Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

16. O, yazılarında kendini gizlemez. Gördükleri, yaşadıkları, hatırladıkları, iç dünyasıyla okurun önünde, onun yanı başın- dadı

16. O, yazılarında kendini gizlemez. Gördükleri, yaşadıkları, hatırladıkları, iç dünyasıyla okurun önünde, onun yanı başın-
dadır. Bu anlatım özelliği yazılarına bir samimiyet katmakta, onları okurla bütünleştirmektedir. Üslupta samimiyet, okur-
la duygu y

16. O, yazılarında kendini gizlemez. Gördükleri, yaşadıkları, hatırladıkları, iç dünyasıyla okurun önünde, onun yanı başın- dadır. Bu anlatım özelliği yazılarına bir samimiyet katmakta, onları okurla bütünleştirmektedir. Üslupta samimiyet, okur- la duygu yakınlığı oluşturmada başta gelen özelliktir. Aşağıdaki metinlerden hangisi bu metinde sözü edilen yazara ait olamaz? Ben size söyleyeyim; kilit, insanın utancı demektir her şeyden önce. İnsanoğlunun nereye ulaştığının göstergesi de- mektir. İnsanların birbirlerine duydukları güvensizliğin elle tutulur hâlidir kilit. Birbirlerine duydukları saygının dere- cesidir. Bu yüzden, bir çeşit utanç belgesidir her kapıda. Hatta her dolapta, her çekmecede, her çantada, her ka- sada, her kutuda... Gene de insanların yüzü kızarmaz onu görünce. B) On beş gündür, fırtınaların önüne düşmüş bir kuru yaprak gibi, bazen baş sersemletici bir süratle koşarak, bazen bir köşeye tıkılıp kalarak, sonra yine savrulup sağa sola başvurarak iradesiz, İstanbul sokaklarında dolaşıyordum. Siz olsanız ne yapardınız, bilmem ama ben hayatın lezzetini unutmuş, içime gömülü, öyle geziyordum. Baktığım ye- ri değil hep gönlümdekileri görerek, bugünün duygularını değil, hep dünkü matemimin acısını duyarak etrafımdaki- lere bağsız ve yanımdakilere uzak, öyle yaşıyordum. Biraz ilerdeki köşede, yarı kapalı kepenklerin arasında hafif bir ışık vardı. Yaklaştığım zaman, arkasında birkaç su- cuk demeti, iki kalıp sabun, kavanoz içinde halka şekeri ve leblebi şekeri bulunan bir camekân gördüm. Kapıyı itip içeri girince, teneke mangaldaki birkaç ateşi kurcalayan seyrek sakallı bir adam hayretle başını kaldırıp yüzüme bak- D) Hâlâ tadı damağımda kalan yolculuklardan biri de budur: Anadolu'da henüz otomobil işlemediği bir zamanda, ale- lacele Çorum'dan Ankara'ya gidip yine dönmek gerekmişti. Hareket için kararlaştırdığım gün büyük yağmurlar baş- ladı ve fasılasız üç gün yağdı... Bir bilseniz ne kadar üzülmüştüm. 4+3DBD Türkçe 6