1 şık: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerj çalmak: Bir müzigi dinlemeyi sağlayan ales çalıştırmak s

1 şık: Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerj çalmak: Bir müzigi dinlemeyi sağlayan ales çalıştırmak soluk Rengi atmiş olan, solmuş, uçuk Bu sözcükler aşağıdaki cümlelerin hangisinde verilen anlamlanıyla kullanılmıştır? A) Hafif hafif istiklar çalan sesi eski keskiniğini kaybetmişti. Eskiden onu dinleyen herkesin gözlerinden anlamli işıklar çıkardı. Oysa şu an geçirdiği hastalikdanın da etkisiyle soluk alma sesi bile yorgun ve hinitilrydi. Yine de söylemeye çaliştiği şarkıyı hatırlamiştim. B) Gece olmuş ve ay çikmişti. Ay işiği ormanın içindeki ufak bir meydanlığı aydınlatinca etrafina taşlar dizilen bir toprak yığınına dayadığı viyolonseli gözlerini kapayarak çalan adamı daha iyi gördüler. Alnına doğru dökülen dağınık saçlan soluk yanaklannı gölgeliyordu. of Gece olunca kasabadaki bütün işıklar da bir bir kapandi. Acele bir şekilde ave dönerken sokak lam- basının soluk aydınlığında geniş alıntı, hafif kırmızıya çalan kahverengi saçlı birini gördüm. Elindeki çantaları taşımaya yardım etmek isteyince tanışmış olduk Yazılanıyla dergimize yeni bir soluk getiren yazar, son kitabını da deneme türünde kaleme aldı. Kimse- nin zamanını çalmayı sevmediğini belirttiği kitabın ön sözünde yer alan "Işık sönmedikçe, hayat devam emkçe yazacağım" ifadesi dikkat çekiciydi.