Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

12 TOPRAK ANA - Kendi işine baksana sen, yardıma ihtiyacım yok be- nim! derdim. Hiç darılmazdı. Hafifçe gülümser 'öyle olsun' der gibi başını sallar, başka hiçbir şey söylemeden giderdi. Ona kızmam iç

12 TOPRAK ANA
- Kendi işine baksana sen, yardıma ihtiyacım yok be-
nim! derdim.
Hiç darılmazdı. Hafifçe gülümser 'öyle olsun' der gibi
başını sallar, başka hiçbir şey söylemeden giderdi. Ona
kızmam için hiçbir sebep yoktu. Ne aptalmışım!
Her gün önce biz i

12 TOPRAK ANA - Kendi işine baksana sen, yardıma ihtiyacım yok be- nim! derdim. Hiç darılmazdı. Hafifçe gülümser 'öyle olsun' der gibi başını sallar, başka hiçbir şey söylemeden giderdi. Ona kızmam için hiçbir sebep yoktu. Ne aptalmışım! Her gün önce biz ikimiz işbaşı yapardık. Doğmakta olan güneşin kızıl aydınlığı yeni yeni yayılırken ve herkes henüz tatlı uykusundayken biz ikimiz buğday biçmek için yola koyulurduk. Suvankul köyün çıkışında her zaman beni bekler ve görünce de: - Geldin mi? derdi. Bensiz asla gitmeyeceğini bildiğim halde ona: Senin çoktan gittiğini sanıyordum, diye cevap verir- dim. Sonra yanyana yola koyulurduk. Tan yeri pırıl pırıl parlar, önce dağların dorukları al- tin yaldızlar içinde kalır, sonra bozkırın hafif rüzgârı koyu mavi bir dalga gibi yüzümüze çarpardı. O yazın şafakları aslında bizim aşkımızdı. Hergün pırıl pirıl yeniden doğan aşkımızın şafakları. Birlikte yürürken gözümüzde bütün dünya değişirdi ve biz bir masal âleminde yüzerdik. Ve, her tarafı sürülmüş boz toprak, dünyanın en güzel tarlası olarak görünürdü bize. O sırada, önümüzden kalkan bir boz torgay da havalanırdı aydınlardan gökyüzüne doğru. Çok yükseklere kadar çıkar, gökyüzünde bir nokta gibi görünür ve bir insan yüreği gibi çırpınarak mutlu mutlu ötmeye başlardı. - Bak, bizim torgayımız ötüyor! derdi Suvankul. Ne güzel değil mi? Bir torgayımız da vardı bizim! Hele o dolunaylı gece! Belki böyle bir gece bir daha hiç olmayacak. O gece biz ikimiz, geç vakitlere kadar çalışmak için tarlada kaldık. Ay bütün görkemiyle doğup, uzakları sınırlayan dağın tepesini aşınca, gökyüzünün bütün yıldız- ları gözlerini açtılar. Bütün yıldızlar bize bakıyordu sanki.