18. Bir gün, balıkçı kahvesinin önündeki yarısı kırmızı, yarısı beyaz çiçek açan akasyanın dalina asılmış bir dülger balığı görd
18. Bir gün, balıkçı kahvesinin önündeki yarısı kırmızı, yarısı beyaz çiçek açan akasyanın dalina asılmış bir dülger balığı gördüm. Rengi denizden çıktığı zamandı. Yalnız aletlerinin etrafını çeviren incecik, ipekten bile yumuşak zarları titreyip duruyordu. Böyle bir oynama hiç görmemiştim. Evet, bu bir oyundu. Bir görünmez iç rüzgârının oyunuydu. Vücutta, görünüşte hiçbir titre- me yoktu. Yalnız bu zarlar zevkli bir ürperişle tatlı tatlı titriyorlardı. İlk bakışta insana zevkli, eğlenceli bir şey- miş gibi gelen bu titreme, hakikatte bir ölüm dansıydı. Sanki dülger balığının ruhu, rüzgâr rüzgâr, bu incecik zarlardan çıkıp gidiyordu; bir dirhem kalmamışçasına. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Betimleyici anlatım kullanıştır. BY Birinci kişili apłatima başvurulmuştur. Gözleme dayalı ayrıntuar aktarılmıştır. Yer, zaman ve kişi ögelerine yer verilmiştir. E) Durum hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır.