25 60. Benim hayatımın yirmi beş yılı küçük taşra kasa- balarında geçti. Oralarda yazmak korkunç bir şey tabii, bir anlamda yaln
25 60. Benim hayatımın yirmi beş yılı küçük taşra kasa- balarında geçti. Oralarda yazmak korkunç bir şey tabii, bir anlamda yalnızlık içi yalnızlık. Öyle ki bir Türkçe öğretmeniyle karşılaştığında seviniyorsun. Ya da herhangi bir insanın ağzından Sait Faik'in adı çıksa ona çok yakın bir akrabanı görmüş gi- bi bakıyorsun. İçinden, sırf Sait Faik'i biliyor diye, sarılıp öpesin geliyor. O kasabalar hâlâ öyledir sanıyorum. Kitapçı denen yer yine kırtasiyecidir, yazmak yine boş iştir, kitap deyince akla yine ders kitabı geliyordur ve kırtasiye dükkânlarının bir rafında yine yalnızca Ömer Seyfettin'in, Halide Edip'in ve Yakup Kadri'nin birkaç kitabı vardır. Bu parçaya göre küçük taşra kasabaları ile il- gili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A Yabancılara yeterince hürmet gösterilmediği B) Okuma yazma bilenlerin hiç olmadığı C) Okuma ve yazmaya gerekli değerin verilmediği Dokumanın boş bir uğraş olarak görüldüğü