Dadaizm, Egzistansiyalizm, Postmodernizm

Edebi akımlardan Son dersimiz neyiz da Dayı Jim akımını göreceğiz.
Bakın kuralsızlık demek.
20'nci yüzyılda, özellikle de Birinci Dünya Savaşının getirdiği akın, yıkıcı ortamda dış düş kırıklığına uğrayan aydın ve sanatçıların bir başkaldırısı mıdır?
Diyebiliriz.
Bakın.
Her şeye kuşkuyla takılmıştır.
Yerleşik tüm sanat ve ahlak kurallarının boşluğunu ilan etmişlerdir.
Dil, biçim, uyak gibi kaygılar taşıma zanneden.
Çünkü kuralsız iç kural yok.
Her şey serbest.
Peki akımın temsilcileri?
Dünya edebiyatını bakın.
Tristan Jara, André Breton ve Louis Aragon.
Dünya edebiyatında da Dayı Jim akımının önemli isimleridir ve X Sistan.
Sosyalizm arkadaşlar, varoluşçuluk demektir.
Peki özellikleri neler?
Bir kere insanın kendini bulmasını, özünü elde etmesini savunur.
Anahtar kelime miz bakın öz kelimesidir.
İnsanın geleceğini yine insanın kendisi çizebilir görüşündeler.
Ve onlar için varolma özden önce gelir.
İnsan öncelikle özgür olmalıdır.
İnsanı insan yapan insanın kendi kararlarıdır.
Görüşü yine X lisansı realizm akımının önemli bir görüşüdür.
Özellikle de tabiat ve çevre tasvirleri ni gereksiz bulmuşlardır.
Geçmişinden kopmuş, mutsuz ve huzursuz insanlar.
X Destansı realizm akımında özellikle işlenen kişiler karakterlerdir ve en önemli ismi jean şartıdır aynı zamanda.
Albert konusu da unutmuyoruz arkadaşlar.
Ve son olarak postmodernizm akımın dayız.
Özellikle de Türk edebiyatında da son dönemde hem dünya edebiyatında hem Türk edebiyatında son dönemde yazarların çokça etkilendiği bir edebi akımdır.
İsterseniz hemen postmodernizmin özelliklerini görmeye başlayalım.
Modern ötesi demek bakın modern sonrası, modernizm sonrası anlamına geliyor ve modern hayatı reddediyor.
Post modern hisler için olay değil, olayın oluşturduğu izlenim ve duyguları anlatmak esastır.
Postmodern eserlerde kurgulanmış bir olay yoktur arkadaşlar.
Romanda kronolojik bir olay ve anlatım bulunmuyor.
Bakın zaman yoktur, andır ve aynı zamanda geriye dönüşler sık sık işlenmiştir.
Bakın yani bir anda kendi zamanını anlatırken geriye dönebiliyor.
Bakın sanatçı, özellikle eserlerde birden fazla son görebiliriz ve neden sonuç ilişkisi yoktur.
Post modernist sanatçıların eserlerinde yazar okurla özellikle diyalog içerisindedir.
Gerçekle kurmaca burada iç içe geçmiştir ve eserlerde çeşitli türlerden metin parçaları da bir araya getirilir.
Yani romandır.
Mesela bir bakıyorsunuz içerisinde bir deneme parçası var.
Bakın birleştirilmiş veya bir bakıyorsunuz içerisinde bir tiyatro metni var.
Bu post modernizm akımının önemli özelliklerinden biridir ve arkadaşlar post modernizm de özellikle ironi ve alaycı bir tavrın olduğunu söyleyebiliriz.
Peki kahramanlarımız kimler?
Özür diliyorum.
Temsilcileri dünya edebiyatında Umberto Eco ve Marquez.
Bakın Gabriel Garcia Marquez gösterebiliriz.
Peki Türk edebiyatında bakın Orhan Pamuk, Oğuz Atay, Latife Tekin, İhsan Oktay Anar.
Bunlar en önemli isimler.
Bilge Karasu, Hasan Ali Toptaş ve Elif Şafak gibi isimleri sayabiliriz.
Hatta bu sanatçılar içerisinde Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar eserinin Türk edebiyatının postmodernizm olarak yazılan ilk eseri olduğunu söyleyebiliriz arkadaşlar.
Şimdi konumuzla ilgili örnek bir soru çözeceğiz.
Bakın bir şiir var, bir metin var önümüzde.
Ve yukarıdaki şiir aşağıdaki edebi akımlardan hangisinin özelliklerine göre yazılmıştır?
Tabi nasıl bileceğiz bunu?
Yani baktığımızda serbest bir şiir aslında.
Belki kafiye redif yok.
Bu bir ipucu olabilir.
Hani askerler buna önem verirdi ama asıl biz konusunda arayacağız hangi akım olduğunu.
Bakın turun, Tur'un, turun diye başlamış.
Bakın Trak Tiki Tak makinalı aşmak istiyorum.
Beynim denetimden, iskelet isimden geliyor.
Bu her dinamosu altımda almak için, altıma almak için çıldırıyorum.
Türkülü dilim, bakır telleri.
Yalıyor.
Damarlarında kovalıyor.
O TSO dilesinler lokomotifleri diye devam ediyor.
Bakın anahtar kelime makine taşımak istiyorum.
Makine.
Hız, dinamizm, dinamizm.
Hangi edebi akımda ön plandaydı?
Parra sizin değildi.
Bakın.
Romantizm, ak kara çatışması daha çok duygusal.
Sürrealizm, bilinçaltı var.
Sembolizm de simgeler.
Ama fütürizm de.
Arkadaşlar özellikle bakın zaten Nazım Hikmet'in bir şiiridir.
Tabii biz nereden bileceğiz?
Nazım Hikmet yazmaz mesela sorularda.
Ama dediğim gibi biz şiirin içerisindeki örnek, daha doğrusu anahtar kavramlardan sonuca gidebiliriz.
Makinalı aşmak istediğine göre makinayı, çarkları, fabrikayı ön plana ön plana alan akımla fütürizm.
Dolayısıyla doğru cevabımız D seçeneği olacaktır.
Sıkça Sorular Sorular

Dadaizm nedir?

 

I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkıcıortamda düş kırıklığına uğrayan aydın ve sanatçıların bir başkaldırısı olarak ortaya çıkan sanat akımıdır.


Dadaizm akımının özellikleri nelerdir?

 

Dadaizm akımının özellikleri şunlardır:

 

  1. Anti-sanat: Dadaizm, sanatın geleneksel anlamını ve değerlerini reddeder ve anti-sanat anlayışını benimser.
  2. Absürt ve anlamsız: Dadaist eserler, absürt ve anlamsız görünebilir ve bu eserlerin anlamı ya da amacı belirsizdir.
  3. Karışık ve kendine özgü tarz: Dadaizm, karışık ve kendine özgü bir tarzı vardır ve bu tarzı sanatsal çalışmalarında uygular.
  4. Teknolojik malzemeler: Dadaizm, teknolojik malzemeler ve atık malzemeleri sanatsal çalışmalarda kullanır.
  5. Politik mesajlar: Dadaizm, politik mesajların ve sosyal eleştirilerin yanı sıra estetik unsurları içerebilir.
  6. Zorlayıcı ve provokatif: Dadaist eserler, zorlayıcı ve provokatif olabilir ve bu eserler, görüşlerini açıkça ifade etmeyi hedefler.

Dadaizm akımının temsilcileri kimlerdir?

 

  1. Tristan Tzara
  2. Andre Breton
  3. Luis Aragon

Türk Edebiyatında Dadaizm

 

Türk Edebiyatında Dadaizm, avangard bir sanat hareketidir ve 20. yüzyıl başlarında Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Dadaizm, sanat, edebiyat, müzik ve tiyatro gibi farklı alanlarda uygulanmıştır.

Dadaizm, geleneksel sanat anlayışına ve değerlere karşı bir tepkidir ve sanatsal ifade özgürlüğünü savunur. Dadaist sanatçılar, rastgele ve anlamsız semboller ve sözcükler kullanır ve bu yolla insanların dünya görüşlerini sorgulamalarını amaçlarlar.


Dadaizm Akımının Konusu

 

Dadaizm, sanatsal, kültürel ve düşünsel bir hareket olarak tanımlanabilir. 1916 yılında İsviçre'de Zürih’te ortaya çıktı ve birçok Avrupa ülkesinde yaygınlaştı. Dadaizm, Birinci Dünya Savaşı’nın insanların moral veya mantık değerlerini sorgulamalarına neden olması ile ortaya çıktı.

Dadaistler, sanatın ve kültürün "anlamsız" olduğunu ve toplumun doğal, insana dayalı değerlerinin değersizleştiğini düşündü. Bu nedenle, dadaistler, sanatın "anlamsız" ve "anlamsız" bir şey olarak tanımlanması gerektiğine inanıyorlar ve bu nedenle de "anlamsız" sanat yapıyorlar. Dadaist sanat, günlük hayatın obje ve malzemelerini kullanarak çok farklı formlarda ortaya çıkabilir, ancak genellikle birçok insan tarafından anlaşılması zor veya kavramsal olarak zor bir şeydir.


Dadaizm Akımında Dil ve Üslup

 

Dadaizm, dil ve üslup açısından da önemli bir rol oynar. Dadaistler, dilin ve üslubun toplumun anlamını tanımlayan ve sınırlandıran bir araç olduğunu düşündüler. Bu nedenle, dadaistler, dilin ve üslubun "anlamsız" ve "anlamsız" olarak kullanılması gerektiğine inanıyorlar. Dadaist yazın ve dil, kelime oyunları, zıt anlamlı kelime kullanımı, sözcük yerleşimleri veya yabancı dil parçaları gibi teknikleri kullanarak anlamın ve üslubun kırılmasını hedefler.


Dadaizm Akımında Kullanılan Edebi Türler

 

Dadaizm, çeşitli edebi türleri de kullanır ve bunların sınırlarını zorlar. Dadaist yazılar genellikle pozitif veya negatif anlamı olmayan veya belirsiz anlamlı kelime ve ifadeleri kullanarak oluşturulur. Bu yazılar, şiir, hikaye, oyun veya manifestolar olabileceği gibi, daha çok kavramsal veya performatif olarak tanımlanabilir.

Dadaist şiir, kelime oyunları, çelişkiler, yanıltıcı cümle yapıları veya yabancı dil parçalarını kullanarak anlamın belirsizliğini veya yokluğunu vurgular. Dadaist hikayeler, düzenli anlatım yapısını ve anlamını reddeder ve anlamın belirsizliğini veya yokluğunu vurgular.


Dadaizm Akımının Felsefesi

 

Dadaizm, sanat, dil, kültür ve toplumun değerlerini sorgulayan ve kırılan bir felsefi hareket olarak tanımlanabilir. Dadaistler, First World War'ın (Birinci Dünya Savaşı) insanların moral veya mantık değerlerini sorgulamalarına neden olması ile ortaya çıktı. Bu nedenle, dadaistler, toplumun doğal, insana dayalı değerlerinin değersizleştiğini ve sanatın ve kültürün "anlamsız" olduğunu düşündü.

Dadaizm, aynı zamanda, insan beyninin ve düşünce süreçlerinin doğasını ve sınırlarını da sorgular. Dadaistler, insan beyninin ve düşünce süreçlerinin sınırlı olduğunu ve sanatın ve dilin insanların düşünce süreçlerini sınırlandırdığını düşündü. Bu nedenle, dadaistler, sanatın ve dilin "anlamsız" ve "anlamsız" olarak kullanılması gerektiğine inanıyorlar.


Egzistansiyalizm nedir?

 

Egzistansiyalizm, insanın varoluşunun ve anlamının sorgulandığı bir filozofik anlayıştır. Egzistansiyalizm, insanın hayatındaki anlamsızlık ve yalnızlık duygularını ele alır ve insanın kendini ve dünyayı anlamlandırma çabasını vurgular. Egzistansiyalist düşünceye göre, insanın yaşamı anlamsızdır ve insan kendisi tarafından anlamlandırılmalıdır. Egzistansiyalizm, insanın kendini ve hayatını kabul etmeyi ve sorgulamayı önerir ve insanın özgür iradesini vurgular. Egzistansiyalizm, Fransız filozof Jean-Paul Sartre ve Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard gibi birçok filozof ve yazar tarafından benimsenmiştir.


Türk Edebiyatında Egzistansiyalizm

 

Türk edebiyatında egzistansiyalizm, 1940'larda ve 1950'lerde önemli bir rol oynadı. Egzistansiyalizm, insanın varoluşunun anlamını sorgulayan ve insanın yalnız ve anlamsız bir dünyada varoluşunun sıkıntısını anlatan bir felsefe olarak tanımlanır. Türk edebiyatında egzistansiyalizm, özelleşmiş dil ve üslubu kullanarak insanların varoluş sorunlarını işler.

Türk edebiyatında egzistansiyalizm, özellikle şiir, hikaye ve roman türlerinde görülür. Egzistansiyalist şiir, insanın varoluş sıkıntısını ve anlam arayışını vurgular. Egzistansiyalist hikayeler, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını anlatır. Egzistansiyalist romanlar ise, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını daha uzun bir hikaye çerçevesinde ele alır.


Egzistansiyalizm Akımının Konusu

 

Egzistansiyalizm, insanın varoluşunun anlamını sorgulayan ve insanın yalnız ve anlamsız bir dünyada varoluşunun sıkıntısını anlatan bir felsefe olarak tanımlanır. Egzistansiyalizm, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını ele alır ve insanın yaşamının anlamını ve amacını sorgulamayı amaçlar.


Egzistansiyalizm Akımında Dil ve Üslup

 

Egzistansiyalizm akımında dil ve üslup, öncelikle somut, düz ve açık bir dil kullanılır. Bu dil, okuyucunun düşüncelerini ve duygularını açık bir şekilde yansıtmak ve okuyucunun varoluş sorunlarıyla ilgili düşüncelerini tetiklemek için kullanılır. Egzistansiyalizm akımının dil ve üslubu, okuyucunun düşüncelerini ve duygularını tetiklemek amacıyla kendine özgü bir ton ve ritim kullanır.


Egzistansiyalizm Akımında Kullanılan Edebi Türler

 

Egzistansiyalizm akımında en yaygın olarak kullanılan edebi türler şunlardır:

 

  1. Roman: Egzistansiyalizm akımının en yaygın olarak kullanılan edebi türüdür. Egzistansiyalist romanlar, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını ele alır ve insanın yaşamının anlamını ve amacını sorgular.
  2. Şiir: Egzistansiyalizm akımında şiir, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını vurgular ve okuyucunun düşüncelerini ve duygularını tetiklemek için kendine özgü bir dil ve üslup kullanır.
  3. Hikaye: Egzistansiyalizm akımında hikaye, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını anlatır ve okuyucunun düşüncelerini ve duygularını tetiklemek için kendine özgü bir dil ve üslup kullanır.
  4. Dram: Egzistansiyalizm akımında dram, insanın varoluş sorunlarını ve anlam arayışını anlatır ve okuyucunun düşüncelerini ve duygularını tetiklemek için kendine özgü bir dil ve üslup kullanır.

Egzistansiyalizm Akımının Felsefesi

 

Egzistansiyalizm, insan varoluşunun ve anlamının sorgulandığı bir felsefi akımdır. Egzistansiyalizmin temel fikri, insanın varoluşunun anlamını ve amacını kendisinin keşfetmesi gerektiğidir. Egzistansiyalizm, insanın varoluş sorunlarına odaklanır ve insanın yaşamının anlamsızlık hissini vurgular.


Postmodernizm nedir?

 

Modern hayatı reddeden sanat akımıdır.


Postmodernizm akımının özellikleri nelerdir?

 

  1. Metaforik dil: Postmodernizm, doğrusal bir düzlemde anlatımın yerine, daha çok metaforik bir dil kullanır.
  2. Kişisel algı: Postmodernizm, her bireyin dünyayı kendine göre yorumladığını ve anladığını vurgular.
  3. Çok yönlülük: Postmodernizm, tek bir doğru ya da yanıtın bulunmayabileceğine inanır.
  4. İroni ve sarkazm: Postmodernizm, ironik ve sarkastik bir dil kullanır ve çağdaş kültür ve düzeni sorgular.
  5. Parodiden ilham alma: Postmodernizm, eski sanat ve kültür formlarını parodilerek yeniden yorumlar.

Postmodernizm akımının temsilcileri kimlerdir?

 

Postmodernizm akımının temsilcileri arasında Jean Baudrillard, Umberto Eco, Jacques Derrida, Michel Foucault, Fredric Jameson, Jean-François Lyotard, Thomas Pynchon, John Barth, Don DeLillo, Toni Morrison gibi düşünürler ve yazarlar bulunmaktadır.


Türk Edebiyatında Postmodernizm

 

Türk Edebiyatında postmodernizm, 1960'lardan sonra yavaş yavaş yerleşmeye başlamıştır. Postmodernizm, edebi bir akım olarak, kuralları, düzenlemeleri, tarihsel ve kültürel bağlamları ve geleneksel edebi formları yıkmayı ve yeniden yapılandırmayı amaçlar.

Postmodernist eserler, metafiktik bir dil ve üslupla, toplumsal ve kültürel normları sorgular ve kritik bir yaklaşımla ele alır. Ayrıca, kolayca anlaşılabilen ve sıradan hikayeler yerine, zor anlaşılabilen ve açık uçlu hikayeleri tercih eder.

Türk Edebiyatında postmodernizmin en önemli temsilcileri arasında, Tanpınar, Kaşgarlı Mehmet, Edip Cansever, Ece Ayhan gibi isimler bulunmaktadır.


Postmodernizm Akımının Konusu

 

Postmodernizm, 20. yüzyılın ortalarından başlayarak, sanat, kültür, düşünce ve dil alanlarında etkisi olan bir akımdır. Postmodernizmin temel konusu, modernizmin belirlediği değerleri, inançları ve kuralları sorgulamak ve yeniden yapılandırmaktır.

Postmodernizm, objektif gerçekliğin ve doğru bilginin varlığını sorgular ve bu konulara alternatif bakış açıları sunar. Ayrıca, metafiziksel ve kuramsal yapıları, toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf ve kültür gibi kavramları da ele alır.


Postmodernizm Akımında Dil ve Üslup

 

Postmodernizm, dil ve üslup açısından da özgün bir yapıya sahiptir. Postmodernist yazın, metafiktik, ironik, açık uçlu ve zor anlaşılabilen bir dil ve üslup kullanır. Postmodernist dil, düzenli ve sıradışı bir dil yapısına sahiptir ve okuyucuların alışılmış düzenli düşünce tarzını ve anlatımı bozmayı amaçlar.


Postmodernizm Akımında Kullanılan Edebi Türler

 

Postmodernizm, birçok farklı edebi türde kullanılmıştır. Postmodernist eserler, modernist eserlerden farklı olarak, kesin bir hikaye veya anlatım yapısına sahip değildir ve okuyucunun kendisi tarafından yapılandırması beklenir.

Aşağıdaki edebi türler postmodernizm akımında sıkça kullanılmıştır:

 

  1. Metaforik Roman: Postmodernist romanlar, gerçekçi anlatım tarzı yerine, metaforik dil ve simgeler kullanır.
  2. Parodi ve Alay: Postmodernist eserler, düzenli ve kabul görmüş kuralları ve inançları eleştirerek, bu konuları karikatürleştirir veya alaya alır.
  3. Oynak Anlatım: Postmodernist eserler, anlatım tarzında oynaklık ve açık uçlu yapı kullanır ve okuyucunun anlamı kendilerinin belirlemesine olanak tanır.

Postmodernizm Akımının Felsefesi

 

Postmodernizm, felsefi bir yaklaşım olarak, modernizmin görüş ve inançlarını eleştirir. Postmodernistler, modernistlerin kesinliğe ve dogmatik düşüncelere dayalı yaklaşımlarını reddeder ve bu inançların doğru olduğunu düşünen birçok insanın yanıltıldığını öne sürer.

Postmodernistler, varlık, bilgi ve doğruluk gibi kavramların, toplum tarafından oluşturulan kurallar ve inançlar tarafından belirlendiğine inanır. Bu nedenle, postmodernistler, herhangi bir görüşün doğru veya yanlış olduğunu belirleyemeyiz ve herkesin kendine özgü bir anlam ve anlamlandırma yapması gerektiğini savunur.