Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler Soruları

nız.
s et
an
nte
m
1
Türkçe
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Yunus Divanı, Burhan Toprak'ın hayat kitabı oldu. Bir gün
ona "Romanını ne zaman yazacaksın?” diye sormuştum.
"Kardeşim, yeni bir şey söylemek kolay mı? Ben, bütün
insanı buldum, onun eteğine tutunarak biraz da ben kalırım
diye düşündüm." dedi. Massignon'un, ömrünü Hallac-ı
Mansur'a vermesini kendine örnek sayıyordu. Onun mizacı
Massignon gibi kılı kırk yaran bilgeliğe elverişli değildi.
Divan'ın işlenmesi, Yunus'un çevresinin incelenmesinde
tarihçilik bakımından eksikler vardı. Fakat o, asıl hedefine
ulaşmıştı. Türk mistiğinin dehasına ve kendi ölüm
felsefesine cevap veren insanı bulmuş ve tanımıştı. Tarihçi
tarafı ne olursa olsun, gençler Yunus'u onunla tanıdılar;
sevdiler. Fikir ve şiirimizdeki büyük yerini aldılar. Yalancı
dünyaya konup göçenler / Ne söylerler ne bir haber verirler /
Üzerinde türlü otlar bitenler / Ne söylerler ne bir haber
verirler diyen Yunus, Burhan'ın iliklerine kadar işledi. Bu
sevgi ile Türk mistiklerini, Nefahat'ı, Semerat-ül Fuat'ı
okudu. Bu sevgi ile mistik bir ahlak kitabı olan Ballar Balını
Buldum'u yazdı.
39. Bu parçada yer alan dizelerdeki "Ne söylerler ne bir
haber verirler" sözüyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ölüm tecrübesinin paylaşılamadığı
B) Dünya hayatının gelip geçici olduğu
C) Ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğu
D) Her sözün zamanla değerini kaybettiği
E) Yaşamın değerinin bilinmesi gerektiği
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
nız. s et an nte m 1 Türkçe 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yunus Divanı, Burhan Toprak'ın hayat kitabı oldu. Bir gün ona "Romanını ne zaman yazacaksın?” diye sormuştum. "Kardeşim, yeni bir şey söylemek kolay mı? Ben, bütün insanı buldum, onun eteğine tutunarak biraz da ben kalırım diye düşündüm." dedi. Massignon'un, ömrünü Hallac-ı Mansur'a vermesini kendine örnek sayıyordu. Onun mizacı Massignon gibi kılı kırk yaran bilgeliğe elverişli değildi. Divan'ın işlenmesi, Yunus'un çevresinin incelenmesinde tarihçilik bakımından eksikler vardı. Fakat o, asıl hedefine ulaşmıştı. Türk mistiğinin dehasına ve kendi ölüm felsefesine cevap veren insanı bulmuş ve tanımıştı. Tarihçi tarafı ne olursa olsun, gençler Yunus'u onunla tanıdılar; sevdiler. Fikir ve şiirimizdeki büyük yerini aldılar. Yalancı dünyaya konup göçenler / Ne söylerler ne bir haber verirler / Üzerinde türlü otlar bitenler / Ne söylerler ne bir haber verirler diyen Yunus, Burhan'ın iliklerine kadar işledi. Bu sevgi ile Türk mistiklerini, Nefahat'ı, Semerat-ül Fuat'ı okudu. Bu sevgi ile mistik bir ahlak kitabı olan Ballar Balını Buldum'u yazdı. 39. Bu parçada yer alan dizelerdeki "Ne söylerler ne bir haber verirler" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Ölüm tecrübesinin paylaşılamadığı B) Dünya hayatının gelip geçici olduğu C) Ölümün kaçınılmaz bir gerçek olduğu D) Her sözün zamanla değerini kaybettiği E) Yaşamın değerinin bilinmesi gerektiği
TYT / Türkçe
7. (1) Problem davranışlar, genel olarak çocuğun eğitim,
öğrenim, beceri geliştirme sürecini olumsuz etkileyen,
kendisine ve çevresine rahatsızlık vermesine sebep
olan davranışlardır. (II) Bu tür davranışlar genellikle okul
öncesi eğitiminde ya da okul çağında ortaya çıkar. (III)
Bu davranışların, önlem alınmadığı takdirde çocukların
gelişimlerini olumsuz etkileyeceğini belirtmek gerekir.
(IV) Problem davranışlar genellikle 10 yaş altında orta-
ya çıksa da çocukluğun her evresinde görülebilmektedir.
(V) Bu davranışların birçok sebebi olabilir. (VI) Çocuğun
psikolojik özellikleri, aile ortamında yaşadıkları, okul ile
uyumsuz olmasına sebep olan durumlar, kötü rol model
alma, kitle iletişim araçlarının etkileri ve birçok etken ço-
cuklarda sürekli olarak tekrarlanan problem davranışlar
oluşturabilir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
iraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
)
AⓇ CIV
B) III
D) V
VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TYT / Türkçe 7. (1) Problem davranışlar, genel olarak çocuğun eğitim, öğrenim, beceri geliştirme sürecini olumsuz etkileyen, kendisine ve çevresine rahatsızlık vermesine sebep olan davranışlardır. (II) Bu tür davranışlar genellikle okul öncesi eğitiminde ya da okul çağında ortaya çıkar. (III) Bu davranışların, önlem alınmadığı takdirde çocukların gelişimlerini olumsuz etkileyeceğini belirtmek gerekir. (IV) Problem davranışlar genellikle 10 yaş altında orta- ya çıksa da çocukluğun her evresinde görülebilmektedir. (V) Bu davranışların birçok sebebi olabilir. (VI) Çocuğun psikolojik özellikleri, aile ortamında yaşadıkları, okul ile uyumsuz olmasına sebep olan durumlar, kötü rol model alma, kitle iletişim araçlarının etkileri ve birçok etken ço- cuklarda sürekli olarak tekrarlanan problem davranışlar oluşturabilir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- iraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? ) AⓇ CIV B) III D) V VI
bir
niyle
yle
C
ok
kork
i
bir
nitelik taşıyor.
5.1) Türü denem olsa da siyasetten bilime, popüler kültürden
tarihe gözümüzün önünde olan ama tüm yönlerini
göremediğimiz isimleri anlatıyor yapıtında yazar. (II)
Birbirinden ilginç portrelerin anlatım biçimini vermek içinse
söylenecek en uygun söz teleskop olacaktır. (III) Çıplak gözle
görünmeyene bir mercekle bakmamızı sağlıyor o. (IV)
Birçoğumuzun her firsatta eleştirdiklerini savunuyor, tuhaf bir
şekilde sevdiğimiz sonradan görmeleri eleştiriyor, Tanpınar'ın,
Atay'ın hakkını yıllar sonra vermeye çabalarken yenilerini
ihmal eden edebiyat dünyasının hâlini gözler önüne seriyor.
(V) Farkında olmadığımız cevherleri, cevher sandığımız
sıradanları, bunca kalabalık içinde gözden yitirdiğimiz yalnız
insanların öykülerini anlatıyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede bir sözcük benzetme ilgisi olmadan başka bir
sözcük yerine kullanılmıştır.
mecati
Mürsel
B) II. cümlede terim anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
C) III. cümlede, "mercek" sözcüğü, gerçek anlamıyla
terim
kullanılmıştır.
anlam
biyolo
D) IV. cümlede, birden fazla deyim vardır.
EV. cümlede, bazı sözcüklerle anlamca karşıtlık sağlanmıştır.
V momodo öyküleri Kemal Tahir'in sececeği söylendi.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
bir niyle yle C ok kork i bir nitelik taşıyor. 5.1) Türü denem olsa da siyasetten bilime, popüler kültürden tarihe gözümüzün önünde olan ama tüm yönlerini göremediğimiz isimleri anlatıyor yapıtında yazar. (II) Birbirinden ilginç portrelerin anlatım biçimini vermek içinse söylenecek en uygun söz teleskop olacaktır. (III) Çıplak gözle görünmeyene bir mercekle bakmamızı sağlıyor o. (IV) Birçoğumuzun her firsatta eleştirdiklerini savunuyor, tuhaf bir şekilde sevdiğimiz sonradan görmeleri eleştiriyor, Tanpınar'ın, Atay'ın hakkını yıllar sonra vermeye çabalarken yenilerini ihmal eden edebiyat dünyasının hâlini gözler önüne seriyor. (V) Farkında olmadığımız cevherleri, cevher sandığımız sıradanları, bunca kalabalık içinde gözden yitirdiğimiz yalnız insanların öykülerini anlatıyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede bir sözcük benzetme ilgisi olmadan başka bir sözcük yerine kullanılmıştır. mecati Mürsel B) II. cümlede terim anlamlı sözcükler kullanılmıştır. C) III. cümlede, "mercek" sözcüğü, gerçek anlamıyla terim kullanılmıştır. anlam biyolo D) IV. cümlede, birden fazla deyim vardır. EV. cümlede, bazı sözcüklerle anlamca karşıtlık sağlanmıştır. V momodo öyküleri Kemal Tahir'in sececeği söylendi.
rilan kısmına işaretleyiniz.
ca
e bir
A
le
4. DENEME
3. Günümüzde insan zekâsı ve davranışlarını ölçüp
değerlendirebilmek için salt zekânın yeterli olmadığı
kabul edilmiş bir gerçektir. Zekânın duygudan sıyrılmış,
değerlerden arınmış bir akıl olduğu konusunda ısrar
etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. En akılcı kararlarda
bile duyguların gücü düşünüldüğünde, karar verme yetisi
üzerindeki etkisinden dolayı salt zekânın yetersiz kalacağı
anlaşılacaktır.
Bu parçada aşağıda verilenlerden hangisini anlamca
karşılayan bir sözcük veya söz grubu yoktur?
A) Bir yerden veya bir durumdan çıkmak, kurtulmak.
B) Bir sorunu ele alış, ona bakış biçimi.
C) Bir şeyi yerinde ve yararlı bir yolda kullanmak.
D) İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, meleke.
E) Bir konuda, bir düşüncede sürekli direnmek, ayak
diremek.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
rilan kısmına işaretleyiniz. ca e bir A le 4. DENEME 3. Günümüzde insan zekâsı ve davranışlarını ölçüp değerlendirebilmek için salt zekânın yeterli olmadığı kabul edilmiş bir gerçektir. Zekânın duygudan sıyrılmış, değerlerden arınmış bir akıl olduğu konusunda ısrar etmek gerçekçi bir yaklaşım değildir. En akılcı kararlarda bile duyguların gücü düşünüldüğünde, karar verme yetisi üzerindeki etkisinden dolayı salt zekânın yetersiz kalacağı anlaşılacaktır. Bu parçada aşağıda verilenlerden hangisini anlamca karşılayan bir sözcük veya söz grubu yoktur? A) Bir yerden veya bir durumdan çıkmak, kurtulmak. B) Bir sorunu ele alış, ona bakış biçimi. C) Bir şeyi yerinde ve yararlı bir yolda kullanmak. D) İnsanda bulunan, bir şey yapabilme yeteneği, meleke. E) Bir konuda, bir düşüncede sürekli direnmek, ayak diremek.
B
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Sanatın ne olduğu, neyi anlattığı, kime hitap ettiği
konusunda binlerce yıldır süren bir kavga var. Kim kime
ne anlatır, nasıl anlatır, neyi anlatır ya da bir şey anlatır
mi birine? Sanatın bin tanımı var belki ama belki en saf
tanım, sanatın bir tepki olduğu. Sanatçı, çevresine veya
kendisine tepki veriyor sanat yoluyla. Tepkinin niteliği,
neye tepki verildiğine bağlı olarak değişiyor. Az bildiği
şeyleri kategorize ederek, çıkarım yaparak anlamlandıran
insan, tamamen yabancı olduğu, hiç anlamadığı bir şeyle
karşılaşınca "saçmalık" diye kestirip atabiliyor. Kimin neye
tepki verdiğini anlamadığında da onun için sanat, "Ay, bu
ne, iki çizik atmışlar buna da sanat diyorlar!" oluyor.
37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine
ulaşılamaz?
A Sanatın herkesçe kabul edilen tek bir tanımının
olmadığına
Insanın anlamadığı şeyleri tartışmaksızın saçmalık
olarak gördüğüne
Sanatın nitelikleriyle ilgili uzlaşmazlığın uzun zamandır
sürdüğüne
D) Insanın, anlamadığı şeyleri anlayabilmek için birtakım
yöntemler kullandığına
E) Sanatçıların anlataca bir şeyler bulma konusunda
kısırlık çektiğine
A
b
2
b
39
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sanatın ne olduğu, neyi anlattığı, kime hitap ettiği konusunda binlerce yıldır süren bir kavga var. Kim kime ne anlatır, nasıl anlatır, neyi anlatır ya da bir şey anlatır mi birine? Sanatın bin tanımı var belki ama belki en saf tanım, sanatın bir tepki olduğu. Sanatçı, çevresine veya kendisine tepki veriyor sanat yoluyla. Tepkinin niteliği, neye tepki verildiğine bağlı olarak değişiyor. Az bildiği şeyleri kategorize ederek, çıkarım yaparak anlamlandıran insan, tamamen yabancı olduğu, hiç anlamadığı bir şeyle karşılaşınca "saçmalık" diye kestirip atabiliyor. Kimin neye tepki verdiğini anlamadığında da onun için sanat, "Ay, bu ne, iki çizik atmışlar buna da sanat diyorlar!" oluyor. 37. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Sanatın herkesçe kabul edilen tek bir tanımının olmadığına Insanın anlamadığı şeyleri tartışmaksızın saçmalık olarak gördüğüne Sanatın nitelikleriyle ilgili uzlaşmazlığın uzun zamandır sürdüğüne D) Insanın, anlamadığı şeyleri anlayabilmek için birtakım yöntemler kullandığına E) Sanatçıların anlataca bir şeyler bulma konusunda kısırlık çektiğine A b 2 b 39
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Sanatın ne olduğu, neyi anlattığı, kime hitap ettiği
konusunda binlerce yıldır süren bir kavga var. Kim kime
ne anlatır, nasıl anlatır, neyi anlatır ya da bir şey anlatır
mi birine? Sanatın bin tanımı var belki ama belki en saf
tanım, sanatın bir tepki olduğu. Sanatçı, çevresine veya
kendisine tepki veriyor sanat yoluyla. Tepkinin niteliği,
neye tepki verildiğine bağlı olarak değişiyor. Az bildiği
şeyleri kategorize ederek, çıkarım yaparak anlamlandıran
insan, tamamen yabancı olduğu, hiç anlamadığı bir şeyle
karşılaşınca "saçmalık" diye kestirip atabiliyor. Kimin neye
tepki verdiğini anlamadığında da onun için sanat, "Ay, bu
ne, iki çizik atmışlar buna da sanat diyorlar!" oluyor.
38. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
AY Ortaya konulanlan küçümsemek
B) Yapilanlan gerekenden az bulmak
Birtakım sınıflandırmalara gitmek
DY Yapılanlanı aşırı biçimde eleştirmek
Eigneleme yoluyla değersizleştirmek
39-40. so
cevaplayın
Alışveriş takım
bozukluk hen
aşırı alışveriş
bir davranış e
bir adam, sig
satın almak i
koyduğunda
hiç ihtiyacı o
ayakkabı, ça
kıyafeti tama
bir durumda
40. Bu par
TA
Bu
yargıla
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sanatın ne olduğu, neyi anlattığı, kime hitap ettiği konusunda binlerce yıldır süren bir kavga var. Kim kime ne anlatır, nasıl anlatır, neyi anlatır ya da bir şey anlatır mi birine? Sanatın bin tanımı var belki ama belki en saf tanım, sanatın bir tepki olduğu. Sanatçı, çevresine veya kendisine tepki veriyor sanat yoluyla. Tepkinin niteliği, neye tepki verildiğine bağlı olarak değişiyor. Az bildiği şeyleri kategorize ederek, çıkarım yaparak anlamlandıran insan, tamamen yabancı olduğu, hiç anlamadığı bir şeyle karşılaşınca "saçmalık" diye kestirip atabiliyor. Kimin neye tepki verdiğini anlamadığında da onun için sanat, "Ay, bu ne, iki çizik atmışlar buna da sanat diyorlar!" oluyor. 38. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? AY Ortaya konulanlan küçümsemek B) Yapilanlan gerekenden az bulmak Birtakım sınıflandırmalara gitmek DY Yapılanlanı aşırı biçimde eleştirmek Eigneleme yoluyla değersizleştirmek 39-40. so cevaplayın Alışveriş takım bozukluk hen aşırı alışveriş bir davranış e bir adam, sig satın almak i koyduğunda hiç ihtiyacı o ayakkabı, ça kıyafeti tama bir durumda 40. Bu par TA Bu yargıla
B
33. Nezaketsizlik, daima beceriksizliktir. Birine yaşını
hissettirmek kötü bir şeydir ama bunu istemeden, işaretle,
yüz ifadesiyle ya da düşünülmemiş bir sözle yapmış olan,
nezaketsizlik etmiş demektir. Birinin ayağına basmak,
kasten yapılmışsa terbiyesizliktir; istemeyerek yapılmışsa
nezaketsizliktir. Nezaketsizlikler, beklenmedik olaylardır.
Nazik insan; bunlardan sakınır ve ancak dokunmak istediği
şeye dokunur, onun için de iyi dokunur. Demek oluyor
ki nezaket bir dikkat işidir. Nezaketsiz insan, yapmak
istediğinden başka türlü şeyler yapan insandır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz
A) Nezaketsizlik ve terbiyesizlik birbirinden farklı şeylerdir.
B) Istemeden ve düşünülmeden yapılan hareketler
nezaketsizliktir.
C) Kasıtlı yapılan kötü hareketler, terbiyesizlikten başka bir
şey değildir.
D) Nezaketsizlik de terbiyesizlik de bilinçli yapılan
davranışlardır.
E) Nezaket gösteren kişiler, dikkatli kişilerdir.
35.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
B 33. Nezaketsizlik, daima beceriksizliktir. Birine yaşını hissettirmek kötü bir şeydir ama bunu istemeden, işaretle, yüz ifadesiyle ya da düşünülmemiş bir sözle yapmış olan, nezaketsizlik etmiş demektir. Birinin ayağına basmak, kasten yapılmışsa terbiyesizliktir; istemeyerek yapılmışsa nezaketsizliktir. Nezaketsizlikler, beklenmedik olaylardır. Nazik insan; bunlardan sakınır ve ancak dokunmak istediği şeye dokunur, onun için de iyi dokunur. Demek oluyor ki nezaket bir dikkat işidir. Nezaketsiz insan, yapmak istediğinden başka türlü şeyler yapan insandır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz A) Nezaketsizlik ve terbiyesizlik birbirinden farklı şeylerdir. B) Istemeden ve düşünülmeden yapılan hareketler nezaketsizliktir. C) Kasıtlı yapılan kötü hareketler, terbiyesizlikten başka bir şey değildir. D) Nezaketsizlik de terbiyesizlik de bilinçli yapılan davranışlardır. E) Nezaket gösteren kişiler, dikkatli kişilerdir. 35.
Türkçe
35. Daima süslü defterlere el yazısıyla yazıyorum romanlarımı.
Doludizgin, soluk soluğa, kör olurcasına... Tarzım bu. Bir
sanrı, bir hezeyan gibi yazarım. Freni tutmayan bir arabada
uçar gibiyimdir. Belki romanlarımın çabuk okunmasının
sırrı budur.
Bu sözleri söyleyen yazar, romanlarının çabuk
okunmasını neye bağlamaktadır?
A) Suslü defterlere el yazısıyla yazmasına
B) Imgeye ve çağrışıma sıkça başvurmasına
C) Kurmacanın olanaklarını çok iyi kullanmasına
DÖzgün temalara, karakterlere yer vermesine
(E) Kendini kaptırıp duraksamadan yazmasına
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Türkçe 35. Daima süslü defterlere el yazısıyla yazıyorum romanlarımı. Doludizgin, soluk soluğa, kör olurcasına... Tarzım bu. Bir sanrı, bir hezeyan gibi yazarım. Freni tutmayan bir arabada uçar gibiyimdir. Belki romanlarımın çabuk okunmasının sırrı budur. Bu sözleri söyleyen yazar, romanlarının çabuk okunmasını neye bağlamaktadır? A) Suslü defterlere el yazısıyla yazmasına B) Imgeye ve çağrışıma sıkça başvurmasına C) Kurmacanın olanaklarını çok iyi kullanmasına DÖzgün temalara, karakterlere yer vermesine (E) Kendini kaptırıp duraksamadan yazmasına
36. Yeni Zelanda'da Victoria Üniversitesinde yapılan bir
deneyde araştırmacı Kevin C. Burns ve öğrencileri,
tamamen doğal yaşama adanmış bir ormanda devrilmiş
birkaç ağaç kütüğüne delikler açar ve bu deliklerin her
birinin içine farklı sayılarda kurtçuk bırakarak kuşların
yemesini bekler. Bu işlem birkaç defa tekrarlandıktan sonra
Kevin C. Burns, kuşlardan gizli olarak deliklere koyulacak
kurtçukların sayısını azaltır. Kuşlar geri geldiğinde ise eksik
olan yemeklerini bulma çabasıyla kütüğü gagalamaya
başlar. Araştırmanın sonucuna göre bazı kuş türleri
üçe dörde kadar sayabildiği hâlde nar bülbülü olarak
bildiğimiz kızılgerdan kuşlarının on ikiye kadar sayabildiği
kanıtlanmıştır.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Bazı kuş türleri hemcinslerinden farklı özelliklere
sahiptir.
(B) Beslenme ihtiyacı bazı hayvanları insanlara bağımlı
kılmıştır.
C) Hayvan davranışları araştırma konusu olabilmektedir.
D) Kurtçuklar kuşların ilgisini çeken bir besin türüdür.
E) Bazı hayvanların tepkileri, gözlemlenebilen tepkilerdir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
36. Yeni Zelanda'da Victoria Üniversitesinde yapılan bir deneyde araştırmacı Kevin C. Burns ve öğrencileri, tamamen doğal yaşama adanmış bir ormanda devrilmiş birkaç ağaç kütüğüne delikler açar ve bu deliklerin her birinin içine farklı sayılarda kurtçuk bırakarak kuşların yemesini bekler. Bu işlem birkaç defa tekrarlandıktan sonra Kevin C. Burns, kuşlardan gizli olarak deliklere koyulacak kurtçukların sayısını azaltır. Kuşlar geri geldiğinde ise eksik olan yemeklerini bulma çabasıyla kütüğü gagalamaya başlar. Araştırmanın sonucuna göre bazı kuş türleri üçe dörde kadar sayabildiği hâlde nar bülbülü olarak bildiğimiz kızılgerdan kuşlarının on ikiye kadar sayabildiği kanıtlanmıştır. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Bazı kuş türleri hemcinslerinden farklı özelliklere sahiptir. (B) Beslenme ihtiyacı bazı hayvanları insanlara bağımlı kılmıştır. C) Hayvan davranışları araştırma konusu olabilmektedir. D) Kurtçuklar kuşların ilgisini çeken bir besin türüdür. E) Bazı hayvanların tepkileri, gözlemlenebilen tepkilerdir.
24. Televizyon seyretmeyi salık veren, onun erdemlerinden
söz eden kimseye rastladınız mı, bilmem. Ben rastla-
bleu madım. Peki, nasıl oluyor da kimsenin tavsiye etmediği,
be herkesin gereksiz gördüğü televizyonu dünyada ikinci
en çok izleyen ülkeyiz? Sebebi çok basit. Evlerimizdeki
bu eğitici, öğretici, eğlendirici iletişim aracına karşı sağ-
pin duyulu izleyiciler dışta tutulursa hepimiz biraz tutarsızız.
Ya da insanlara televizyonun ne menem bir şey oldu-
sreğundan söz ederken aslında "Kardeşim ben yakalan-
dim; zararlı dizilere, acımasız tartışma programlarına,
uyduruk yarışmalara, evlendirme ve kavuşturma prog-
ble ramlarına esir düştüm, onlardan kendimi alamıyorum.
ERODilerim sen benim gibi olmazsın. Kaç, kurtar kendini!.."
demek istiyoruz.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme-
miştir?
A) Ülke olarak televizyon izleme oranında ön sıralarda
olduğumuza
Chine B) Kimsenin televizyonla ilgili görüşlerini doğrudan söy-
lemediğine
X
C) Televizyonlardaki bazı programların izleyenlere ba-
ğımlılık yaptığına
ev (D) Televizyonlardaki eğitici ve öğretici programların sa-
yısının azlığına
2 X
olib E) Televizyon izleyicileri içinde bilinçli olan belli bir kesi-
min olduğuna
26. K
F
F
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
24. Televizyon seyretmeyi salık veren, onun erdemlerinden söz eden kimseye rastladınız mı, bilmem. Ben rastla- bleu madım. Peki, nasıl oluyor da kimsenin tavsiye etmediği, be herkesin gereksiz gördüğü televizyonu dünyada ikinci en çok izleyen ülkeyiz? Sebebi çok basit. Evlerimizdeki bu eğitici, öğretici, eğlendirici iletişim aracına karşı sağ- pin duyulu izleyiciler dışta tutulursa hepimiz biraz tutarsızız. Ya da insanlara televizyonun ne menem bir şey oldu- sreğundan söz ederken aslında "Kardeşim ben yakalan- dim; zararlı dizilere, acımasız tartışma programlarına, uyduruk yarışmalara, evlendirme ve kavuşturma prog- ble ramlarına esir düştüm, onlardan kendimi alamıyorum. ERODilerim sen benim gibi olmazsın. Kaç, kurtar kendini!.." demek istiyoruz. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilme- miştir? A) Ülke olarak televizyon izleme oranında ön sıralarda olduğumuza Chine B) Kimsenin televizyonla ilgili görüşlerini doğrudan söy- lemediğine X C) Televizyonlardaki bazı programların izleyenlere ba- ğımlılık yaptığına ev (D) Televizyonlardaki eğitici ve öğretici programların sa- yısının azlığına 2 X olib E) Televizyon izleyicileri içinde bilinçli olan belli bir kesi- min olduğuna 26. K F F
Son devir Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan
Halide Edip Adıvar; Türkiye'nin imparatorluktan cum-
huriyete geçiş sürecinde, Türk insanı ve toplumunun
yaşadığı değişim ve dönüşümleri kendi benliğinde ya-
şamış ve bunları da yazdığı metinlere taşımış, modern
bir kadın, düşünür ve eylem insanıdır. Yaşadığı devre
ve tarihî köklere kopmaz bir bağ ile bağlı olan yazar;
dönem ve edebî eser arasındaki çift yönlü ilişkiyi güç-
lü bir seziş, okuma ve gözlemleriyle eserlerine yansı-
tır. Yazın hayatına yirmi bir roman, dört hikâye kitabı,
iki tiyatro, onlarca çeviri, yüzlerce fikir yazısı, yedi in-
celeme kitabı ve üç anı kitabı sığdıran Adıvar, yaşadı-
ğı döneme gerek kişiliği gerekse eserleriyle damga vu-
rur. Cumhuriyet Dönemi Türk romanının önde gelen
isimleri arasında yer alan Halide Edip Adıvar'ın roman-
ları; yapı ve izleksel kurgusu açısından "bireysel ve psi-
kolojik izlekli romanlar, yeniden kuruluş ve Kurtuluş Sa-
vaşı izlekli romanlar, töre ve toplumsal izlekli roman-
lar" olmak üzere temel üç ana başlığa ayrılır.
39. Bu parçadan hareketle Halide Edip Adıvar ile ilgili;
I. kendi tarihine ve devrine bağlı olduğuna,
II. eser verme bakımından üretken bir yapıya sahip
olduğuna, +
III. oluşturduğu eserlerinde konu çeşitliliğinin olduğu-
na,
+
IV. tarihî olaylara tanıklık ettiğine
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) I vell
Btve TV
D) I, II ve IV
C) I, I ve II
EX1, 11 III ve IV
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
Son devir Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Halide Edip Adıvar; Türkiye'nin imparatorluktan cum- huriyete geçiş sürecinde, Türk insanı ve toplumunun yaşadığı değişim ve dönüşümleri kendi benliğinde ya- şamış ve bunları da yazdığı metinlere taşımış, modern bir kadın, düşünür ve eylem insanıdır. Yaşadığı devre ve tarihî köklere kopmaz bir bağ ile bağlı olan yazar; dönem ve edebî eser arasındaki çift yönlü ilişkiyi güç- lü bir seziş, okuma ve gözlemleriyle eserlerine yansı- tır. Yazın hayatına yirmi bir roman, dört hikâye kitabı, iki tiyatro, onlarca çeviri, yüzlerce fikir yazısı, yedi in- celeme kitabı ve üç anı kitabı sığdıran Adıvar, yaşadı- ğı döneme gerek kişiliği gerekse eserleriyle damga vu- rur. Cumhuriyet Dönemi Türk romanının önde gelen isimleri arasında yer alan Halide Edip Adıvar'ın roman- ları; yapı ve izleksel kurgusu açısından "bireysel ve psi- kolojik izlekli romanlar, yeniden kuruluş ve Kurtuluş Sa- vaşı izlekli romanlar, töre ve toplumsal izlekli roman- lar" olmak üzere temel üç ana başlığa ayrılır. 39. Bu parçadan hareketle Halide Edip Adıvar ile ilgili; I. kendi tarihine ve devrine bağlı olduğuna, II. eser verme bakımından üretken bir yapıya sahip olduğuna, + III. oluşturduğu eserlerinde konu çeşitliliğinin olduğu- na, + IV. tarihî olaylara tanıklık ettiğine yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) I vell Btve TV D) I, II ve IV C) I, I ve II EX1, 11 III ve IV
KO-
ni
si
4
KONTRATA
16. Günümüzde bilimle ilgilenen kesimin başvuracağı temel
kaynakların başında popüler bilim yayınları gelmektedir.
Bilimsel olayları halka ulaştırmayı amaç edinen bu tür ya-
yıncılık, "popüler bilim yayıncılığı" olarak isimlendirilir. Hal-
kın bilimi daha iyi takip edebilmesi amacıyla popüler bilimin
yaygınlaştırılmasında birçok argüman kullanılır. Bunların
başlıcaları; gazete, dergi, TV programı ve belgeseldir. Gü-
nümüzde birçok TV kanalı ve gazeteler günlük olarak po-
püler bilim yayınları yaparak halka ulaşmaya çalışırken,
belgesellerde, bilim ve teknolojideki gelişmelerin halkın
anlayabileceği bir şekilde sunumu yapılmaktadır. Popüler
bilim dergileri ise, yayınlanma amacı gereği güncel olay-
ları takip edip, bilimsel gündemi yakalayan ve genellikle de
aylık yayın yapan dergiler olmaktadır.
Bu parçadan hareketle popüler bilim dergileri ile ilgili
hangisine ulaşılamaz?
A) Popüler bilim dergileri ile diğer yayın organları arasın-
da karşılaştırma yapılmıştır.
B) Bilim ve teknolojideki gelişmeleri halkın anlayabileceği
bir dille halka ulaştırmaya çalışmışlardır.
C) Süreli yayın yapan bu dergiler aktüel ve bilimsel olay-
ları takip eder.
D) Bilimin yaygınlaştırılmasında çeşitli dokümanlar kulla-
narak halkı eğitmeyi amaçlamışlardır.
E) Bilimi yakından takip eden insanların baş ucu kaynak-
ları arasında yer almaktadır.
E
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
KO- ni si 4 KONTRATA 16. Günümüzde bilimle ilgilenen kesimin başvuracağı temel kaynakların başında popüler bilim yayınları gelmektedir. Bilimsel olayları halka ulaştırmayı amaç edinen bu tür ya- yıncılık, "popüler bilim yayıncılığı" olarak isimlendirilir. Hal- kın bilimi daha iyi takip edebilmesi amacıyla popüler bilimin yaygınlaştırılmasında birçok argüman kullanılır. Bunların başlıcaları; gazete, dergi, TV programı ve belgeseldir. Gü- nümüzde birçok TV kanalı ve gazeteler günlük olarak po- püler bilim yayınları yaparak halka ulaşmaya çalışırken, belgesellerde, bilim ve teknolojideki gelişmelerin halkın anlayabileceği bir şekilde sunumu yapılmaktadır. Popüler bilim dergileri ise, yayınlanma amacı gereği güncel olay- ları takip edip, bilimsel gündemi yakalayan ve genellikle de aylık yayın yapan dergiler olmaktadır. Bu parçadan hareketle popüler bilim dergileri ile ilgili hangisine ulaşılamaz? A) Popüler bilim dergileri ile diğer yayın organları arasın- da karşılaştırma yapılmıştır. B) Bilim ve teknolojideki gelişmeleri halkın anlayabileceği bir dille halka ulaştırmaya çalışmışlardır. C) Süreli yayın yapan bu dergiler aktüel ve bilimsel olay- ları takip eder. D) Bilimin yaygınlaştırılmasında çeşitli dokümanlar kulla- narak halkı eğitmeyi amaçlamışlardır. E) Bilimi yakından takip eden insanların baş ucu kaynak- ları arasında yer almaktadır. E
TÜRKÇE
28. Coğrafya kaderimiz ama aynı zamanda kederimizi de
içinde banndinyor. Dell Tarla'da bu kederi anlatmaya
çalıştım. Coğrafya, kederin rengini belirleyebilir; ken-
disini değil. Aynı coğrafyada yaşayan insanların ke-
derleri arasında müthiş bir ton farkı var. Biriyle tanış-
mıştım, aldığı ayakkabının ayağını sıkmış olmasını o
kadar derin bir acıyla anlatıyordu ki "Yaşadığım hayal
kırıklığını asla tahmin edemezsiniz." diyordu. Daha
da hayal kırıklığını böylesine güçlü yaşamış kimseyle
karşılaşmadım. Öyle bir anlatıyordu ki hayal kırıklığı-
nı, gerçekten çok üzücü herhâlde diyorsunuz. Şimdi
onun karşısına "Adieu Hala" öyküsündeki Münevver'i
koyalım. Onun da hayal kırıklığının tarifi yok ama an-
latamıyor. Çoğumuz böyleyiz; var kederimiz ama an-
latamıyoruz, dile getiremiyoruz hiçbirini. Bu da geçer
diyoruz, susuyoruz, kanıksıyoruz, olur o kadar diyo-
ruz ya da kederimiz olduğunu bile fark etmeyecek
kadar zaten içine doğmuşuz kederin. Hani odanın
içindeyken kokuyu fark etmemek gibi... Deli Tarla'da-
ki öykülerle yapmak istediğim; kimsenin girmediği
o odaların penceresini aralayıp o kokudan biraz al-
mak, insanların burnuna değdirmek. Bir ayakkabının
sıkmasından daha büyük ve anlatılmaya değer hayal
kırıklıkları olduğunu hatırlatmak, kederin en koyu ren-
gini gösterebilmek, duygudaşlık yaratabilmek.
Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak,
1. Yazarının zihninde oluşturduğu ideal dünyayı yan-
sıttığı
II. Üzüntünün gerçek niteliğini yansıtacak düzeydeki
incinmişlikleri gözler önüne serdiği
III. Okurda empati duygusunu harekete geçirmeyi
hedef alan bir bakış açısıyla oluşturulduğu +
yargılarından hangisi/hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I
DILve T
B) Ivell
E) Yalnız Al
C) Yalnız II
29, Edith M
Avrupa
man; b
heyeca
macer
telefor
diği b
O gün
televi
belliy
vinci
p
eis
Yogenken
gust
yene
söyl
yor
Bu
an
A)
BY
ob C
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE 28. Coğrafya kaderimiz ama aynı zamanda kederimizi de içinde banndinyor. Dell Tarla'da bu kederi anlatmaya çalıştım. Coğrafya, kederin rengini belirleyebilir; ken- disini değil. Aynı coğrafyada yaşayan insanların ke- derleri arasında müthiş bir ton farkı var. Biriyle tanış- mıştım, aldığı ayakkabının ayağını sıkmış olmasını o kadar derin bir acıyla anlatıyordu ki "Yaşadığım hayal kırıklığını asla tahmin edemezsiniz." diyordu. Daha da hayal kırıklığını böylesine güçlü yaşamış kimseyle karşılaşmadım. Öyle bir anlatıyordu ki hayal kırıklığı- nı, gerçekten çok üzücü herhâlde diyorsunuz. Şimdi onun karşısına "Adieu Hala" öyküsündeki Münevver'i koyalım. Onun da hayal kırıklığının tarifi yok ama an- latamıyor. Çoğumuz böyleyiz; var kederimiz ama an- latamıyoruz, dile getiremiyoruz hiçbirini. Bu da geçer diyoruz, susuyoruz, kanıksıyoruz, olur o kadar diyo- ruz ya da kederimiz olduğunu bile fark etmeyecek kadar zaten içine doğmuşuz kederin. Hani odanın içindeyken kokuyu fark etmemek gibi... Deli Tarla'da- ki öykülerle yapmak istediğim; kimsenin girmediği o odaların penceresini aralayıp o kokudan biraz al- mak, insanların burnuna değdirmek. Bir ayakkabının sıkmasından daha büyük ve anlatılmaya değer hayal kırıklıkları olduğunu hatırlatmak, kederin en koyu ren- gini gösterebilmek, duygudaşlık yaratabilmek. Bu parçada sözü edilen kitapla ilgili olarak, 1. Yazarının zihninde oluşturduğu ideal dünyayı yan- sıttığı II. Üzüntünün gerçek niteliğini yansıtacak düzeydeki incinmişlikleri gözler önüne serdiği III. Okurda empati duygusunu harekete geçirmeyi hedef alan bir bakış açısıyla oluşturulduğu + yargılarından hangisi/hangileri söylenebilir? A) Yalnız I DILve T B) Ivell E) Yalnız Al C) Yalnız II 29, Edith M Avrupa man; b heyeca macer telefor diği b O gün televi belliy vinci p eis Yogenken gust yene söyl yor Bu an A) BY ob C
15. (1) Bir yazar için, "Ne anlatıyorsun?" sorusuyla karşılaşmak
kadar can sıkıcı bir şey yoktur herhâlde. (II) Başka ülkeler-
de, başka iklimlerde ve kültürlerde nasıldır bilmiyorum ama
bizde bir roman yazılmaya başlandığında ya da yayımlandı-
ğında önce bu soru sorulur yazara. (III) Romanın herhangi
bir şeyi anlatmaktan ibaret olmadığını düşünen ve diline za-
man zaman "Güneş altında söylenmemiş söz yoktur." na-
karatını dolayan bazı yazarlar bile sorar aynı soruyu. (IV) Ro-
manın neyi anlattığından çok, nasıl anlattığı irdelenmeli; ya-
zarın olay ve olgulara yaklaşımı önemsenmelidir en başta.
(V) Neyi anlattığına takılıp kalmak; kişiyi, ánlatımıyla başya-
pit olmayı hak eden pek çok romanı daha önce yazılanların
alelade bir taklidi olarak nitelendirme yanılgısına düşürür.
(VI) Dünyayı yalınkat gerçekçilikten kurtaran en büyük ro-
man olan Ulysses'i ve köy-kasaba gerçekliğini bizde bitirip
aynı özgürlük ve büyük şehir duygusunu duyuran Tutuna-
mayanlar'ı sırf konusu benziyor diye Tristram Shandy'nin ba-
sit bir kopyası olarak görmek bu türden bir yanılgının çok
bilinen örneklerindendir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
15. (1) Bir yazar için, "Ne anlatıyorsun?" sorusuyla karşılaşmak kadar can sıkıcı bir şey yoktur herhâlde. (II) Başka ülkeler- de, başka iklimlerde ve kültürlerde nasıldır bilmiyorum ama bizde bir roman yazılmaya başlandığında ya da yayımlandı- ğında önce bu soru sorulur yazara. (III) Romanın herhangi bir şeyi anlatmaktan ibaret olmadığını düşünen ve diline za- man zaman "Güneş altında söylenmemiş söz yoktur." na- karatını dolayan bazı yazarlar bile sorar aynı soruyu. (IV) Ro- manın neyi anlattığından çok, nasıl anlattığı irdelenmeli; ya- zarın olay ve olgulara yaklaşımı önemsenmelidir en başta. (V) Neyi anlattığına takılıp kalmak; kişiyi, ánlatımıyla başya- pit olmayı hak eden pek çok romanı daha önce yazılanların alelade bir taklidi olarak nitelendirme yanılgısına düşürür. (VI) Dünyayı yalınkat gerçekçilikten kurtaran en büyük ro- man olan Ulysses'i ve köy-kasaba gerçekliğini bizde bitirip aynı özgürlük ve büyük şehir duygusunu duyuran Tutuna- mayanlar'ı sırf konusu benziyor diye Tristram Shandy'nin ba- sit bir kopyası olarak görmek bu türden bir yanılgının çok bilinen örneklerindendir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
19. Portreler sergisi dünya çapında ilgi görüyor.
İstanbul Modern'in yazar ve sanatçı portreleri ile uluslararası
alanda tanınan fotoğraf sanatçısı Lütfi Özkök'ün İsveç'teki
arşivinden seçkisine yer verdiği Portreler sergisi, sona yak-
laşıyor. İstanbul Modern, 1950'li yıllardan itibaren dünyada
ve Türkiye'de edebiyat ve sanat alanına yön veren kişile-
rin portre fotoğraflarını çeken Lütfi Özkök'ün sergisinin 15
Kasım 2020'de sona ereceğini duyurdu. Yazar ve sanatçı
portreleri ile dünya çapında bir bilinirliğe sahip olan sanat-
çının hayatını geçirdiği Stockholm'deki arşivinden derlenen
seçkide 80 ismin portresine yer veriliyor. Özkök'ün edebi-
yat dergilerinde yer alan yazılarına eşlik etmesi için fotoğ-
raf çekmeye başladığı 1950'lerden 1990'ların sonuna kadar
uzanan döneme ait fotoğraflardan oluşan sergide 24 Nobel
Ödüllü yazarın da aralarında bulunduğu 80 portre yer alı-
yor.
Bu haber metniyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) Manşetteki ifade, metinde karşılık bulmuştur.
B) Habere konu olayın zamanı konusunda çelişkilere rast-
lanmaktadır.
C) Olayın özü verilmekle yetinilmeyip aynı anlama gelen
sözler kullanılarak tekrara düşülmüştür.
D) Haber kaynağına karşı tarafsız olunması gerektiği kura-
lina uyulmamıştır.
E) Manşette belirtilen ilginin nasıl gerçekleştiği konusuna
metin gövdesinde açıklık getirilmiştir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
19. Portreler sergisi dünya çapında ilgi görüyor. İstanbul Modern'in yazar ve sanatçı portreleri ile uluslararası alanda tanınan fotoğraf sanatçısı Lütfi Özkök'ün İsveç'teki arşivinden seçkisine yer verdiği Portreler sergisi, sona yak- laşıyor. İstanbul Modern, 1950'li yıllardan itibaren dünyada ve Türkiye'de edebiyat ve sanat alanına yön veren kişile- rin portre fotoğraflarını çeken Lütfi Özkök'ün sergisinin 15 Kasım 2020'de sona ereceğini duyurdu. Yazar ve sanatçı portreleri ile dünya çapında bir bilinirliğe sahip olan sanat- çının hayatını geçirdiği Stockholm'deki arşivinden derlenen seçkide 80 ismin portresine yer veriliyor. Özkök'ün edebi- yat dergilerinde yer alan yazılarına eşlik etmesi için fotoğ- raf çekmeye başladığı 1950'lerden 1990'ların sonuna kadar uzanan döneme ait fotoğraflardan oluşan sergide 24 Nobel Ödüllü yazarın da aralarında bulunduğu 80 portre yer alı- yor. Bu haber metniyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) Manşetteki ifade, metinde karşılık bulmuştur. B) Habere konu olayın zamanı konusunda çelişkilere rast- lanmaktadır. C) Olayın özü verilmekle yetinilmeyip aynı anlama gelen sözler kullanılarak tekrara düşülmüştür. D) Haber kaynağına karşı tarafsız olunması gerektiği kura- lina uyulmamıştır. E) Manşette belirtilen ilginin nasıl gerçekleştiği konusuna metin gövdesinde açıklık getirilmiştir.
ÜRKÇE
el
ini
B
7. () Güneş koruyucu kullanmak, hiç şüphesiz cildimiz
açısından alabileceğimiz en iyi tedbirlerdendir.
(II) Cildimizi güneş yanıklarından korumak, kırışıklık ve
diğer yaşlanma belirtilerini en aza indirmek istiyorsak
30 SPF ve üzeri, suya dayanıklı bir güneş kremi
seçmemiz gerektiği kanıtlanmıştır. (III) Ancak en doğru
güneş koruyucusunu kullansak bile cildimize zarar veren
güneşten korunma hatalarını tekrar ettiğimizde
kullandığımız ürünlerin hiçbir faydası olmayacaktır.
(IV) Sadece plajda güneşlenirken güneş koruyucusu
kullananlar, cildini güneşin zararlı ışınlarından
koruduklarını zannederler. (V) Cildini gerçek anlamda
güneşin zararlı ışınlarından korumak isteyenler ise dışarı
çıkarken bile en az 20 dakika önce cildine güneş
koruyucusu uygulamaktadır.
yol
da
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili
aşağıdakilerin hangisi yanlıştır?
19
A) 1. cümlede, kesinlik anlamı taşıyan bir ifadeyle cilt
bakımı ile ilgili bir karşılaştırma yapılmıştır.
I. cümlede, güneş kremlerine dair bir öneri nesnel
yargılarla ifade edilmiştir.
sede
II. cümlede, yanlış tutumlarımızın doğuracağı olası
bir sonuç hakkında öngörüde bulunulmuştur.
DIV. cümlede, cildini korumaya çalışan kimi insanların
yanlış bir davranışı dile getirilmiştir.
V. cümlede, güneş kreminin hangi aralıklarla
uygulanması gerektiğiyle ilgili süre belirtilmiştir.
8. Türk şairi; estetik bütünlüğünü, gelenek kalburunu
asırlardan beri sallaya sallaya kurmayı hasarmistir.
Lise Türkçe
Paragrafta Konu, Ana Düşünce ve Yardımcı Düşünceler
ÜRKÇE el ini B 7. () Güneş koruyucu kullanmak, hiç şüphesiz cildimiz açısından alabileceğimiz en iyi tedbirlerdendir. (II) Cildimizi güneş yanıklarından korumak, kırışıklık ve diğer yaşlanma belirtilerini en aza indirmek istiyorsak 30 SPF ve üzeri, suya dayanıklı bir güneş kremi seçmemiz gerektiği kanıtlanmıştır. (III) Ancak en doğru güneş koruyucusunu kullansak bile cildimize zarar veren güneşten korunma hatalarını tekrar ettiğimizde kullandığımız ürünlerin hiçbir faydası olmayacaktır. (IV) Sadece plajda güneşlenirken güneş koruyucusu kullananlar, cildini güneşin zararlı ışınlarından koruduklarını zannederler. (V) Cildini gerçek anlamda güneşin zararlı ışınlarından korumak isteyenler ise dışarı çıkarken bile en az 20 dakika önce cildine güneş koruyucusu uygulamaktadır. yol da Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? 19 A) 1. cümlede, kesinlik anlamı taşıyan bir ifadeyle cilt bakımı ile ilgili bir karşılaştırma yapılmıştır. I. cümlede, güneş kremlerine dair bir öneri nesnel yargılarla ifade edilmiştir. sede II. cümlede, yanlış tutumlarımızın doğuracağı olası bir sonuç hakkında öngörüde bulunulmuştur. DIV. cümlede, cildini korumaya çalışan kimi insanların yanlış bir davranışı dile getirilmiştir. V. cümlede, güneş kreminin hangi aralıklarla uygulanması gerektiğiyle ilgili süre belirtilmiştir. 8. Türk şairi; estetik bütünlüğünü, gelenek kalburunu asırlardan beri sallaya sallaya kurmayı hasarmistir.