Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

22.. ● SÖZCÜKTE ANLAM-CÜMLEDE ANLAM-PARAGRAFTA ANLAM Üzerindeki küfü kestiğimizde kalan ekmeğin zararsız olacağını düşünebiliriz

22..
●
SÖZCÜKTE ANLAM-CÜMLEDE ANLAM-PARAGRAFTA ANLAM
Üzerindeki küfü kestiğimizde kalan ekmeğin zararsız
olacağını düşünebiliriz. Ancak attığımız küf sporları
buzdağının sadece görünen kismi. Mantarlar alemi-
nin üyesi olan küf mantarları, çıplak gözle gör

22.. ● SÖZCÜKTE ANLAM-CÜMLEDE ANLAM-PARAGRAFTA ANLAM Üzerindeki küfü kestiğimizde kalan ekmeğin zararsız olacağını düşünebiliriz. Ancak attığımız küf sporları buzdağının sadece görünen kismi. Mantarlar alemi- nin üyesi olan küf mantarları, çıplak gözle görmenin çok zor olduğu hif adındaki kök benzeri yapılarıyla hızlıca büyüyerek ekmeği içeriden kuşatırlar. Içerisinde küf mantarları bulunan bazı peynir türleri ile soya sosu gibi gıdaları sağlık tehdidi olmaksızın tüketmemiz küflü ekmek yemenin de zararsız olacağı düşüncesine yol açabilir. Küf mantarlarının birçoğu zararsızken bazı türleri ölümcül olabilecek derecede tehlikelidir ve ekmeğimizde gelişen mantarın hangi türde olduğunu çıplak gözle anlamak imkânsızdır. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? AY Farklı üsluplar kullansalar da aynı konuyu benzer ne- denlerle açıklamaktadırlar. 24. Gazeteci: (1)- Yazar: -Bir rom mağı. C geçiyor dair bir üzerind bir tes lişiyon Gaze (11)- Yaza - B ma tör CO B) İki farklı konuyla ilgili ortak bir görüş olduğunu vurgu- lamaktadırlar. C) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini gös- t termektedirler. DY Aynı durumla ilgili yanılgıya yönelik uyarıları dile getir- mektedirler. Aynı olgunun farklı bilimsel araştırmalarla ispatlandı- ğını ortaya koymaktadırlar. 23. Dışarıda fırtına gittikçe artıyor ve rüzgâr ıslak kamçısını kerpiç duvarlarda gezdiriyordu. Yükselen sular tahta oluk- lardan taşıyor, haykıra haykıra yerlere dökülüyordu. İçeri- de taşlar nihayetsiz bir coşkunlukla homurdanıyor; çılgın gibi dönen kayışlar şaklıyor; birbirine geçen tahta çarkla- rın dişleri ağlar gibi gıcırdıyordu/ Ve bunların hepsini bastıran deli bir ses kâh yalvarıyor, kâh hiddetle kıvranı- or curacak gibi olduktan sonra tekrar yükseliyordu. B 9 +=