%71 Dev İndirimde Son Gün 19 Mayıs! 2025 paketlerinde fiyat artışından etkilenmemek için bugün paketini al.

Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele
Soru:

19. Deneme; yazarın belirli bir konu seçerek kişisel görüşlerini anlattığı, kolay okunan kısa yazı türüdür. Denemelerde konu sın

19. Deneme; yazarın belirli bir konu seçerek kişisel görüşlerini anlattığı, kolay okunan kısa yazı türüdür. Denemelerde konu
sınırlılığı olmadığı için çok sayıda konuyla ilgili deneme yazılabilir. Yazarının kişisel düşüncelerini içerdiği için öznel bir
yaz

19. Deneme; yazarın belirli bir konu seçerek kişisel görüşlerini anlattığı, kolay okunan kısa yazı türüdür. Denemelerde konu sınırlılığı olmadığı için çok sayıda konuyla ilgili deneme yazılabilir. Yazarının kişisel düşüncelerini içerdiği için öznel bir yazı türü olarak dikkat çeker. Yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi sade bir dille açık bir şekilde anlatım yapar. Yazar, anlattıklarını kanıtlama gereği duymaz. Bu açıklamaya göre aşağıdakilerden hangisi bir deneme türünden alınmış olabilir? A) Bu sabah masa başında oturmuş, bezgin bezgin düşünürken buldum kendimi. Oysa hazırlanıp işe gitmem gere- kiyordu. Her sabah erkenden çıkıp işe giderim, tam yirmi sekiz yıldır. Canım evde kalıp kitap okumayı, ufak tefek kayıtlarla eğleşmeyi, tembellik etmeyi istedi. B) Yeni tanıştığımız biri hakkında yorumlar yaparız. Giyimi ve kuşamıyla değerlendiririz hemen. İyi ya da kötü biri deriz. Çoğu zaman yanıldığımızı anlar ve pişman oluruz. Ben yıllarca çalıştığım ve yalnız yaşadığım için çok şık giyinemem. Ama hayatımı bilime adadım ve şu an çok iyi bir noktaya geldim. Bu da düşüncelerimin doğru olduğunu gösteriyor. C) Sabahattin Ali bu hikâyesinde alaycı bir tarzda konuşuyor ve konusunu ironiyle besliyor. Alaycı tutumunun ölçü- sünü kaçırdığı sıralarda hikâyenin başarı oranı azalıyor. Şöyle ki hikâyeyi bir köy öğretmeninin ağzından yazmaya karar vermiş ve bu öğretmenin olayları anlayışı, yazarın anlayışından daha sınırlı. Öğretmen, olup biten işlerin çok yüzeyinde kalıyor, hükümet memurlarının çevirdiği dolapları bir bütün olarak göremiyor. Bu durum da yazara büyük bir ironi fırsatı hazırlıyor. D) 14 Nisan 1936 tarihinde İstanbul'da Alman Hastanesinde sabaha karşı dünyaya gelen Hilmi Yavuz, çevresini ilk defa babasının kaymakam olarak görev yaptığı Orhangazi'de anlar. 1940'lar yani savaş ve yoksulluk yılları... Gaz lambası ışığında okunan kitaplar, karartma gecelerinde pencereleri sıkı sıkıya kapatılmış odalarda titrek işığın duvarlardaki esrarlı gölge oyunları... Icicin suni yazmis: