24. Gazeteci: Yazar: -Bir romanım var. İsmi, Mehmet'i Sakatlayan Serçe Par- mağı. Orada "Hayat yaşayamadıklarındır." diye bir if

24. Gazeteci: Yazar: -Bir romanım var. İsmi, Mehmet'i Sakatlayan Serçe Par- mağı. Orada "Hayat yaşayamadıklarındır." diye bir ifade geçiyor. Aslında bu hayatın yaşayamadıkların olduğuna dair bir tespit değil. İnsanın hayatı hep yaşayamadıkları üzerinden düşünüp yargılaması ve yorumlamasına dayalı bir tespittir. Ben bu tespitin eksikliğine dikkat çekmeye ça- lışıyorum. Hayat bundan daha fazlasıdır. Gazeteci: Yazar: - Bütün dünyada bir roman patlaması var. Bu tarz patla- malar bile sektöreldir. Arz ve talep ile de alakalıdır. Sek- törlere ve birtakım bazı yazarlara çok para kazandırıyor. Çünkü çok satılıyor ve çok okunuyor. Bu diyalogda boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) "Hayat, yaşayamadıklarındır." diye bir sözünüz var. Yaşadıklarımızı nereye koyuyorsunuz? (II) Öykünün ve romanın yükselip yükselmediği za- man zaman tartışılan bir konudur. Siz bu konuya nasıl bakıyorsunuz? B) (1) "Hayat yaptıklarınızla yapamadıklarınızın toplamı- dır." diyorsunuz. hayatı sınırlamak olmuyor mu? (II) Öykülerinizin romanlarınıza göre daha az satılma- sını hangi sebeplere bağlıyorsunuz? C) (1) "Hayata dair beklentilerinizi yüksek tutmamalısınız. düşüncesi sizce karamsar bir bakışın ifadesi değil mi? (II) Roman türü hikâyeye göre daha sürükleyici bir tür olduğu için mi daha fazla tercih ediliyor? D) (1) "Hayat, sürprizlerle doludur." diye bir sözünüz var. Kendi hayatınızda nasıl sürprizlerle karşı karşıya kal diniz? (II) Romani tercih etmenizde ekonomik kaygıların o planda olduğu doğru mudur? on (1) "Hayat herkese eşit davranmıyor." demişsiniz. B düşünceniz eserlerinizin de ana teması mıdır? (II) Romanlarınızın hikâyelerinizden fazla talep gör mesinde sanat anlayışınızın etkisi nedir? Parc Ünlü Unsu Com Büy Yan Nok