Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

1. Metin Servet-i Finun çıkmışlardı. Bihter yalnız kalmıştı. Bu günü bütün düşünememekle geçirmişti. Kendisini, elinde Bu gün ak

1. Metin Servet-i Finun
çıkmışlardı. Bihter yalnız kalmıştı. Bu günü bütün düşünememekle geçirmişti. Kendisini, elinde
Bu gün akşamüzeri dönen Matmazel de Courton'la birlikte Nihal, biraz sonra da Adnan Bey
olmayarak, sürükleyen bir dalga üzerinde gibiydi.

1. Metin Servet-i Finun çıkmışlardı. Bihter yalnız kalmıştı. Bu günü bütün düşünememekle geçirmişti. Kendisini, elinde Bu gün akşamüzeri dönen Matmazel de Courton'la birlikte Nihal, biraz sonra da Adnan Bey olmayarak, sürükleyen bir dalga üzerinde gibiydi. Onlar gittikten sonra Behlul'un odasına girmiş, orada bu güzel kış gününün incitmeyen se- rin havasını solumaktan bir bahar zevki alarak açık pencerenin yanında, Behlul'un koltuğunda böylesine saatlerce düşünebilmişti. ışıkları baygın öpüşlerle Kanlıca tepelerini yalıyor, ta ötede, Beykoz'dan ağır Güneşin son akıcılıkla gelen beyaz bir bulut parçasının bir kenarı donuk şişe beyazlığı ile parlarken, altında yararlanarak Boğaz'ın durgun sularını okşayan sandallar, kayıklar geçiyordu. geniş bir çizgi yavaş yavaş koyulaşan bir gölge biçiminde duruyordu. Bu tatlı kış gününden Karşıda Şirket'in bir vapuru siyah dumanlarını serperek yer yer yalıları gizlerken, iri bir In- giliz şilepi, güvertesinde öteye beriye koşan dört beş başla, sessiz ıssız, sanki yapayalnız Kara- liyordu. Düşüncelerine yalnız bir sonuç verebilmişti: Behlul'u beklemek!.. Bu gece gelmeyecek Her gün bu şeylere ilgisiz kalan Bihter, bugün burada düşünürken, uzun uzun bakışlarla da- olursa artık her şeyin bitmiş olduğuna karar verecekti. deniz'e doğru ilerliyordu. Halit Ziya UŞAKLIGIL, Aşk-ı Memnu Milli edb. II. Metin Sabahleyin karısına Ayşen'in faturalarını ödeme mecburiyetinden şikâyette bulunmuştu. Halbuki bu işten, hele akşamüzeri Beyoğlu Balıkpazarına uğrayarak bol keseden alış verişten aldığı zevk hudutsuzdu. Elde ufak tefek paketlerle, arkada küfesi dolu hamallarla eve dönüş ne hostur! Ata, yalnız kendi elindekilerin değil, başkalarının taşıdıkları paketlerden bile neşesini duyan bir adamdı. Malî durumu hiçbir zaman yükte hafif, pahada ağır eşya almağa müsaade etmemekle beraber gene de -savaştan önce- hoşuna giden bir sürü ufak tefek satın alamıyacak kadar da bozuk gitmemişti. Ancak savaş pahalılığı başgösterince hepsini kesmiş, şiddetle gerekli kaba gıda maddelerin- den başka şeye para veremeyecek hale düşmüştü. Eskiden låkerda, fıstık, kebep kestane alıyor- du, bazan kestane şekeri bile... Sonraları sadece tahin helvasına yattı, bir de yufkayla yassıka dayıfını haritadan silmişti. Ekmek vesikaya bağlanıp bunlar karaborsada gizli satılmağa, ev e- çantalar içinde gezdirilmeğe başlayınca artık dükkânlarda göremediğine sevindi. Refik Halit KARAY, Bugünün Saraylısı