Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

2. Ünite KOCA ÖKÜZÜN ÖLÜMÜ Yusuf, titreyen elleriyle ilgınları araladı. Yarı kapalı, yumuk yumuk gözleri- ni, büsbütün küçültere

2. Ünite
KOCA ÖKÜZÜN ÖLÜMÜ
Yusuf, titreyen elleriyle ilgınları araladı. Yarı kapalı, yumuk yumuk gözleri-
ni, büsbütün küçülterek nehrin iki kıyısını süzdü. Önünde bir bataklık, bulanık
suların ortasına doğru, bir yarımada şeklinde uzanıyordu. Yarımada, ne

2. Ünite KOCA ÖKÜZÜN ÖLÜMÜ Yusuf, titreyen elleriyle ilgınları araladı. Yarı kapalı, yumuk yumuk gözleri- ni, büsbütün küçülterek nehrin iki kıyısını süzdü. Önünde bir bataklık, bulanık suların ortasına doğru, bir yarımada şeklinde uzanıyordu. Yarımada, nehrin en derin bir noktasına kadar yürümüştü. Yığın yığın sarı miller, yakıcı mayıs güneşi- nin altında, ıslak ıslak parlıyordu. Yusuf, bir zaman daha sulara, bataklığa baktı. Sonra birdenbire kalbi durur gibi oldu. Bir an gözlerini yumdu. Açtığı vakit, iki damla yaş, bembeyaz sakalına yuvarlandı. Güçlükle iki üç adım daha atti; ilgin- lardan kurtuldu. Sonra dizlerinin bağı çözüldü. Oracığa, kumların üzerine çöküverdi. Titreyen ellerini dizlerine dayadı. Ellerinin, dizlerinin sarsılması bir zaman sonra kesildi. Taştan bir heykel gibi, nehrin bulanık sularına doğru uzanan bataklığa baktı kaldı. 4. Metin "Hiç de çakalların yediği öküz görmemiştim "Gör işte... Ben çok gördüm. Lakin benim a "Ne işi varmış karşıda?... "Canı sıkılmış, gezmeye çıkmış dedik ya "Bırak Allahını seversen baba. Öküz gez Yusuf, içini çekti. Sakallan titriyordu. D "Belki de canından bezdi... Ben, bez olmuştur... "Laf!... Bir zaman sustular. Ilerde çamurlar nüp dolaşıyordu. Hafiften esen rüzga toparlanır gibi oldu. Sakalını sıvazlac Yusuf, koca öküzü üç gündür aramadık yer bırakmamıştı. İlk aklına gelen, onun bir ziyana girip kolcular tarafından götürülüp tokata kapatılması olmuştu. Fakat elin ekilmiş tarlasına ziyana girmek, koca öküzün âdeti değildi. Bütün beraber yaşadıkları uzun senelerde ne Yusuf, ne de koca öküz, ha- ram mal yememişti. Yusuf'un ümidi boşa çıkmadı: koca öküz, ziyana girmemişti Yusuf, üç gündür, kö- yüne yakın çiftlikleri, dağı bayırı dolaşmış, önüne gelene koca öküzü sormuştu. Fakat bir türlü onun nehrin öte yakasına geçmeye niyetleneceğini hatırına getirmemişti. Nihayet bu sabah, bu ihtimal zihnini kurcalamış; kalkmış, oğluna, "Sen, şu yakaya git" emrini vermiş, kendisi de nehrin bu yakasını tutmuştu. Yusuf uzun zaman olduğu yerde, kılını bile kıpırdatmadan kaldı. Neden sonra oğlu gelip yanına "Ne de olsa kötü ölüm bu." diye mak, çıkamamak... Düşmanlarına k manına kendini yedirmek... Hem Allah belasını versin. (...) Kırk yıldı de biktim. Koca öküz de... Hayva dan...