25. Yaşamak, nabzımızın atması, nefes alıp vermemiz, kanın damarlarımızda dolaşması, gözün görmesi, kulağın işitmesi, tenimizin
25. Yaşamak, nabzımızın atması, nefes alıp vermemiz, kanın damarlarımızda dolaşması, gözün görmesi, kulağın işitmesi, tenimizin dokunduğunu hissetmesi, dilimizin tat alması, sesimizin kelimeler taşıması, sıcaktan 11 yanmamız, soğuktan üşümemiz, bir adımın ardına diğer adımı eklememiz ve vücudumuzun kabiliyetiyle yara- tıldığı daha birçok şey, tabiri caizse insan makinesinin kendi işleyişi... Bunun üstüne biraz insanlık koymaksa bize düşüyor. İşte şükürsüz gatiller gibi bundan kaçmaya, kaçınmaya çalışıyor, görmezlikten gelmeyi tercih ediyoruz. "Ferhat'ın sevgilisine kavuşmak için deldiği dağ, benim devirmek borcunda olduğum nefse göre bir kum tanesi" diyor Üstad Necip Fazıl, mekânı cennet olsun. Nefsi kendisinden memnun olmadığını görsün diye, aynaya her baktığında surat asıyordu. Heva ve hevesinden gelen her aç sese, can kulağını tıkayan insanlar da var. 111 "Nefislerine uyup bulamadılar kendilerinde noksan." dedi meczup, "Bugün hepsi kabristanda yer ile yeksan." IV Bu metinde asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Yaşamayı biyolojik hayatımızın işleyişinden ibaret görmeyip insani benliğimizi geliştirmek için yoğun gayret göstermemiz gerekir. B) Yaşamayı bedenin düzenli işleyişinin dışında bir şey olarak tanımlama işi bu zavallı insan için gerçekleştirilmesi imkânsız bir şeydir. C) Yaşamın zorunlu gereklilikleri olan bedensel fonksiyonlar dışında bir 'yaşamak" tanımı ara- yışı, boşuna bir çabadır. D) İnsanın benliğini geliştirmek için göstereceği her çaba, imkânsız olanı deneyen kişinin ger- çekleşmeyecek bir hayalin peşinde koşmasıdır.