16. Gazeteci: Mendil de, bir yazar ile yaşlı bir piyano öğret- meni olan Beyaz Rus Madam Suslova'nın komşuluğu anlatılıyor. Bunu
16. Gazeteci: Mendil de, bir yazar ile yaşlı bir piyano öğret- meni olan Beyaz Rus Madam Suslova'nın komşuluğu anlatılıyor. Bunun otobiyografinizle bir bağı var mı? Yazar: Evet, benim öyle bir komşum oldu. Piyano öğret- meniydi ama Beyaz Rus değildi. Gazeteci: Peki, bu değişikliği yapmanız, öykünüzün inandırıcılığını zedelemiyor mu? Yazar: Zedelemez. Çünkü edebiyat var olanla yetin- mez. İnsani gerçeklik karşısında bir ayna işlevini ede- biyata yükleyemezsiniz. Böyle olursa öykü, edebiyat metni olmaktan uzaklaşır. Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Sanat ve sanatçının nitelikli bir şekilde gelişip değer bulması, her şeyden önce bir muhite ihtiyaç duyar. B) Edebî metin; zamanın akışına paralel olarak her an değişmekte, zenginleşmekte farklı görünümler ka- zanmaktadır. C) Sanat ve edebiyat, her dönemde ve her yerde ger- çekliğin sanat yoluyla ifadesidir denilebilir. D) Sanat; insanın doğayla ve insanla ilişkilerinin insana özgü özelliklerinden hareketle, dönüştürülüp değişti- rilerek yorumlanması ve anlatılmasıdır. E) Bir edebî metin; bir insandan, bir varlıktan, söz edi- yorsa o varlık veya insan hacmi, ağırlığı ve görünü- şüyle vardır.