20. Tam bir yıl geçmişti. Üç yüz altmış beş gün. Her günün 21. (l) Damarlar gecesinde üzerine çizik attığı takvimine baktı cebin

20. Tam bir yıl geçmişti. Üç yüz altmış beş gün. Her günün 21. (l) Damarlar gecesinde üzerine çizik attığı takvimine baktı cebin- turan alyuvi den çıkartıp. Mayıs ayının ilk haftasıydı, havada tūrlü (I) Bu pre çiçeklerin kokuları dolanıyordu. Bunaltıcı sıcakların gel- bölümlerin mesine zaman varken uzun yürüyüşler yapar, her zaman (III) Hema çantasında bulundurduğu kedi, köpek mamalarını dağı- ışığı soğu tirdi, yol boyunca kendisine eşlik eden arkadaşlarına. Hiç kırmızı go terk etmediği ailesiyle zaman geçirmeyi sever, arada mavi gör dostlarıyla kahve içmek için dışarı çıkardı sadece. Ve kısa dal sevdiği kadın elbette, Ece... Gözlerine her baktığında saçılır. yeni bir dünya, yepyeni düşler vururdu aklina. Yazın geli- derinler şi kadar gerçekti gözleri veya kışın soğuğu kadar anlam- Bu p Ii. Dört kolla sarardı tüm bu gerçekliği, yine dört kolla düşu: sarılırdı aşka. Şimdi annesi, babası, dostları, sevdiği, gidilen kafeler, meyhaneler, parklar, kediler, köpek dost- ları, güzel kokan çiçekler, yazın berbat sicağı, kışın don- duran ayazı geride kalmıştı. Yüzünü ekşitmeden bir damla yaş süzüldü yanağından dudağının kenarına doğru. Özlemişti . Hepsinin özleminden ölüyordu sessizce. Yukarıdaki parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Deeti Betimleyici anlatım B Öyküleyici anlatım Renzetme 22. D) Sayıp dökma E) Örnekleme