Küçümseme cümleleri bir kişiyi ya da durumu küçük görme, hafife alma anlamı taşıyan cümlelerdir.
Küçük görme anlamı taşıyacak, hafife alınacak, yapılan her ne ise işi bu anlamı taşıyan cümleleri küçümseme cümleleri diyoruz.
Şimdi örnek cümlemiz üzerinden değerlendirmeye çalışalım.
Bu işi bebekler bile yapar dediğinde kişi karşısındaki kişinin yapmış olduğu işi küçümsüyor.
Bebekler bile yapar.
Çok basit bir iş çünkü demeye çalışıyor.
O yüzden burada hangi anlam var?
Küçümseme anlamı var.
Hafife almış çünkü burada yapılan işi.
O koltuğa oturunca kendini bir şey zannetti dediğinde bir kişinin bir makamda yer aldığını anlıyoruz ve o kişinin o makamda oturmasından dolayı bir aşağılanması söz konusu.
Alay edilmesi söz konusu.
O yüzden burada da neden bahsediyoruz?
Küçümsemeden bahsediyoruz.
Oturan kişiyi küçümsüyor.
Beceriksiz olacağını düşünüyor.
Evet, bu kadar zor soruyu sen mi çözeceksin yani burada da bir öğrenci olarak değerlendirelim.
Çok da başarılı olmayan bir öğrenci gibi gösteriyor.
Bu cümleyi söyleyen kişi bu kadar zor soruyu sen mi çözeceksin yani diyerek aslında o kişiyi aşağılıyor, alay ediyor onunla.
O yüzden burası da nedir?
Bir küçümseme cümlesidir.
Küçümseme anlamı vardır.
Azımsama cümleleri satılabilen veya ölçülebilen herhangi bir şeyin yetersiz olduğunu, az görüldüğünü anlatan cümleler nedir?
Azımsama cümlelerinde demek ki sayılabilmesi ya da ölçülülük bilme gibi bir durumumuz söz konusu olacak.
Küçümseme cümleleriyle karıştırmamak gerekiyor.
Küçümseme cümlelerinde alay, aşağılama, küçük görme anlamları vardı.
Burada ise ne varmış?
Sayılabilmesi ve ölçülebilme durumu söz konusu olacak ve bunun yetersiz olduğunu, göze az görüldüğünü anlatan cümleler olması gerekiyor.
Azımsama cümleleri.
Örneklerimizden şimdi daha iyi kavracaksınız.
Sabahtan beri sadece burayı mı temizledim?
diye bir cümlemiz var.
Ölçülebilen bir yerden bahsediyoruz.
Ölçülebilen bir yer.
Burası ölçülebilen bir yer, bir oda olabilir, bir salon olabilir ya da birkaç yer olabilir.
Yaptığı temizliğin az olduğunu belirtiyor burada.
O yüzden burası nedir?
Azımsama cümlesidir.
Ölçülebilen bir yer olduğu için.
Bir tepsi börek misafirlere yetmez demiş.
Buradaki bir tepsi börek ifadesi ve misafirlere yetmeyeceğini söylemiş olmasından biz burada yine ölçülebilen bir durum yani.
Ya da satılabilen bir durum da diyebiliriz.
Bir tepsi börek, iki tepsi börek şeklinde.
O yüzden burada da bu bir tepsi böreği az görüyor.
Misafirlere yetmeyeceğini belirtiyor.
O yüzden ne diyoruz?
Azımsama cümlesi diyoruz.
Bu parayla tatile çıkmak zor.
Yine aynı şekilde sayılabilen bir kavram para.
Bu parayla diyor tatile çıkmak zor demek ki az görüyor parayı.
O yüzden yine bir azımsamadan bahsetmek mümkün.
Azımsama cümlesi.
Anımsamada demek ki ölçülebilen satılabilen bir kavram üzerinden onu az görme durumu söz konusu olması gerekiyor.
Eşitlik bildiren cümleler.
İki varlık, olay ya da durumu karşılaştırıldığında bunlar arasında farklılık olmadığını anlatan eşitlik, denklik olduğunu bildiren cümlelerdir.
İki varlık olabilir, olay olabilir, durum olabilir.
Bunların karşılaştırıldığında ve bunların arasında bir eşitlik olduğunu, denklik olduğunu bize anlatacak bu cümlelerimiz İkisi de aynı öğretmende okumuştu.
Dediğimiz zaman iki kişiden bahsediyoruz ve aynı öğretmen de okumuş olduklarını söylüyor.
Demek ki ikisinin arasında bir denklik var, bir eşitlik var.
O zaman ne diyoruz?
Biz buraya artık eşitlik bildiren cümle ya da eşitlik de diyebiliriz sadece.
Evet, diğer cümle örneklerimize bakalım.
Otobüs arızalanınca herkes aşağı indi.
Otobüsteki herkesin eşit olduğunu burada bize anlatmış.
Aşağı inmiş hepsi.
Bir eşitlik söz konusu.
Otobüstekiler üzerinde.
Bu sanatçılar toplumdan uzak yaşarlar dediğimiz zaman buradaki bu sanatçılar dediği belirli sanatçıları almış ve bu sanatçılar içerisinde bir eşitlikten bahsediyoruz.
Ortak yönleri şurası toplumdan uzak yaşamış olmaları.
Bir eşitlik durumu söz konusu bu sanatçılar dediği ifadeyle.
Cümlelerimize bakalım şimdi.
Birinci cümlede diyor ki bu maaşa mı çalışıyorsun dediğinde burada bir anımsama mı var?
Küçümseme mi var acaba?
Maaş denilen olgu satılabilen bir şeydir.
Satılabilen bir olgu olduğuna göre ne diyeceğiz?
Artık bu ifadeye biz azımsama cümlesi diyeceğiz.
Maaşı azımsadı yani.
Az olarak geldi gözüne.
Azımsama cümlesi çünkü maaş ölçülebilen satılabilen bir durum.
Doğru cevabı verince kendini profesör zannetti.
Doğru cevap veren bir kişi var.
O kişinin yaptığı bu davranış karşı taraf karşı kişi tarafından küçük görülüyor.
Aşağılanıyor, alay ediliyor yani.
O zaman buraya da biz ne diyoruz?
Küçümseme cümlesi diyoruz.
Doğru cevabı küçümseme, kişiyi küçümseme yani.
Hepiniz benim için değerlisiniz dediğinde kişi hepiniz dediği kişileri ne yapıyor?
Birbirine denk görüyor, eşit görüyor.
O zaman burası ne olur?
Eşitlik bildiren cümle olur.
Küçük görme anlamı taşıyacak, hafife alınacak, yapılan her ne ise işi bu anlamı taşıyan cümleleri küçümseme cümleleri diyoruz.
Şimdi örnek cümlemiz üzerinden değerlendirmeye çalışalım.
Bu işi bebekler bile yapar dediğinde kişi karşısındaki kişinin yapmış olduğu işi küçümsüyor.
Bebekler bile yapar.
Çok basit bir iş çünkü demeye çalışıyor.
O yüzden burada hangi anlam var?
Küçümseme anlamı var.
Hafife almış çünkü burada yapılan işi.
O koltuğa oturunca kendini bir şey zannetti dediğinde bir kişinin bir makamda yer aldığını anlıyoruz ve o kişinin o makamda oturmasından dolayı bir aşağılanması söz konusu.
Alay edilmesi söz konusu.
O yüzden burada da neden bahsediyoruz?
Küçümsemeden bahsediyoruz.
Oturan kişiyi küçümsüyor.
Beceriksiz olacağını düşünüyor.
Evet, bu kadar zor soruyu sen mi çözeceksin yani burada da bir öğrenci olarak değerlendirelim.
Çok da başarılı olmayan bir öğrenci gibi gösteriyor.
Bu cümleyi söyleyen kişi bu kadar zor soruyu sen mi çözeceksin yani diyerek aslında o kişiyi aşağılıyor, alay ediyor onunla.
O yüzden burası da nedir?
Bir küçümseme cümlesidir.
Küçümseme anlamı vardır.
Azımsama cümleleri satılabilen veya ölçülebilen herhangi bir şeyin yetersiz olduğunu, az görüldüğünü anlatan cümleler nedir?
Azımsama cümlelerinde demek ki sayılabilmesi ya da ölçülülük bilme gibi bir durumumuz söz konusu olacak.
Küçümseme cümleleriyle karıştırmamak gerekiyor.
Küçümseme cümlelerinde alay, aşağılama, küçük görme anlamları vardı.
Burada ise ne varmış?
Sayılabilmesi ve ölçülebilme durumu söz konusu olacak ve bunun yetersiz olduğunu, göze az görüldüğünü anlatan cümleler olması gerekiyor.
Azımsama cümleleri.
Örneklerimizden şimdi daha iyi kavracaksınız.
Sabahtan beri sadece burayı mı temizledim?
diye bir cümlemiz var.
Ölçülebilen bir yerden bahsediyoruz.
Ölçülebilen bir yer.
Burası ölçülebilen bir yer, bir oda olabilir, bir salon olabilir ya da birkaç yer olabilir.
Yaptığı temizliğin az olduğunu belirtiyor burada.
O yüzden burası nedir?
Azımsama cümlesidir.
Ölçülebilen bir yer olduğu için.
Bir tepsi börek misafirlere yetmez demiş.
Buradaki bir tepsi börek ifadesi ve misafirlere yetmeyeceğini söylemiş olmasından biz burada yine ölçülebilen bir durum yani.
Ya da satılabilen bir durum da diyebiliriz.
Bir tepsi börek, iki tepsi börek şeklinde.
O yüzden burada da bu bir tepsi böreği az görüyor.
Misafirlere yetmeyeceğini belirtiyor.
O yüzden ne diyoruz?
Azımsama cümlesi diyoruz.
Bu parayla tatile çıkmak zor.
Yine aynı şekilde sayılabilen bir kavram para.
Bu parayla diyor tatile çıkmak zor demek ki az görüyor parayı.
O yüzden yine bir azımsamadan bahsetmek mümkün.
Azımsama cümlesi.
Anımsamada demek ki ölçülebilen satılabilen bir kavram üzerinden onu az görme durumu söz konusu olması gerekiyor.
Eşitlik bildiren cümleler.
İki varlık, olay ya da durumu karşılaştırıldığında bunlar arasında farklılık olmadığını anlatan eşitlik, denklik olduğunu bildiren cümlelerdir.
İki varlık olabilir, olay olabilir, durum olabilir.
Bunların karşılaştırıldığında ve bunların arasında bir eşitlik olduğunu, denklik olduğunu bize anlatacak bu cümlelerimiz İkisi de aynı öğretmende okumuştu.
Dediğimiz zaman iki kişiden bahsediyoruz ve aynı öğretmen de okumuş olduklarını söylüyor.
Demek ki ikisinin arasında bir denklik var, bir eşitlik var.
O zaman ne diyoruz?
Biz buraya artık eşitlik bildiren cümle ya da eşitlik de diyebiliriz sadece.
Evet, diğer cümle örneklerimize bakalım.
Otobüs arızalanınca herkes aşağı indi.
Otobüsteki herkesin eşit olduğunu burada bize anlatmış.
Aşağı inmiş hepsi.
Bir eşitlik söz konusu.
Otobüstekiler üzerinde.
Bu sanatçılar toplumdan uzak yaşarlar dediğimiz zaman buradaki bu sanatçılar dediği belirli sanatçıları almış ve bu sanatçılar içerisinde bir eşitlikten bahsediyoruz.
Ortak yönleri şurası toplumdan uzak yaşamış olmaları.
Bir eşitlik durumu söz konusu bu sanatçılar dediği ifadeyle.
Cümlelerimize bakalım şimdi.
Birinci cümlede diyor ki bu maaşa mı çalışıyorsun dediğinde burada bir anımsama mı var?
Küçümseme mi var acaba?
Maaş denilen olgu satılabilen bir şeydir.
Satılabilen bir olgu olduğuna göre ne diyeceğiz?
Artık bu ifadeye biz azımsama cümlesi diyeceğiz.
Maaşı azımsadı yani.
Az olarak geldi gözüne.
Azımsama cümlesi çünkü maaş ölçülebilen satılabilen bir durum.
Doğru cevabı verince kendini profesör zannetti.
Doğru cevap veren bir kişi var.
O kişinin yaptığı bu davranış karşı taraf karşı kişi tarafından küçük görülüyor.
Aşağılanıyor, alay ediliyor yani.
O zaman buraya da biz ne diyoruz?
Küçümseme cümlesi diyoruz.
Doğru cevabı küçümseme, kişiyi küçümseme yani.
Hepiniz benim için değerlisiniz dediğinde kişi hepiniz dediği kişileri ne yapıyor?
Birbirine denk görüyor, eşit görüyor.
O zaman burası ne olur?
Eşitlik bildiren cümle olur.