Kunduz, Türkçe ünsüz lerle ilgili ses olayları konu anlatımından herkese merhaba arkadaşlar.
Ünsüz benzetmesi yani sertleşmesi bir ünsüz sert ulaşabilmesi için sizce daha önceden nasıl olması gerekir?
Yumuşak olması gerekir.
Yumuşak bir ünsüz öyle bir yere gelecek ki daha sonra hal değiştirerek sert düşecek.
Dilimiz de sonu sert ünsüz de biten bir kelimeye yumuşak ünsüz de başlayan bir ek geldiğinde ekin başında yer alan yumuşak ünsüz sertleşir.
Bu ses olayına ünsüz benzetmesi, yani sertleşmesi denir.
Tanım biraz karışık gelmiş olabilir.
Bir de şöyle kolay bir yöntemle söyleyelim benim elimde bir kelime ham var ve kelime min sonu sert ünsüz olan fıstık cı şaraptan bir harfle bitecek.
Daha sonra bu kelime M.
Yumuşak ünsüz de başlayan bir ek gelecek.
Neydi bu süreç?
Siz yumuşak haklarımız bu gıcıklık.
Şimdi burası sert olduğu için güçlüdür.
Burası yumuşak olduğu için güçsüz dür.
Sertler, güçsüz leri kendine benzettiği için bu yumuşak sert leşi pençe teke yani ket çaptan bir harfe dönüşecek.
B Yumuşak ünsüz sertleşir, cephe olur.
C Yumuşak ün sözü sertleşen ince.
Ç olur.
D Yumuşak ünsüz, düz sertleşir, ince t olur.
G Yumuşak ünsüz sertleşir, ince ke harfine dönüşür.
Şimdi bir iki örnekle bir de bunu gösterelim arkadaşlar.
Git kelimesini görülen geçmiş zaman kip eki miz di ekini getiriyorum şimdi kelime min sonu sert ile bitti.
Gelen ek yumuşaktır burası sert olan yer.
Yumuşak olan yeri kendine benzeyeceği için onu sertleştirilmesi gerekir ve oluşan yeni kelime gitti olur.
Ünsüz sertleşmesi yani benzetme su oluşur. Kayık kelimesini inceleyelim.
Daha ekini getiriyorum.
Kayık kelimesinin sonu sert ünsüz ile bitti de yumuşak ünsüz üyle başlayan bir ek geldi.
Bu sert olduğu için bunu da sert yapacak ve oluşan yeni kelime hem kayık ta olacak.
Ağaç kelimesi.
Dan ekini aldığında Che sert ünsüz ölümdür de yumuşak ünsüz ölümdür.
Burası sert olduğu için bu yumuşak güç eleştirecek, kendine benzetecek.
Yani sertleştirerek oluşan yeni kelime hem de ağaç tan olacak.
Ünsüz benzetilmesi yani sertleşmesi oluşacak biraz uyarım var uyarılarına geçeyim istiyorum.
Ünsüz benzememesi konusunda en çok tarihlere, saatlere ve rakamlara dikkat etmeliyiz.
Şimdi arkadaşlar cümle içinde kelime olarak ünsüz benzetilmesi kuralını sordun mu?
Bazen çok basit geliyor ve yapabiliyoruz.
Ancak saatler, tarihler, rakamlar işin içine girdi mi biraz zorlaşıyor.
Burada da yapmam gereken şey saatlere, tarihlere, rakamlara dikkat etmek.
Onları gördüğümü daha çok dikkat edeceğim.
Bakalım.
Bin dokuz yüz, yirmi üç de bulunma hallerini getirince sizce sert düşecek mi?
Sert düşmeyecek mi?
Yani 1923 demi diyeceğim.
1923 te mi diyeceğim?
Şimdi buna karar verebilmesi için şuradaki son kelimenin veya son harfin sonuna dikkat etmem gerekiyor.
Bin dokuz yüz yirmi üç ç ile bitti.
Ç Nedir sert?
O zaman gelen ek de sert ile başlayacak.
Yani bin dokuz yüz yirmi üç te olması gerekiyor.
Saat beşte buluşalım diyeceğim.
Saat beş.
Şimdi ben bunu bulunma hali ekini getireceğim daha d ekini.
Peki beşe getirdiğim X sert mi olmalı, yumuşaklığı mı başlamalı?
Ne yapıyorum?
Şuraya yazıyorum.
Beş şe sert olduğu için gelen ekinin de sert olması gerekiyor. Beş te demem gerekiyor.
Yani ünsüz benzetmesine uyması gerekiyor.
Bir diğer kuralım.
Bazı birleşik kelimeler ünsüz benzetilmesi kuralına uymaz.
Bakıyorum arkadaşlar beş kelimesine gen kelimesini getiriyorum.
Şimdi burası sert fıstık cı Şahap dan sert.
Burası bıcır açık'tan ğ burası sert olduğu için bunu da sert yapması gerekiyor.
Ancak yukarıdaki kural uygulanıyor.
Bazı birleşik kelimeleri de ünsüz benzetmesi kuralı olmuyor.
Yeni kelime beş gen oluyor.
Bir kelime daha inceleyelim ak ciğer.
Şimdi bakıyorum şuradaki ke fıstık çı şahap dan sert ünsüz, şuradaki C, bağcılıkta en yumuşak ünsüz.
Burası sert olduğu için bunun da sertleştirilmesi gerekirken, bu kurala uyulmaması ve oluşan yeni kelime akciğer olarak kalmış.
Bir diğer kuralım bağlı saçlar ayrı yazıldığı için ünsüz benzetmesi kuralına uymaz.
Şimdi bu kuralı okuyabilmesi için ek olması gerekiyor arkadaşlar.
Yani bitişik yazılması gerekiyor ancak bağlı saçlar ayrı yazıldığı için bu kurala uymuyor.
Örnek yapalım.
Ahmet de bizimle geliyor.
Şimdi bakıyorum ahmet kelimesinin sonu t sert ünsüz ile bitmiş.
Sonrasında gelen ek olsaydı ahmet t.
Olması gerekirdi.
Ancak buradaki de bağlı saç olan ve ayrı yazılır yani ünsüz benzemesi kuralına uğramaz.
Geldim bir diğer uyarımı.
Benzetme ve yumuşama.
Ses olaylarının olması gereken yerde bu ses olayları gerçekleşmezse buna aykırılık denir.
Yani ben bakıyorum yumuşama olması lazım, sertleşme olması lazım ama olmamış işte bu olmayan yeri biz aykırılık diyoruz.
Arkadaşlar sorularda aykırılık olarak çıkıyor.
Örneklere bakalım.
Aşağıda yer alan kelimeler deki benzetme ve yumuşama aykırılıkları inceleyin diyor. Şimdi bir önceki videolardan hatırlarsınız.
Dedim ki ses olaylarını yapabilmemiz için kelimenin kökünü ve ekini yazarsanız değişmeyi kendiniz görürsünüz.
Ve bu ses olayını isimle gönderirsiniz.
Bakıyorum şimdi çiçek iyi ekini almış.
Şimdi birleşin çiçeği olmuş.
Nasıl bir ses olayı olmuş.
Şuradaki Che sert önsözü.
İyi üçlüsünü yanına alınca yumuşak geyiğe dönüşmüş.
Yani burada yumuşama olmuş.
Ekmeğe kelimesini inceliyorum.
Ekmek e ekini almış.
Şimdi kelime min sonu sert ünsüz ile bitmiş.
Ünlüyle başlayan e kalmış.
Oluşan yeni kelime ekmeği olmuş ve şuradaki ke ğ ye dönüşmüş.
Yani burada da yumuşama olmuş.
Hukuku kelimesine bakıyorum hukuk ve U dan gelmiş.
Şimdi arkadaşlar hukuk kelimesinin sonu sert ünsüz ile bitiyor.
Ünlüyle başlayan bir ek aldığında yumuşama olması gerekirken ben bakıyorum olmamış.
O zaman hukuku kelimesinde yumuşamaya aykırılık var.
Dolapta kelimesine bakayım.
Dolap kelimesi daha bulunma hali ekini almış.
Şimdi kelimenin sonu p sert ünsüz üyle bitiyor.
Gelen ek yumuşakça başlamış.
Bu sert olduğu için bunu da sert yapacak ve burada ünsüz benzetmesi yani sertleşmesi olmuş.
Beş kelimesi gen kelimesini yanına almış.
Bu ş sert ile bitmiş.
Bu cılık dan g yumuşakça başlamış.
Bu sert olduğu için bunu da sert yapması gerekirken yapmamış.
O zaman burada ünsüz benzetmesi kuralına aykırılık vardır.
Bin dokuz yüz yetmiş te.
Şimdi bunun sonu nasıl bitti?
Yet miş gelen ek daha de bulunma hali ki burası sert olduğu için bunu da sert eleştirmiş ve bin dokuz yüz yetmiş te olmuş.
Yani bu kelimede de ünsüz benzetmesi kuralı uygulanmış.
Ünsüz benzetmesi yani sertleşmesi bir ünsüz sert ulaşabilmesi için sizce daha önceden nasıl olması gerekir?
Yumuşak olması gerekir.
Yumuşak bir ünsüz öyle bir yere gelecek ki daha sonra hal değiştirerek sert düşecek.
Dilimiz de sonu sert ünsüz de biten bir kelimeye yumuşak ünsüz de başlayan bir ek geldiğinde ekin başında yer alan yumuşak ünsüz sertleşir.
Bu ses olayına ünsüz benzetmesi, yani sertleşmesi denir.
Tanım biraz karışık gelmiş olabilir.
Bir de şöyle kolay bir yöntemle söyleyelim benim elimde bir kelime ham var ve kelime min sonu sert ünsüz olan fıstık cı şaraptan bir harfle bitecek.
Daha sonra bu kelime M.
Yumuşak ünsüz de başlayan bir ek gelecek.
Neydi bu süreç?
Siz yumuşak haklarımız bu gıcıklık.
Şimdi burası sert olduğu için güçlüdür.
Burası yumuşak olduğu için güçsüz dür.
Sertler, güçsüz leri kendine benzettiği için bu yumuşak sert leşi pençe teke yani ket çaptan bir harfe dönüşecek.
B Yumuşak ünsüz sertleşir, cephe olur.
C Yumuşak ün sözü sertleşen ince.
Ç olur.
D Yumuşak ünsüz, düz sertleşir, ince t olur.
G Yumuşak ünsüz sertleşir, ince ke harfine dönüşür.
Şimdi bir iki örnekle bir de bunu gösterelim arkadaşlar.
Git kelimesini görülen geçmiş zaman kip eki miz di ekini getiriyorum şimdi kelime min sonu sert ile bitti.
Gelen ek yumuşaktır burası sert olan yer.
Yumuşak olan yeri kendine benzeyeceği için onu sertleştirilmesi gerekir ve oluşan yeni kelime gitti olur.
Ünsüz sertleşmesi yani benzetme su oluşur. Kayık kelimesini inceleyelim.
Daha ekini getiriyorum.
Kayık kelimesinin sonu sert ünsüz ile bitti de yumuşak ünsüz üyle başlayan bir ek geldi.
Bu sert olduğu için bunu da sert yapacak ve oluşan yeni kelime hem kayık ta olacak.
Ağaç kelimesi.
Dan ekini aldığında Che sert ünsüz ölümdür de yumuşak ünsüz ölümdür.
Burası sert olduğu için bu yumuşak güç eleştirecek, kendine benzetecek.
Yani sertleştirerek oluşan yeni kelime hem de ağaç tan olacak.
Ünsüz benzetilmesi yani sertleşmesi oluşacak biraz uyarım var uyarılarına geçeyim istiyorum.
Ünsüz benzememesi konusunda en çok tarihlere, saatlere ve rakamlara dikkat etmeliyiz.
Şimdi arkadaşlar cümle içinde kelime olarak ünsüz benzetilmesi kuralını sordun mu?
Bazen çok basit geliyor ve yapabiliyoruz.
Ancak saatler, tarihler, rakamlar işin içine girdi mi biraz zorlaşıyor.
Burada da yapmam gereken şey saatlere, tarihlere, rakamlara dikkat etmek.
Onları gördüğümü daha çok dikkat edeceğim.
Bakalım.
Bin dokuz yüz, yirmi üç de bulunma hallerini getirince sizce sert düşecek mi?
Sert düşmeyecek mi?
Yani 1923 demi diyeceğim.
1923 te mi diyeceğim?
Şimdi buna karar verebilmesi için şuradaki son kelimenin veya son harfin sonuna dikkat etmem gerekiyor.
Bin dokuz yüz yirmi üç ç ile bitti.
Ç Nedir sert?
O zaman gelen ek de sert ile başlayacak.
Yani bin dokuz yüz yirmi üç te olması gerekiyor.
Saat beşte buluşalım diyeceğim.
Saat beş.
Şimdi ben bunu bulunma hali ekini getireceğim daha d ekini.
Peki beşe getirdiğim X sert mi olmalı, yumuşaklığı mı başlamalı?
Ne yapıyorum?
Şuraya yazıyorum.
Beş şe sert olduğu için gelen ekinin de sert olması gerekiyor. Beş te demem gerekiyor.
Yani ünsüz benzetmesine uyması gerekiyor.
Bir diğer kuralım.
Bazı birleşik kelimeler ünsüz benzetilmesi kuralına uymaz.
Bakıyorum arkadaşlar beş kelimesine gen kelimesini getiriyorum.
Şimdi burası sert fıstık cı Şahap dan sert.
Burası bıcır açık'tan ğ burası sert olduğu için bunu da sert yapması gerekiyor.
Ancak yukarıdaki kural uygulanıyor.
Bazı birleşik kelimeleri de ünsüz benzetmesi kuralı olmuyor.
Yeni kelime beş gen oluyor.
Bir kelime daha inceleyelim ak ciğer.
Şimdi bakıyorum şuradaki ke fıstık çı şahap dan sert ünsüz, şuradaki C, bağcılıkta en yumuşak ünsüz.
Burası sert olduğu için bunun da sertleştirilmesi gerekirken, bu kurala uyulmaması ve oluşan yeni kelime akciğer olarak kalmış.
Bir diğer kuralım bağlı saçlar ayrı yazıldığı için ünsüz benzetmesi kuralına uymaz.
Şimdi bu kuralı okuyabilmesi için ek olması gerekiyor arkadaşlar.
Yani bitişik yazılması gerekiyor ancak bağlı saçlar ayrı yazıldığı için bu kurala uymuyor.
Örnek yapalım.
Ahmet de bizimle geliyor.
Şimdi bakıyorum ahmet kelimesinin sonu t sert ünsüz ile bitmiş.
Sonrasında gelen ek olsaydı ahmet t.
Olması gerekirdi.
Ancak buradaki de bağlı saç olan ve ayrı yazılır yani ünsüz benzemesi kuralına uğramaz.
Geldim bir diğer uyarımı.
Benzetme ve yumuşama.
Ses olaylarının olması gereken yerde bu ses olayları gerçekleşmezse buna aykırılık denir.
Yani ben bakıyorum yumuşama olması lazım, sertleşme olması lazım ama olmamış işte bu olmayan yeri biz aykırılık diyoruz.
Arkadaşlar sorularda aykırılık olarak çıkıyor.
Örneklere bakalım.
Aşağıda yer alan kelimeler deki benzetme ve yumuşama aykırılıkları inceleyin diyor. Şimdi bir önceki videolardan hatırlarsınız.
Dedim ki ses olaylarını yapabilmemiz için kelimenin kökünü ve ekini yazarsanız değişmeyi kendiniz görürsünüz.
Ve bu ses olayını isimle gönderirsiniz.
Bakıyorum şimdi çiçek iyi ekini almış.
Şimdi birleşin çiçeği olmuş.
Nasıl bir ses olayı olmuş.
Şuradaki Che sert önsözü.
İyi üçlüsünü yanına alınca yumuşak geyiğe dönüşmüş.
Yani burada yumuşama olmuş.
Ekmeğe kelimesini inceliyorum.
Ekmek e ekini almış.
Şimdi kelime min sonu sert ünsüz ile bitmiş.
Ünlüyle başlayan e kalmış.
Oluşan yeni kelime ekmeği olmuş ve şuradaki ke ğ ye dönüşmüş.
Yani burada da yumuşama olmuş.
Hukuku kelimesine bakıyorum hukuk ve U dan gelmiş.
Şimdi arkadaşlar hukuk kelimesinin sonu sert ünsüz ile bitiyor.
Ünlüyle başlayan bir ek aldığında yumuşama olması gerekirken ben bakıyorum olmamış.
O zaman hukuku kelimesinde yumuşamaya aykırılık var.
Dolapta kelimesine bakayım.
Dolap kelimesi daha bulunma hali ekini almış.
Şimdi kelimenin sonu p sert ünsüz üyle bitiyor.
Gelen ek yumuşakça başlamış.
Bu sert olduğu için bunu da sert yapacak ve burada ünsüz benzetmesi yani sertleşmesi olmuş.
Beş kelimesi gen kelimesini yanına almış.
Bu ş sert ile bitmiş.
Bu cılık dan g yumuşakça başlamış.
Bu sert olduğu için bunu da sert yapması gerekirken yapmamış.
O zaman burada ünsüz benzetmesi kuralına aykırılık vardır.
Bin dokuz yüz yetmiş te.
Şimdi bunun sonu nasıl bitti?
Yet miş gelen ek daha de bulunma hali ki burası sert olduğu için bunu da sert eleştirmiş ve bin dokuz yüz yetmiş te olmuş.
Yani bu kelimede de ünsüz benzetmesi kuralı uygulanmış.