Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

22. Paskal, kendisiydi. Tiyatrosunun kapısından girip bohçasını açarak, hiç değişmeyen, beyaz külahını giydikten ve tekmil yüzün

22. Paskal, kendisiydi. Tiyatrosunun kapısından girip bohçasını
açarak, hiç değişmeyen, beyaz külahını giydikten ve tekmil
yüzünü unlara, kurbağa bakışlı siyah gözlerinin alt
kısımlanını kırmızıya boyadıktan bir saat sonra idi ki-boş
zihinterle gailesi gön

22. Paskal, kendisiydi. Tiyatrosunun kapısından girip bohçasını açarak, hiç değişmeyen, beyaz külahını giydikten ve tekmil yüzünü unlara, kurbağa bakışlı siyah gözlerinin alt kısımlanını kırmızıya boyadıktan bir saat sonra idi ki-boş zihinterle gailesi gönüllerden çıkıp yükselen-kahkaha sedalan ve alkış avazeleri arasında oyununu sergiliyordu. Oyunda bir kadına aşıklık vazifesini icra eden Paskal'ın, ilan muhabbet için dilini çıkarması ve şükrane-i iltifat olmak üzere takla atması oradaki halkı çok güldürüyordu. Oyunculanın yanındaki locada, o masum, o tiflane (çocukça) gülüşleri alam-ı hayata (hayatın acılarına) teselliler veren genç kızlardan biri kemal-i neş'e ile kanatlarını sallayarak uçuşan kuşlar gibi, o küçücük pembe dudaklarının üzerinde nurani bir tebessüm olduğu hâlde, ellerini birbirine çırparak Paskal'ı alkışlıyordu. Eftalya ismindeki, yirmi yaşında, bu genç kız, ihtiyar validesiyle hemen her hafta bu locaya geliyordu. Validesi, "Kızım burada çok mu eğleniyorsun?" diye sorduğu vakit, kızı, Paskal'ı bundan evvel ölen sevgili köpeğine benzettiğini ve bazen de hâl ü tavrı, bir kere görüp de pek hoşuna giden bir maymunu andırdığını söylerdi!.." O gün ise beyaz ketenler, sihri tebessümler içinde bulunan bu genç kız, o gürültüler arasında locadan çiçek atıyordu. Attığı bu çiçekler, Paskal'ın yüzüne, göğsüne dokundukça eliyle kalbini tutarak en can alınacak yerinden vurulmuş bir yırtıcı hayvan gibi acı acı feryat ediyordu." Bir iki dakika sonra tiyatrosunun iç tarafındaki toprağın üzerine oturarak, hâlâ güldürdüğü adamların kahkahaları devam ederken içini çeke çeke ağlıyordu. Bu zavallı Paskal o güzel Eftalya'yı seviyordu; bu nakis vücut, o kemal-i hilkate (mükemmel yaratılışa) aşık olmuştu! 2 Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Zamanla ilgili unsurlar belirgin değildir. B) Öykü karakterinin psikolojik durumuna değinilmiştir. C) Cumhuriyet öncesi döneme ait dil özelliklerine sahiptir. D) Beklenmedik rastlantılara yer verilerek gerçekçilikten uzak bir anlatım benimsenmiştir. E) Aşk acısı çeken bir karakterin hikâyesi anlatılmaktadır. tonguç KAMPÜS