17. Yabancı diyarlara macera aramaya gitmenin ya çaresiz kalmış adamlara ya da herkesin gitti- ği olağan yolun dışında kalan bir

17. Yabancı diyarlara macera aramaya gitmenin ya çaresiz kalmış adamlara ya da herkesin gitti- ği olağan yolun dışında kalan bir kaderin peşinden koşarak atılganlıklarıyla ün ve muazzam bir servet kazanma arzusu taşıyan insanlara göre olduğunu söyledi. Bu tür şeylerin benim için ya çok yükseklerde ya da çok aşağıda kaldığını; benim kaderiminse ortalarda bir yerde, en fazla alçakgönüllü bir yaşamın en üst basamağında yer aldığını belirtti. Yoksulluğa ya da güçlüklere, sıradan insanoğlunun harcadığı emeğe, katlandığı acılara kapalı bulunduğu ve üst düzeydeki kişilerin gururu, lüksü, hırsı ve kıskançlığıyla kirlenmediği için bu dünyada insanın mutluluğuna en uygun durumun da bu basamak olduğunu anlattı. Bu durumun sağlayacağı mutluluğu kolaylıkla değerlendirebileceğimi yani bunun öteki insanların imrendiği bir konum niteliği taşıdığını söyledi. Bu gerçeği yabana atmazsam yaşamın felaketlerinin hep insanlığın en üst ya da en alt kesimi arasında paylaşıldığını ama o orta basamaktakilerin bu yıkımlardan çok azına uğradıklarını ve üst ya da alt kesimdekiler kadar iniş çıkış yaşamadıklarını mutlaka göreceğini söyledi. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir? A) Zenginlerin bile kendi yaşamlarını sorgulayarak bu yaşamdan dolayı sitem edebilecekleri B) Insan hayatındaki en güzel konumun orta basamakta yer almak olduğu Insanlığın en alt ve en üst kesimlerinin mutluluğu bulamayıp insanlığın çektiği acıların merke- zinde oldukları D) Bu dünyada mutluluğun sırrının sessiz ve sakin yaşayıp rahatça göçüp gitmekten geçtiği 18. Anneme, babamın bir tek yolculuğa izin vermesi için gönlünü etmesi durumunda, eğer yolcu- luk hoşuma gitmeyip eve dönersem bir daha hiçbir yere gitmeyeceğime ve iki katı çabalayarak telafi edeceğime söz verdim. Bu sözlerim annemi küplere bindirdi; kendisiy- yitirdiğir yu konuşmam ncinmeme inaymış çünkü babam, istediğim şeye rıza göstermesinin ğını gayet iyi biliyormuş. Babamın bana çektiği söylevden, nasıl olun da böyle bir şeyi düşünebildiğimi me-