11. Baharı bekleyen kumrular gibi... diyor bestekâr. Hep bek ledik, hep umduk, anlamaya çalıştık zamanı. Sahi ne bekli- yorduk ki? Zaman mı, şartlar mı, ölüme yakın olmak mı ür- kütüyordu bizi? Bir fi
11. Baharı bekleyen kumrular gibi... diyor bestekâr. Hep bek ledik, hep umduk, anlamaya çalıştık zamanı. Sahi ne bekli- yorduk ki? Zaman mı, şartlar mı, ölüme yakın olmak mı ür- kütüyordu bizi? Bir film izlemiştim küçükken. Filmin başrol oyuncusu ömrünün sonunda hayata demir atmayı hedefli- yordu. Hep bahar gelsin de gerisi kolay diyordu ya filmdeki ilkbahar onun sonbaharı olmuştu. Keşke her gün, bir gün öleceğimizi düşünerek sarılsak işe gerçeği kendimize katik edip. O zaman umudun ne denli sahtekâr olduğunu görür, her şeyin elle tutulur, gözle görülür bir gerçeklikten ötede durmadığını anlardık kanımca. Bu parçadaki anlam olaylarıyla ilgili aşağıdakilerin han- gisi doğrudur? A) "Bahari bekleyen kumrular gibi..." ifadesi tam benzet- medir. B) "Ölüme yakın olmanın ürkütmesi" sözünde insandan doğaya aktarma yapılmıştır. C) “Gerçeği kendimize katik etmek” sözünde kişileştirme- ye yer verilmiştir. D) "likbahar ve sonbahar" sözleri kapalı eğretileme örne- ğidir. E) "Film izlemek" sözünde ad aktarması vardır.