Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

2. DENEME 13. Eğitimcilerin yaşadığı en büyük problem öğrenmek istemeyen, konulara ilgi duymayan öğrencilerdir. taraf için de ze

2. DENEME
13.
Eğitimcilerin yaşadığı en büyük problem öğrenmek istemeyen, konulara ilgi duymayan öğrencilerdir.
taraf için de zevksiz bir görev hâline gelir. Haz alınmayan bu ortamlar, zamanla her türlü olumsuzluğa
Öğretmen öğretmek, öğrenci ise öğrenmemek

2. DENEME 13. Eğitimcilerin yaşadığı en büyük problem öğrenmek istemeyen, konulara ilgi duymayan öğrencilerdir. taraf için de zevksiz bir görev hâline gelir. Haz alınmayan bu ortamlar, zamanla her türlü olumsuzluğa Öğretmen öğretmek, öğrenci ise öğrenmemek için âdeta direnir. Sonra da işler sıradanlaşır, her iki müsait hâle gelir. Çatışmalar, zorbalıklar, zarar verme isteği, kaçma ve kaçınma eylemi, boş verme, öğrenme sürecinde çıplak gözle göremediğimiz beynimizi neredeyse yok sayma eğilimindeyiz. Oysa kadar vücudumuzun işleyişinde beynimize büyük bir görev ve sorumluluk atfetmiş olsak da işleyişini kayıtsız kalma, anlamsızlık duyguları, bu tür ortamlarda gelişen en rahatsız edici duygulardır. Her ne Haklı olarak sıkça dillendirilen bir söz vardır: "Öğrenci ancak istediğini öğrenir." Burada anlatılmak müz teknolojisi sayesinde görülebilmekte ve etki alanı gözle görülür şekilde tespit edilebilmektedir. her öğrenmenin ve kültürel faaliyetin sonucunda beynimizde fiziksel değişikliklerin olduğu artık günü- layan, birbirine doğru orantılı olarak artan ya da azalan "haz ve dopamin" kavramlarıdır. Dopamin istenen öğrencinin öğrenmekten haz alması ya da almamasıdır. Öğrenmeye karşı olan istekliliği sağ- günümüzde beyindeki fazlalığı ve eksikliği ölçülebilen bir beyin hormonudur. O hâlde eğitim ve öğ- renme süreci, bu gerçekliklerden soyutlanarak düşünülemez. Beynin fiziksel olarak işleyişini göz ardı En azından bu göz ardı edilmemelidir. Belki de fizik kurallarına göre şekillenen bir eğitim anlayışıyla, etmeyen "Beyin İşleyişi Temelli" bir eğitim yöntemi uygulanması daha doğru bir yaklaşım olacaktır. eğitim ve öğretim süreçleri bir gerçekliğin üzerinde inşa edilmiş ve eğitimde havanda su dövmenin de önüne geçilmiş olacaktır. Ayrıca öğrenmede kalıcılık, süreklilik ve nitelik kazanılacaktır. Bu metinden hareketle, 1. Öğrenme gerçekleştikten sonra beynimizde fiziksel değişiklikler olur. II. Dopamin, bir beyin hormonudur ve öğrenmeye istekliliği sağlar. III. Eğitim sistemindeki bozukluğun temel nedeni, teknolojik gelişmelere ayak uydurulamamasıdır. IV. Hoşa gitmeyen eğitim ortamları çatışma, zorbalık, kayıtsızlık gibi olumsuzluklara sebebiyet vermektedir. yargılarından hangileri söylenebilir? A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) I, II ve IV