Mide ile kalın bağırsak arasında uzanan organımız ince bağırsaktır.
Yaklaşık olarak üç santimetre çapa ve yedi buçuk metre uzunluğa sahiptir.
İnce bağırsağın mideyi izleyen ilk 25 santimetrelik bölümüne onikiparmak bağırsağı veya duedonum, sonraki kısmına boş bağırsak jejunum, son bölümüne de kıvrımlı bağırsak ileum adı verilir.
Sindirim sisteminin diğer bölümlerinde olduğu gibi ince bağırsağın yapısında da içten dışa doğru mukoza, düz kas ve bağ doku tabakaları bulunur.
İnce bağırsağın iç yüzeyini örten epitel tabakası villus adı verilen çok sayıda parmak şeklinde kıvrım oluşturmuştur.
Şimdi hemen villusların yapısını inceleyelim.
Evet burada bir villus görüyoruz.
Villusların iç kısmında kılcal kan damarları ve lenf kılcalları bulunur.
Bunlar epitel hücrelerdir.
Epitel hücrelerinin bağırsak boşluğuna bakan yüzeyleri üzerinde çok sayıda mikrovillus bulunur.
Mikrovilluslar sitoplazmik uzantılardır.
İnce bağırsaktaki iç kıvrımlar, villuslar ve mikrovilluslar sayesinde emilim yüzeyi büyük ölçüde artarak yaklaşık ki ince bağırsağımızı bir halı gibi yere serseniz 300 metrekarelik bir alanı kaplar. Bu arada ince bağırsakta besinlerin sindirimi sonucu oluşan sıvıya da kilus adı verilir. Midedekine de hatırlayalım kimus diyorduk. Vücudumuzda sindirimin çok önemli bir kısmı ince bağırsakta gerçekleşir.
Aynı zamanda sindirim işlemi sonucunda oluşan besinlerin ve vitaminlerin büyük çoğunluğu yine ince bağırsakta emilir.
Bu arada ince bağırsaktaki sindirime pankreas ve karaciğer de yardım eder.
Bu kısım ince bağırsak olsun.
Bu kısımda karaciğer, burada da pankreas olduğunu düşünelim.
Tabii safra kesesini de unutmayalım.
Karaciğerin ürettiği safra, safra kesesinde depolanır. Sonra gerekli durumlarda buradaki koledok kanalı aracılığıyla ince bağırsağa gönderilir.
Pankreas ise ürettiği pankreas öz suyunu buradaki wirsung kanalı aracılığıyla ince bağırsağa gönderir ve bu kısma da water kabarcığı adını veriyoruz. Biraz önce anlatmıştım ama tekrar üzerinden geçmek istiyorum.
İnce bağırsağın bu kısmından bir kesit aldığımızı düşünelim.
Bunlar villuslardır. Villusların üzerinden tekrar bir kesit aldığımızı düşünelim.
Bunlar daha mikrovilluslardır.
Bunlar yüzey alanını arttırırlar.
Bu sayede ince bağırsaktaki emilim yüzeyi genişler.
Şimdi ince bağırsak hormonlarından bahsedelim.
Bunlar sekretin ve kolesistokinin hormonlarıdır.
Sekretin hormonu pankreası ve karaciğeri uyarır.
Simdi diyelim ki ince bağırsak ürettiği sekretin hormonunu kana verdi.
Sonra bu hormon kan yoluyla pankreasa geldi.
Pankreas bu sayede bikarbonat iyonlarını salgılar.
Bu sıvı asidik kimusun bazik hale gelmesine yardım eder.
Aynı zamanda ortamın bazikleştirilmesine bağırsak duvarındaki bezlerinin salgıları da katkı yapar.
Sekretin hormonu karaciğeri uyararak safra üretimini sağlar.
Gelelim kolesistokinin hormonuna. Bu hormon pankreası uyarır ve pankreastan sindirim enzimlerinin salgılanmasını sağlar. Aynı zamanda safra kesesini de uyararak safra kesesinde depolanan safranın ince bağırsağa gönderilmesini sağlar.
Ayrıca bu iki hormon birlikte mide faaliyetlerini de yavaşlatır.
Şimdi ince bağırsak enzimlerine geçelim. Hatırlarsanız maltoz, sükroz ve laktoz olmak üzere üç çeşit disakkarit vardı.
İşte maltozu sindiren enzim maltaz, sükrozu sindiren enzim sükraz, laktozu sindiren enzim ise laktazdır. Bu enzimler ince bağırsak tarafından salgılanır. Ayrıca buradan dekstrinaz adını verdiğimiz enzimde salgılanıyor.
Bu enzim de dekstrin adı verilen kısa zincirli bir polisakkaritin sindirimini sağlar.
Şimdi proteinleri sindirenleri konuşalım.
Dipeptitleri sindiren dipeptidaz veya tripeptitleri sindiren tripeptidaz da olabilir. Buradan salgılanır.
Aminopeptidaz enzimini de ince bağırsak üretir.
Ve tabii ki hem pankreasın hem de ince bağırsağın ürettiği karboksipeptidazı unutmayalım.
İnce bağırsak tarafından enterokinaz enzimi de üretilir.
Bu enzim pankreasın ürettiği tripsinojen enzimini aktifleştirir.
Yani bir aktivatör olarak görev yapar.
İnce bağırsak nükleik asitlerin sindiriminde görev alan nükleotidaz enzemini de üretir.
Kalın bağırsak sindirim kanalının ince bağırsak ile anüs arasında kalan bir, bir buçuk metrelik bölümüdür. Kalın bağırsak sırasıyla çıkan kolon, yatay kolon ve inen kolon adı verilen bölümlerden oluşur. Kalın bağırsağın duvarındaki düz kaslar küçülerek ince bir şeride dönüşmüştür.
İnce bağırsakta bulunan villus, mikrovillus gibi yapılar kalın bağırsakta bulunmaz.
Kalın bağırsağın son bölümüne düz bağırsak, rektum denir.
Rektumun dışarıya açılan kısmına da anüs adı verilir. Kalın bağırsağın ince bağırsakla birleştiği yere kör bağırsak denir.
Kör bağırsakta bulunan parmak şeklindeki çıkıntıya apendiks adı verilir. Bu bölgenin iltihaplanmasına ise apandisit denir. Kalın bağırsak sindirim enzimi üretmez.
Yani kalın bağırsakta kimyasal sindirim gerçekleşmez.
Kalın bağırsakta mukus salgılanır.
Su ve elektrolitlerin emilimi gerçekleşir.
Ayrıca kalın bağırsakta yaşayan bakteriler tarafından K ve B12 vitamini sentezlenir.
Bu vitaminlerin emilimi de burada gerçekleşir.
Burada yaşayan bakterilerden biri de escherichia coli bakterisidir.
Kalın bağırsakta emilim bittikten sonra geriye kalan posa peristaltik hareketlerle anüsten dışkı şeklinde atılır.
Dışkıda selüloz lifleri ve 1/4 oranında bakteri bulunur.
Safrada yer alan bilirubin kalın bağırsakta parçalanarak dışkıya renk verir.
Kalın bağırsakta su emilimi ozmozla olur. Kalın bağırsakta mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyon oluşursa normalden daha az su geri emileceğinden ishal görülür.
Dışkı kolonda yavaş ilerlerse su daha çok emilir ve buna bağlı olarak kabızlık oluşur.
Bu arada kolonda yaşayan çoğu bakteri metabolizmalarının yan ürünü olarak metan, hidrojen sülfür gibi kötü kokulu gazlar üretir.
Yaklaşık olarak üç santimetre çapa ve yedi buçuk metre uzunluğa sahiptir.
İnce bağırsağın mideyi izleyen ilk 25 santimetrelik bölümüne onikiparmak bağırsağı veya duedonum, sonraki kısmına boş bağırsak jejunum, son bölümüne de kıvrımlı bağırsak ileum adı verilir.
Sindirim sisteminin diğer bölümlerinde olduğu gibi ince bağırsağın yapısında da içten dışa doğru mukoza, düz kas ve bağ doku tabakaları bulunur.
İnce bağırsağın iç yüzeyini örten epitel tabakası villus adı verilen çok sayıda parmak şeklinde kıvrım oluşturmuştur.
Şimdi hemen villusların yapısını inceleyelim.
Evet burada bir villus görüyoruz.
Villusların iç kısmında kılcal kan damarları ve lenf kılcalları bulunur.
Bunlar epitel hücrelerdir.
Epitel hücrelerinin bağırsak boşluğuna bakan yüzeyleri üzerinde çok sayıda mikrovillus bulunur.
Mikrovilluslar sitoplazmik uzantılardır.
İnce bağırsaktaki iç kıvrımlar, villuslar ve mikrovilluslar sayesinde emilim yüzeyi büyük ölçüde artarak yaklaşık ki ince bağırsağımızı bir halı gibi yere serseniz 300 metrekarelik bir alanı kaplar. Bu arada ince bağırsakta besinlerin sindirimi sonucu oluşan sıvıya da kilus adı verilir. Midedekine de hatırlayalım kimus diyorduk. Vücudumuzda sindirimin çok önemli bir kısmı ince bağırsakta gerçekleşir.
Aynı zamanda sindirim işlemi sonucunda oluşan besinlerin ve vitaminlerin büyük çoğunluğu yine ince bağırsakta emilir.
Bu arada ince bağırsaktaki sindirime pankreas ve karaciğer de yardım eder.
Bu kısım ince bağırsak olsun.
Bu kısımda karaciğer, burada da pankreas olduğunu düşünelim.
Tabii safra kesesini de unutmayalım.
Karaciğerin ürettiği safra, safra kesesinde depolanır. Sonra gerekli durumlarda buradaki koledok kanalı aracılığıyla ince bağırsağa gönderilir.
Pankreas ise ürettiği pankreas öz suyunu buradaki wirsung kanalı aracılığıyla ince bağırsağa gönderir ve bu kısma da water kabarcığı adını veriyoruz. Biraz önce anlatmıştım ama tekrar üzerinden geçmek istiyorum.
İnce bağırsağın bu kısmından bir kesit aldığımızı düşünelim.
Bunlar villuslardır. Villusların üzerinden tekrar bir kesit aldığımızı düşünelim.
Bunlar daha mikrovilluslardır.
Bunlar yüzey alanını arttırırlar.
Bu sayede ince bağırsaktaki emilim yüzeyi genişler.
Şimdi ince bağırsak hormonlarından bahsedelim.
Bunlar sekretin ve kolesistokinin hormonlarıdır.
Sekretin hormonu pankreası ve karaciğeri uyarır.
Simdi diyelim ki ince bağırsak ürettiği sekretin hormonunu kana verdi.
Sonra bu hormon kan yoluyla pankreasa geldi.
Pankreas bu sayede bikarbonat iyonlarını salgılar.
Bu sıvı asidik kimusun bazik hale gelmesine yardım eder.
Aynı zamanda ortamın bazikleştirilmesine bağırsak duvarındaki bezlerinin salgıları da katkı yapar.
Sekretin hormonu karaciğeri uyararak safra üretimini sağlar.
Gelelim kolesistokinin hormonuna. Bu hormon pankreası uyarır ve pankreastan sindirim enzimlerinin salgılanmasını sağlar. Aynı zamanda safra kesesini de uyararak safra kesesinde depolanan safranın ince bağırsağa gönderilmesini sağlar.
Ayrıca bu iki hormon birlikte mide faaliyetlerini de yavaşlatır.
Şimdi ince bağırsak enzimlerine geçelim. Hatırlarsanız maltoz, sükroz ve laktoz olmak üzere üç çeşit disakkarit vardı.
İşte maltozu sindiren enzim maltaz, sükrozu sindiren enzim sükraz, laktozu sindiren enzim ise laktazdır. Bu enzimler ince bağırsak tarafından salgılanır. Ayrıca buradan dekstrinaz adını verdiğimiz enzimde salgılanıyor.
Bu enzim de dekstrin adı verilen kısa zincirli bir polisakkaritin sindirimini sağlar.
Şimdi proteinleri sindirenleri konuşalım.
Dipeptitleri sindiren dipeptidaz veya tripeptitleri sindiren tripeptidaz da olabilir. Buradan salgılanır.
Aminopeptidaz enzimini de ince bağırsak üretir.
Ve tabii ki hem pankreasın hem de ince bağırsağın ürettiği karboksipeptidazı unutmayalım.
İnce bağırsak tarafından enterokinaz enzimi de üretilir.
Bu enzim pankreasın ürettiği tripsinojen enzimini aktifleştirir.
Yani bir aktivatör olarak görev yapar.
İnce bağırsak nükleik asitlerin sindiriminde görev alan nükleotidaz enzemini de üretir.
Kalın bağırsak sindirim kanalının ince bağırsak ile anüs arasında kalan bir, bir buçuk metrelik bölümüdür. Kalın bağırsak sırasıyla çıkan kolon, yatay kolon ve inen kolon adı verilen bölümlerden oluşur. Kalın bağırsağın duvarındaki düz kaslar küçülerek ince bir şeride dönüşmüştür.
İnce bağırsakta bulunan villus, mikrovillus gibi yapılar kalın bağırsakta bulunmaz.
Kalın bağırsağın son bölümüne düz bağırsak, rektum denir.
Rektumun dışarıya açılan kısmına da anüs adı verilir. Kalın bağırsağın ince bağırsakla birleştiği yere kör bağırsak denir.
Kör bağırsakta bulunan parmak şeklindeki çıkıntıya apendiks adı verilir. Bu bölgenin iltihaplanmasına ise apandisit denir. Kalın bağırsak sindirim enzimi üretmez.
Yani kalın bağırsakta kimyasal sindirim gerçekleşmez.
Kalın bağırsakta mukus salgılanır.
Su ve elektrolitlerin emilimi gerçekleşir.
Ayrıca kalın bağırsakta yaşayan bakteriler tarafından K ve B12 vitamini sentezlenir.
Bu vitaminlerin emilimi de burada gerçekleşir.
Burada yaşayan bakterilerden biri de escherichia coli bakterisidir.
Kalın bağırsakta emilim bittikten sonra geriye kalan posa peristaltik hareketlerle anüsten dışkı şeklinde atılır.
Dışkıda selüloz lifleri ve 1/4 oranında bakteri bulunur.
Safrada yer alan bilirubin kalın bağırsakta parçalanarak dışkıya renk verir.
Kalın bağırsakta su emilimi ozmozla olur. Kalın bağırsakta mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyon oluşursa normalden daha az su geri emileceğinden ishal görülür.
Dışkı kolonda yavaş ilerlerse su daha çok emilir ve buna bağlı olarak kabızlık oluşur.
Bu arada kolonda yaşayan çoğu bakteri metabolizmalarının yan ürünü olarak metan, hidrojen sülfür gibi kötü kokulu gazlar üretir.