17. K Maksim Gorki; fırıncı çıraklığı yıllarında, Tolstoy'un bir hikâyesini okurken öylesine ken- dinden geçer ki "Acaba kâğıdın

17. K Maksim Gorki; fırıncı çıraklığı yıllarında, Tolstoy'un bir hikâyesini okurken öylesine ken- dinden geçer ki "Acaba kâğıdın içinde büyülü bir mi var?" diye kâğıdı havaya kaldırıp bakar. Tabii, siyah harflerden başka bir şey göremez. Saf fırıncı çırağını büyüleyen şey, o ak sayfa üzerindeki kara harflerden başka bir şey değil- şey dir. 741 Cat L İyi bir edebiyatçı da dilin bu canlandırma gücün- den faydalanarak bizi kendi hayal dünyasına götürerek büyüler. M 1 neb Maksim Gorki örneğinde de olduğu gibi bu fırın- ci çırağı, Tolstoy'un kurduğu bu gözle görülme- yen dünyaya girmiştir. İşte, iyi bir kitapta kâğıt, harf ve eser ortadan kalkar. N Peki, Gorki'yi büyüleyen, dile bu büyük gücü veren nedir? Elbette kelimelerdir. Kelimeler karşıladıkları varlığın hayalinin göz önünde oluşmasını sağlarlar. Hayat boyunca öğrenilen kelimeler, hafızamızda onların hayali ile beraber gözle görünmez bir dünya yaratırlar. Bölümleri karışık olarak verilen bu metnin son paragrafı düşüncenin akışına göre hangi harf- le gösterilen parçadır? A) K B) L C) M D)N BAHÇEŞEHİR KOLEJİ 19. 20.