2.. Bir varmış (1) bir yokmuş. Evvel zamanların birinde, kendinden başkasını sevmeyen bir çocuk varmış. Dünyadaki en güzel (II)
2.. Bir varmış (1) bir yokmuş. Evvel zamanların birinde, kendinden başkasını sevmeyen bir çocuk varmış. Dünyadaki en güzel (II) en iyi insan benim diyormuş. Aynaların bozuk olduğunu, kendisini aslından farklı gösterdiğini düşünüyormuş. Talih bu ya... Her zaman insanın peşinden koşar. Nereye gitse talihi de peşinden gidiyormuş. Talihi her yerde karşısına bir ayna çıkarıyor, ona hatalarını gösteriyormuş. Çocuk bu konuda pek inatçıymış, aynanın gösterdiği hiçbir kusuru kabul etmiyormuş. Sonunda çareyi aynalardan kaçmakta bulmuş. Az gitmiş (III) uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş. Sonunda aynaların olmadığı ıssız bir or- mana gitmiş. Az ötede şırıl şırıl akan bir dere görmüş. Eğilip dereden tam su içecekken birden sudaki aksini görmüş. Kendini geri çekmeye çalışmış ama derenin pırıl pırıl, masmavi suları onu kendine çekiyormuş. Dereden suyunu içmiş ve anlamış ki (IV) gerçeklere sırt çevirmenin bir anlamı yok. Kendi kusurlarımızı başkalarına yüklemek bizi değiştirmiyor. Aynalar bizim kusurlarımızı her zaman olduğu gibi gösterir. Önemli olan kendi hatalarımızın farkına varıp bunları kabul ederek onları dü- zeltme yoluna gitmektir. Yukarıdaki metinde kaç numaralı yere virgül getirilmesine gerek yoktur? A) I. B) II. C) III. 1 D) IV.