Şimdi edebiyat daha önce tanımını yapmıştık.
Duygu ve düşüncelerin yazılı ve sözlü olarak etkili bir şekilde anlatılması demiştik.
Şimdi toplumla nasıl bir ilişki içerisine?
Bir kere edebiyat zaten toplumsal bir kurumdur arkadaşlar.
O zaman ben buraya edebiyatın toplumsal bir kurum olduğunu bir yazalım.
Şimdi edebiyat toplumsal bir kurumdur.
Peki bu ne demek?
Toplumun değişmesi edebiyatı da değiştirir demek arkadaşlar.
Bir toplum değişiyorsa onun edebiyatı da değişir.
Mesela Türklerin İslam'a yönelmesiyle birlikte toplum düzeninde meydana gelen değişim edebiyata da yansımıştır.
Yani daha önce Göktürk, Gök Tanrı işlenirken veya Mani, Budizm etkisi varken artık Allah aşkı yansıtılmıştır.
Mesela eserlere böyle düşünebiliriz.
Şimdi bu değişim sadece İslam'a yönelme ile sınırlı kalmamış.
Tanzimat'la birlikte bu değişim arkadaşlar Batı uygarlığına yönelince de devam etmiştir.
Çünkü edebiyat toplumu anlatır.
Aslında toplumun aynasıdır diyebiliriz.
Bakın.
Peki edebiyatın malzemesi nedir arkadaşlar?
Edebiyatın malzemesi dildir.
Dili kullanan sanatçı da otomatikman toplumun bir üyesidir.
Dolayısıyla sanatçı sosyal bir varlıktır.
O zaman sanatçı duyuş, düşünüş ve davranışlarını nereden alacak?
Tabi ki de toplumdaki yerinden alacak arkadaşlar.
Sonuçta her sanatçı eserini toplum için, toplumla paylaşmak için üretir.
Yani şöyle bir sanatçı yok ki.
Hani ben yazdım, sadece yazayım, kendim istifade edeyim, bundan kimse okumasın.
Böyle bir şey yok.
Sanatçı bir eser üretiyorsa o eserini toplumla paylaşmak için, okuyucuların beğenisine sunmak için yapar.
Genel itibariyle ister toplumsal konular anlasın, ister bireysel konular anlatsın.
Sonuçta bir topluma fayda veya toplumdaki insanlar okuyucular okusun diye bir eser kaleme alınır.
Devam edelim.
Sanatçılar, arkadaşlar içinde bulunduğu çevrenin sadece güzel yanlarını yazmaz.
Bakın sorunlarıyla da iç içedir.
Bakın bir sanatçı sadece içinde bulunduğu toplumu direk anlatmaz, onun mutluluklarını, güzelliklerini paylaşabilir, onun sorunlarını anlatabilir.
Ne oldu?
Toplumun sorunlarıyla iç içedir ve bunu da eserlerine yansıtır.
Mesela bakın Mehmet Akif Ersoy toplumsal sorunları dile getiren bir sanatçıdır.
Aynı şekilde Nazım Hikmet yine toplumsal sorunları eserlerinde anlatan bir sanatçıdır.
Bakın Yaşar Kemal, bakın Orhan Kemal, Kemal Tahir gibi.
Ki bunlar toplumcu sanatçılardır, toplumsal gerçekliği anlatan sanatçılardır.
Bunlar toplumun sorunlarını eserlerinde yansıtan sanatçılardır.
Dolayısıyla bakın ne oldu?
Edebiyat aslında toplumla iç içedir.
Yani onu söylemeye çalışıyoruz.
Siz bir toplumun sorununu anlattığınız da edebiyatta toplumu ne yapmış oldunuz, birleştirmiş oldunuz.
Edebiyat ürünleri aynı zamanda içinde bulundukları toplumu etkileme gücüne de sahiptir.
Peki bir edebi eser içinde bulunduğu toplumu nasıl etkileyecek?
Bakın Alexandre Dumas'nın Muz adlı eserinde.
İnsanlar aslında bir çeşit aşık olmayı öğrendiler.
Bakın Genç Werther'in Gökçe'nin eseridir.
Acıları adlı eserinde.
O kadar etkilendi ki insanlar intihar ettiler.
Bakın bu sadece bu yerden etkilenip bakın Tanzimat dönemini hatırlayalım.
Hürriyet kavramı, adalet, eşitlik gibi kavramlar ön plandaydı, insanlar bu kavramı gazetelerde okuyunca, hatta Namık Kemal'in Vatan Yahut Silistre adlı eserinde hürriyet kavramı işlenir.
Yani o eser İstanbul'da gösterildikten sonra insanlar sokaklarda gösteriler yaptılar.
Bakın dolayısıyla ne oldu?
Bir edebiyat ürünü.
İçinde bulunduğu toplumu ciddi manada etkileme gücüne sahiptir.
Bakın arkadaşlar bunu da unutmuyoruz.
Aynı zamanda edebiyatın evrensel nitelik taşıyan yönü de var.
Evrensel nitelikler taşıdığı için bu sefer farklı toplumlar da birbirine yaklaşma özelliğine sahip olacak.
Yani ahlak konusu işlendiğinde doğruluk, dürüstlük, savaş gibi konular toplumların ortak sorunlarıdır.
Bakın evrensel değerlerdir bunlar.
Bu bazı değerler bazı toplumları eserlerde birleştirebilir.
Bakın arkadaşlar aynı zamanda biz edebiyatın olduğu yerde farklı düşüncelerden de söz edebiliriz.
Peki bunun toplum?
Ilgisi nedir?
Bakın dikkat.
Biz edebiyatın olduğu yerde farklı düşüncelerden söz edebilir miyiz?
Evet.
Peki farklı düşüncelerin tartışıldığı toplumlar gelişir mi?
Evet.
Gelişen toplumun ne oldu?
Bakın edebiyatı da gelişti.
Eee ne oldu bakın.
Gelişen toplum, daha doğrusu gelişen edebiyat, gelişen toplum demek bakın.
Peki bu neyden kaynaklandı?
Bakın farklı düşüncelerden kaynaklandı arkadaşlar.
İşte edebiyat da toplumun ortak bir noktası daha.
Arkadaşlar aynı zamanda edebi eserler, arkadaşlar.
Bir toplumun hafızasıdır.
Bakın nasıl yani hafızasıdır.
Yani bir millete bakmak istiyor isek, ne olduğunu anlamak istiyor isek aslında biz o milletin edebiyatına bakabiliriz.
Bakın hemen Türk edebiyatı hem İslam öncesi, hem İslam'la birlikte hem de Batı etkisine girdikten sonra verilen eserlerin kalitesiyle aslında o milletin biz kaliteli olduğunu da anlayabiliriz arkadaşlar.
Yine dünyada edebiyatı güçlü olan milletlerin birçok alanda güçlü olduğunu görebiliyoruz.
İşte bakın edebiyatın toplumu etkileme yönü.
Edebiyatın toplumla olan ilişkisine bunu da örnek gösterebiliriz ve bu şekilde edebiyatla toplum ilişkisini değerlendirebiliriz.
Edebiyat ve toplum ilişkisi üzerine bu dersimizi bitirmiş oluyoruz.
Bir sonraki dersimiz de görüşmek üzere.
Edebi eserler toplumun düşünce dünyasını nasıl etkiler?
Edebi eserler, toplumun düşünce dünyasını derinden etkileyebilir. Edebi eserler, insanların düşüncelerini, duygularını ve değerlerini sorgulamasına ve değiştirmesine yol açabilir. Edebi eserler, insanların fikirlerini ve bakış açılarını genişleterek, insanların dünyayı ve kendilerini daha iyi anlamasına yardımcı olabilir.
Edebiyat ve toplum ilişkisi örnekleri nelerdir?
Mesela Türklerin İslamiyet’e yönelmesiyle birlikte toplum düzeninde meydana gelen değişim edebiyata da yansımıştır. Bu değişim Batı uygarlığına yönelince de devam etmiştir. Çünkü edebiyat toplumu anlatır.
Edebiyatın topluma faydası nedir?
Edebiyatın olduğu yerde farklı düşüncelerden söz edebiliriz. Farklı düşüncelerin tartışıldığı toplumlar gelişir, gelişen toplumun edebiyatı da gelişir.
Edebi eserler toplumu yansıtır mı?
Edebi eserler, toplumun düşüncelerini, duygularını ve kültürünü yansıtmakta olabildiği gibi, toplumun düşüncelerini ve duygularını etkilemeye de yarayabilir. Edebi eserler genellikle bir toplumun sosyal, siyasi ve ekonomik durumunu yansıtır ve bu nedenle, edebi eserler toplumun geçmişini, şimdiki zamanını ve geleceğini anlamak için önemli bir kaynaktır.
Toplum edebiyatı nasıl etkiler?
Edebiyat, toplumsal bir kurumdur. Toplumun değişmesi edebiyatı da değiştirir. Bu sebeple edebiyat toplum ilişkisi oldukça önemlidir.
Edebiyat toplumlar arasında etkili midir?
Edebiyat evrensel nitelikler de taşıdığı için toplumları birbirine yaklaştırır.