Karşımızda bir tüp ve tüpün içerisinde bira mayalarıyla glikoz çözeltisi bulunuyor. Bira mayası tek hücreli bir mantardır. Oksijenli solunum yapar ancak oksijenin azaldığı ya da hiç bulunmadığı ortamlarda etil alkol fermantasyonu da yapabilir.
Etil alkol fermantasyonunda glikoliz sonucu oluşan pirüvik asit enzim denetiminde gerçekleşen özel tepkimelerle etil alkole dönüştürülüyordu.
İlk başta tüpün içerisindeki etil alkol miktarının artmasını bekleriz ancak etil alkol belirli bir değerin üzerinde zehir etkisi gösterir. Yani bira mayaları belirli bir noktadan sonra ölmeye başlar ve etil alkol üretemezler.
Bu nedenle belirli bir noktadan sonra etil alkol miktarı sabit kalır.
Etil alkol fermantasyonu sonucu oluşan ürünlerin alkol değerinin çok yüksek olmaması da bundandır.
Şimdi başka bir örneği inceleyelim.
Burada bir deney düzeneği var, içerisinde kalsiyum hidroksit ve çimlenen bezelye tohumları bulunuyor.
Burada da sıvı var. Acaba bu düzenekte ne gibi değişimler gözlenir?
Bu arada hatırlarsanız kalsiyum hidroksit karbondioksit tutucuydu.
Burada ilk başta bezelyenin fotosentez yaptığını düşünebilirsiniz ancak çimlenen tohumlar solunum yapar, fotosentez yapmazlar.
Tohumlar ortamdaki oksijeni hücresel solunumda kullanır.
Açığa çıkan karbondioksit ise kalsiyum hidroksit tarafından tutulur.
Bezelye tohumları hücresel solunum sonucunda karbondioksit ürettiler ancak bu kalsiyum hidroksit tarafından tutuldu.
Bu durumda ortamdaki gaz basıncı azalır, sıvı A koluna doğru hareket eder.
Şimdi de bu örneği inceleyelim yine bir düzenek görüyoruz. Buradaki tüpün içerisinde bakteri ve besinler var.
Ayrıca bir termometre de yerleştirilmiş. Kireç suyuyla da bir bağlantı sağlanmış.
Acaba bu düzenekte hangi olayların gerçekleşmesi bakterinin oksijenli solunum yaptığını kanıtlar?
Mesela kireç suyunun bulanması acaba oksijenli solunumun kanıtı mıdır?
Bu bakterinin hangi solunumu yaptığını şu anda bilmiyoruz.
Oksijenli solunum yapıyor olabilir, etil alkol fermantasyonu yapıyor olabilir ya da laktik asit fermantasyonu da yapıyor olabilir.
Kireç suyu karbondioksit ile tepkimeye girerse bulanıklık oluşur.
Oksijenli solunumda karbondioksit açığa çıkar evet ama etil alkol fermantasyonunda da karbondioksit açığa çıkar.
Bu yüzden bu durum oksijenli solunum yaptığının kanıtı değildir.
Glikozun azalması da oksijenli solunum yaptığını kanıtlamaz.
Çünkü etil alkol veya laktik asit fermantasyonunda da glikoz miktarı azalır. Bütün hücresel solunum reaksiyonlarında bir miktar ısı enerjisi ortama verilir.
Bu nedenle termometredeki ısısının yükselmesi yine oksijenli solunum yaptığını kanıtlamaz.
Su oluşumu sadece oksijenli solunumda gözlenir, etil alkol ve laktik asit fermantasyonlarında su açığa çıkmaz.
Bu nedenle kapta su buharının oluşması oksijenli solunum yaptığını kanıtlar. Son olarak bu örneği inceleyelim.
Her iki düzenek de aydınlık ortamda olduğu halde birinci düzenekteki mum ikinci düzenekteki mumdan daha erken sönüyor.
Bunun sebebi ne olabilir?
Yanmanın gerçekleşebilmesi için ortamda oksijenin bulunması gerekir.
Birinci düzenekteki kuş solunumu sırasında ortamdaki oksijeni kullandığı için ortamdaki oksijeni tüketmiş ve yanmakta olan mum erken sönmüştür.
İkinci düzenekte ise yeşil bitki fotosentez yaparak ürettiği oksijeni ortama vermiştir.
Bu yüzden mumun yanma süresi uzamıştır.
Etil alkol fermantasyonunda glikoliz sonucu oluşan pirüvik asit enzim denetiminde gerçekleşen özel tepkimelerle etil alkole dönüştürülüyordu.
İlk başta tüpün içerisindeki etil alkol miktarının artmasını bekleriz ancak etil alkol belirli bir değerin üzerinde zehir etkisi gösterir. Yani bira mayaları belirli bir noktadan sonra ölmeye başlar ve etil alkol üretemezler.
Bu nedenle belirli bir noktadan sonra etil alkol miktarı sabit kalır.
Etil alkol fermantasyonu sonucu oluşan ürünlerin alkol değerinin çok yüksek olmaması da bundandır.
Şimdi başka bir örneği inceleyelim.
Burada bir deney düzeneği var, içerisinde kalsiyum hidroksit ve çimlenen bezelye tohumları bulunuyor.
Burada da sıvı var. Acaba bu düzenekte ne gibi değişimler gözlenir?
Bu arada hatırlarsanız kalsiyum hidroksit karbondioksit tutucuydu.
Burada ilk başta bezelyenin fotosentez yaptığını düşünebilirsiniz ancak çimlenen tohumlar solunum yapar, fotosentez yapmazlar.
Tohumlar ortamdaki oksijeni hücresel solunumda kullanır.
Açığa çıkan karbondioksit ise kalsiyum hidroksit tarafından tutulur.
Bezelye tohumları hücresel solunum sonucunda karbondioksit ürettiler ancak bu kalsiyum hidroksit tarafından tutuldu.
Bu durumda ortamdaki gaz basıncı azalır, sıvı A koluna doğru hareket eder.
Şimdi de bu örneği inceleyelim yine bir düzenek görüyoruz. Buradaki tüpün içerisinde bakteri ve besinler var.
Ayrıca bir termometre de yerleştirilmiş. Kireç suyuyla da bir bağlantı sağlanmış.
Acaba bu düzenekte hangi olayların gerçekleşmesi bakterinin oksijenli solunum yaptığını kanıtlar?
Mesela kireç suyunun bulanması acaba oksijenli solunumun kanıtı mıdır?
Bu bakterinin hangi solunumu yaptığını şu anda bilmiyoruz.
Oksijenli solunum yapıyor olabilir, etil alkol fermantasyonu yapıyor olabilir ya da laktik asit fermantasyonu da yapıyor olabilir.
Kireç suyu karbondioksit ile tepkimeye girerse bulanıklık oluşur.
Oksijenli solunumda karbondioksit açığa çıkar evet ama etil alkol fermantasyonunda da karbondioksit açığa çıkar.
Bu yüzden bu durum oksijenli solunum yaptığının kanıtı değildir.
Glikozun azalması da oksijenli solunum yaptığını kanıtlamaz.
Çünkü etil alkol veya laktik asit fermantasyonunda da glikoz miktarı azalır. Bütün hücresel solunum reaksiyonlarında bir miktar ısı enerjisi ortama verilir.
Bu nedenle termometredeki ısısının yükselmesi yine oksijenli solunum yaptığını kanıtlamaz.
Su oluşumu sadece oksijenli solunumda gözlenir, etil alkol ve laktik asit fermantasyonlarında su açığa çıkmaz.
Bu nedenle kapta su buharının oluşması oksijenli solunum yaptığını kanıtlar. Son olarak bu örneği inceleyelim.
Her iki düzenek de aydınlık ortamda olduğu halde birinci düzenekteki mum ikinci düzenekteki mumdan daha erken sönüyor.
Bunun sebebi ne olabilir?
Yanmanın gerçekleşebilmesi için ortamda oksijenin bulunması gerekir.
Birinci düzenekteki kuş solunumu sırasında ortamdaki oksijeni kullandığı için ortamdaki oksijeni tüketmiş ve yanmakta olan mum erken sönmüştür.
İkinci düzenekte ise yeşil bitki fotosentez yaparak ürettiği oksijeni ortama vermiştir.
Bu yüzden mumun yanma süresi uzamıştır.