1. Güzel bir ilkbahar sabahı, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, oturduğu otlardan birinin dalında küçük bir kozanın varlığını f
1. Güzel bir ilkbahar sabahı, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, oturduğu otlardan birinin dalında küçük bir kozanın varlığını fark etti. Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi. Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye dü- ğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olabileceğini düşündü. Bu yüzden kelebeğe yardım- ladı, saatler geçmeye başladı ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmamıştı. Bir an kelebe- şündü ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi. Dakikalar dakikaları kova- ladı. Böylece bir iki dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverecekti. Fakat bedeni kuru ve küçücük, ka- ci olmaya karar verdi. Cebindeki küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye baş- ğini umuyordu. Ama bunlardan hiçbiri olmadı. Kelebek, hayatının geri kalanını kurumuş bir beden ve bu- natları buruş buruştu. Adam kelebeği izlemeye devam etti. Çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyece- ruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi. Ne kadar denese de asla uçamadı. Adamın bütün iyi niyeti- ne ve yardımseverliğine rağmen bilmediği bir şey vardı, o da tırtılın bir kelebek hâline gelebilmesi ve ka- natlarının güçlenmesi için ---- Bu metnin sonuna anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) beslenmesi gerekiyordu. B) çaba sarf etmesi gerekiyordu. C) başka bir kelebeğin yardımı gerekiyordu. D) birkaç uçuş denemesi yapması gerekiyordu.