- Garipçiler, Sanat ve gerçek ilişkisini konu edinen yazılarında gerçekliği iki ayrı yönüyle değerlendirmişlerdir. Sanat eserind
- Garipçiler, Sanat ve gerçek ilişkisini konu edinen yazılarında gerçekliği iki ayrı yönüyle değerlendirmişlerdir. Sanat eserinde bir "model" olarak işlenişi gerçekliğin ilk yönünü oluşturur. İkincisi ise gerçekliği, içinde yaşanılan "hayat" ile özdeşleştirir. Gerçeklik, birinde insandan soyutlanmış “nesne" niteliği taşırken diğerinde insanı kuşatan, kapsayan "sosyal olgu" özelliğini taşır . Dolayısıyla Garip hareketi, gerçekliği “soyut" (durağan) ve "somut" (dinamik) olmak üzere iki ayrı düzlemde görmüştür. Buna bağlı olarak da gerçekliğin görsel sanat dallarında "model", yazılı sanat dallarında ise "sosyal olgu" yönüyle işlenmesi gerekliliğini öne sürmüşlerdir . Bir başka ifadeyle resme bir üst gerçek kurma yolunda özgürlük tanırken yazılı eserlere yaşanılanı, nesnel gerçekliği değiştirmeden yansıtma işlevi yüklemişlerdir. Garipçiler, edebî eserde gerçekliği yansıtma çabasını güzelliği yaratma kaygısından daha önemli ve öncelikli görmüşlerdir. Onlara göre sanat; değişmez, durağan bir güzelliği içeren yapıya sahip değildir, dolayısıyla görecedir. Onlar kendilerinden önceki anlayışları, sanatın bu vazgeçilmez yönünü kabul etmedikleri gerekçesiyle eleştirmişlerdir. Garipçilere göre her sanatçı, güzelliği değişik tarzda algilar ve sanat eserinde hedeflediği güzeli elde edebilmek için farklı tekniklere başvurur; farklı biçimler, üsluplar kullanır. inud Bu parçaya göre Garipçilerin sho 15V I. Görsel ve yazılı sanatta sanatçı, gerçekliği değil soyut güzelliği arayıp bulmakla sorumludur.id II. Yazılı eserlerde sanatçı, nesnel gerçekliği kendi hayal gücü ve sezgileriyle değiştirerek sunmalıdır. III. Sanatın hiçbir türü herhangi bir ölçütle sınırlandırılamaz ve kurallara bağlanamaz. Balas yargılarından hangilerini savunmaları beklenemez? A) Yalnız B) Yalnız IIbinida in D) I ve II E) II ve III C) Yalnız III