2. dans: Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks. tutku: Aşırı düşkünlük. sert
2. dans: Müzik temposuna uyularak yapılan ve estetik değer taşıyan düzenli vücut hareketleri, raks. tutku: Aşırı düşkünlük. sert: Hırçın, öfkeli, hiddetli, yoğun. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde " dans, tutku, sert" sözcük- leri belirtilen anlamları karşılayacak şekilde kullanılmıştır? Müzik, dans ve spora tutkum varsa latif şeyleri ve sert heye- canları seviyorum demektir. Elime geçirdiğim sert tahta bir çubukla, sıranın üstüne vu- rup tempo tutarak arkadaşlarımın danslarına eşlik etmek başka tutkuları bana unutturmuştu. C) Odanın ortasına sert adımlarla yürüyüp "Sanat okumak, dans eğitimi almak benim en büyük tutkum; bunu engelle- yemezsiniz!" dediğim an rahatlamıştım. Babamın sert kişiliği, ondan korkum dans tutkumu hep içim- de taşımama sebep olmuştu. E) Dans eğitiminde sert bir çalışma temposuna girmişler, tüm bunlara dans tutkuları yüzünden katlanmışlardı. 66