2. görmek: Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek. • sarmak: Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak.

2. görmek: Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek. • sarmak: Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak. • el: Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü. Aşağıdakilerin hangisinde "görmek, sarmak, el" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? AAğaca sarılan bir yılanı tasvir eden bu resim, gördüğüm kadarıyla yetenekli bir elin eseri. Baray Elindeki tüm parayı kaybedince bana sarmış, gördüğü her yerde benden para istemeye başlamıştı. C) Havanın karardığını görünce oltalarını yumak şeklinde sarıp çantasına koydu, tuttuğu tek balığı eline alıp limandan uzaklaştı. Yağmur aniden bastırınca elindeki kalın ciltli kitabı gazete kâğıdına sardığını gördüm. E) Önce iki el silah sesi duydum, ardından sarmaşıkların sardığı bir ağaçtan kuşların havalandığını gördüm.