1. Hüsrev Hatemî Hoca bana bir hikâye anlatmıştı: Bir gün, bir hocası içeri girer girmez "Köşedeki diyabet (şeker) hastasını kim
1. Hüsrev Hatemî Hoca bana bir hikâye anlatmıştı: Bir gün, bir hocası içeri girer girmez "Köşedeki diyabet (şeker) hastasını kim yatırdı." diye soruyor. Hocam o daha yeni yattı, diyabet olup olmadığını bilmiyo- ruz, diyorlar. Hemen baktırın bakalım şekerine, di- yor Hoca. Götürüyorlar, bakıyorlar, hasta gerçekten diyabet çıkıyor. Hocam nasıl anladınız hastanın di- yabet olduğunu diyorlar. Hoca diyor ki: "Bir köşede bekleyen idrarına sinekler konuyordu da ondan an- ladım." Şimdi bakın burada komple bir gözlemcilik kabiliyeti görüyoruz. Yukarıdaki anısını aktaran bir doktor aşağıdaki düşüncelerden hangisine karşı çıkar? A) Hekimlik gözlem üzerine kurulmuş bir meslektir. B) Hastayı kapıdan girdiği ilk andan itibaren gözle- mek teşhis için önemlidir. Hekimlikte insanların duruşlarının, yüz ifadeleri- nin pek önemi olmamalı. D) İnsanların hâlleri, duygusal iniş çıkışları, ses tonları bile doktor için önemlidir. E) İyi bir gözlemci olmadan iyi hekim olunmaz.