Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

17. • Birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır. • Öyküleyici ve betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır. . Abartılı anlatıma yer veril

17.
• Birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır.
• Öyküleyici ve betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
. Abartılı anlatıma yer verilmiştir.
Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu özelliklerin tamamına yer verilmiştir?
A) O serinlikte araba sürmek, atları seyretmek

17. • Birinci kişi ağzıyla anlatılmıştır. • Öyküleyici ve betimleyici anlatımdan yararlanılmıştır. . Abartılı anlatıma yer verilmiştir. Aşağıdaki metinlerin hangisinde bu özelliklerin tamamına yer verilmiştir? A) O serinlikte araba sürmek, atları seyretmek, ağustos gecesinin seslerine kulak vermek, çiçeklerin kokularını duymak güzel şeydi doğrusu. Cemile önümde gidiyordu. Dizginleri bırakmış, çevresine bakarak türkü söyle- mekteydi. Usul usul söylüyordu türküsünü. Sessizliğimiz ağırına gitmişti. Böyle bir gecede susmak olmazdı, türküler söylenecek bir geceydi bu. B) Vapurdan çıkarken onu fark etmiştim. Omzundaki dikkatimi çekmişti. Her zaman yanılırım: 0 omzundaki şeyi bir musiki aletine, bir eski zaman okuna benzetirdim de... Hallacın kirişiydi. Yine öyle oldu. Görmediğim, bilmediğim bir musiki âleti ile hallaç kirişini birbirine karıştırıp eski romanlarda resimlerini gördüğüm seyyar mızıkacılardan hallaca, hallaçtan seyyar mızıkacılara hayalen gidip geldim. C) Başımı arabanın perdeleri arasından dışarıya uzatıyorum. Arabacı yirmi otuz metre ötede bizim gittiğimiz istikamette yürüyen birine doğru bağırıyor. Yürüyen durdu. Bu, sekiz on yaşlarında tahmin olunabilen cılız bir oğlan çocuğuydu. Çocuk kendisinden iki kat daha ağır bir çuvalı taşımaktan pestili çıkmış bir hâlde elinde pabuçları bize doğru yaklaştı. D) Ansızın esen bir rüzgârla sendeledi. Açıklık bir yerde, bir kayanın üstünde, madensi bir gökyüzü altında buldu kendini. Bacaklarında güç kalmadığının farkına vardı, dili de hep acıyordu. Rüzgâr dağın doruğuna ulaşınca bir şeyler olduğunu gördü: Kahverengi bulutlara karşı mavi bir bez uçuşmaktaydı. Esen rüzgârın gücü şimdi artmıştı; ormandaki ağaçların tepesine öyle bir çarpıyordu ki ağaçlar eğiliyor, kükrüyordu. SÖZEL BÖLÜM 7 Diğer sayfaya geçiniz.