek sıcaklıklarda   yaşayabilirler.
Termofillerin enzimleri de  tatlandırıcılar için glikoz ve fruktoz üretiminde,   kağıt beyazlatmada, deterjan sanayisinde  ve genetik mühendisliğinde kullanılıyor.   Halofiller aşırı tuzlu ortamlarda yaşayabilir.  Mesela Tuz Gölü'nde yaşarlar.
Günümüzde halofil   arkelerin tuzluluğa dayanıklı olmasını  sağlayan genlerinin yüksek yapılı bitkilere   aktarılarak bunların da tuza dayanıklı hale  getirilmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.   Böylece de tuzlu topraklarda yetiştirilen  ekonomik bitkilerden yüksek verim alınması   amaçlanmaktadır.
Asidofiller genellikle pH'ı 3  ve 3'ün altında olan kuvvetli asidik ortamlarda   canlılık gösterirler.
Bu arkelerin enzimleri  kömürün yanması sonucu açığa çıkan kükürtlü   bileşikleri azaltmak için kullanılır.  Alkalifiller pH 8 ve üzeri gibi kuvvetli   bazik ortamlarda yaşayabilir.
Bu canlıların  enzimleri de deterjan endüstrisinde kullanılır.