1. Zaman içinde sürekli gelişmesi, değişmesi nedeniyle öteki yazınsal türler gibi şiirin de eksiksiz bir tanımını yapmak güçtür.
1. Zaman içinde sürekli gelişmesi, değişmesi nedeniyle öteki yazınsal türler gibi şiirin de eksiksiz bir tanımını yapmak güçtür. Belki de bu güçlük nedeniyle kimilerince büyülü söz, kimilerince kanatlı söz olarak ifade edilen şiirin anlamsal sınırsızlığına işaret edilmektedir. Bununla birlikte şiir; duygu, düşünce, gözlem, izlenim ve imgelerin genellikle ölçü, uyak, ses uyumu gibi ögelerden yararla- nılarak yoğun biçimde dile getirildiği sanatlı bir yazın türü olarak ifade edilir. En eski yazınsal tür olarak kabul edilen şiirin öteki türlere kaynaklık ettiği söylenebilir. İnsanda duygu, düşünceden önce oluşmuştur, şiir de duyguya seslenen bir tür olduğu için düşünceye seslenen ve aynı zamanda düşünce ürünü olan düz yazıdan önce ortaya çıkmıştır. Olan Parac Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt niteli- ğindedir? A) Şiirin diğer türlerden belirgin farkı nedir? Siiri nasıl tanımlarsınız? Şiirin bir tanımını yapmak mümkün mü? D) Şiir ne zaman ortaya çıkmıştır? E) Düzyazı ile şiir arasındaki fark nedir? Video 1 Sorunun Cevabi Yaratılışımdan herhalde. Karşıt uçlara gidip gelen bir yaratılışım var. Fakat hüzün hep ağır basmıştır. Ayrıca hüzünlerle örülü bir toplumda yaşadığımızı düşünüyorum. O hüzün etkiliyor. Bireysel tarihlerimiz de hep hüzünlü değil mi? Bir ayrılık, bir kavuşamama bütün halk hikâye- lerinin başlıca temi. Bununla birlikte hüzün dışında kalan, satirik denebilecek romanlar da yazdım. Yaratılışımın öteki yanı sanırım onlarda aranabilir. Bir de çok tuhafıma giden hin manın, bir aşk filmi- ens Yayınları C