22. Onun hastalığının başlangıcına ben rastlamadım. Pek küçükmüşüm. Benim yetiştiğim zamanlar Birinci Dünya Harbi patlamıştı. Ha
22. Onun hastalığının başlangıcına ben rastlamadım. Pek küçükmüşüm. Benim yetiştiğim zamanlar Birinci Dünya Harbi patlamıştı. Harbin içinde idik. Onu belediye gazinosunda bir memurlar topluluğunun ortasında, ayağında poturu, sırtında "Istanbulin”i, yakasında, sırtında olup olmadığı meçhul kaskatı kolalı gömleği, lastikli siyah boyun bağı ile boynunun damarları şişmiş, kahverengi gözleri kan içinde, ayağa kalkmış vaziyette görür gibiyim. Neler söylerdi? Hayal meyal hatırlarım. Biz, mektep çocukları, belediye otelinin bahçesinin parmaklıklarına dizilirdik. Düyunu Umumiye müdürü onu havuz başından çağırırdı. - Buyurun Rahmet Bey, şöyle buyurun. Yerinden öyle kalkar. El pençe divan bir sandalyeye otururdu. - Kahveci! Mebus beye bir kahve; okkalı olsun. Tahrirat kâtibi: - Olur mu beyefendi? Bir mebus namzedine kahve ismarlamak ne haddimize? O bize ısmarlayacak. Bu parçayla ilgili, 1. Birinci kişili anlatım söz konusudur. II. Bugün kullanılmayan sözcükler vardır. III. Yazar, fantastik bir olayı anlatmıştır. yargılarından hangisi yanlıştır? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) I ve III C)Yalnız III