2. Edebiyatçı, toplumdan ve toplum hayatını etkileyen olaylardan soyutlayamaz kendisini. Eserlerin- de, ister istemez toplum hay
2. Edebiyatçı, toplumdan ve toplum hayatını etkileyen olaylardan soyutlayamaz kendisini. Eserlerin- de, ister istemez toplum hayatını yansıtır. Halkı anlayan, onun duygu ve düşüncelerini yansıtan edebiyatçı, toplum tarafından benimsenir ve yapıtları geleceğe kalır. Aşağıdaki roman parçalarından hangisi, bu açıklamadaki anlayışa uygun yazılmamıştır? Al Televizyonlardan, radyolardan duyar; gazetelerden okurduk kan davalarını. Genellikle bu olay- lar Doğu'da olurdu. Bize çok yakın olmayan, hısım akrabamızın olmadığı yerlerde yaşanan üzücü olaylar bizi etkilemezdi. Sanki sıradan bir olaydı ölmek ve öldürmek. B) Türkler, halıya sadece desenleri değil, duygu ve düşüncelerini de işlemeyi başarmış bir toplum- dur. Sivas yöresinde halı dokuyan ve dokuduğu halıya, duygu ve düşüncelerini de işleyen bir kızdan işittiğim söz, çok anlamlı gelmiştir bana: Her yanlış, bir nakış. Eskiden köyümüzde elektrik yoktu. Dolayısıyla televizyon da yoktu. Sabahleyin herkes erken- den kalkar, büyükler tarlalara, küçükler okullarına giderdi. Okul dönüşü ise ya hayvanların ba- kımında ya da tarlada ailemize yardım ederdik. Kısacası, hayatı dolu dolu yaşardık. DT Büyük acılar, en sefilleri bile değiştiren ilahi bir ışığa benzer. On dört yaşımdayken karnımı do- yurmak için bir parça ekmek çaldığımda beni zindana attılar ve orada tam altı ay bedava ekmek verdiler. Hayatın adaleti budur.