26. Gazeteci: Gençliğinizde yakın olduğunuz sinemadan bir süredir uzak kaldığınızı üzülerek gözlemliyoruz. Romancı: Benim eski y
26. Gazeteci: Gençliğinizde yakın olduğunuz sinemadan bir süredir uzak kaldığınızı üzülerek gözlemliyoruz. Romancı: Benim eski yıllarda tutkun olduğum sinemayla bugün gelinen nokta birbirine uymuyor. Daha çok, yeni bir sinema var; ben demode kalmış bir sinemanın hayrani- yim. Gazeteci: Mutsuz, sıkça yalan söyleyen bir çocukmuşsu- nuz. Romancı: Çocukken yalanlarım durmadan yakalanırdı, niye bu kadar yalan söylediğimi bir türlü çözemiyordum. Bir dostum, bir gün “Onlar yalan değildi, sen daha çocuk- luğunda hikâye yazmaya çalışıyordun." dedi. Çok zarif » değil mi? Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki ro- mancının sanat veya hayat anlayışıyla örtüştüğü söy- lenebilir? A) Yalan söylemek, edebiyatın en büyük erdemidir çün- kü edebiyat sahtedir. B) Zarif bir şekilde yalan söyleyebiliyorsanız yalan tama- men zararsızdır. C) Çocukluğunda öykü yazmak, gerçek bir yazarın ilk ve tek işaretidir. D) Roman yazarı, sanat anlayışına uymayan bir sinema anlayışını reddedebilir. E) Sinema ve edebiyat birbiriyle hiçbir şekilde yakınlık kurmamalıdır. karekök