3. 1. • alışmak: Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek. uyum: Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk. • etkin: Ha

3. 1. • alışmak: Bir işi tekrarlayarak kolaylıkla yapabilmek. uyum: Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk. • etkin: Hareketli, işleyen, çalışan, aktif olan. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “alışmak, uyum, etkin" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Ayşe Hanım; şehre, okula, mahalleye çok hızlı alışmış; sınıftaki arkadaşlarına uyum sağlamış ve okulun kulüplerinde etkin olmaya başlamıştı. B) En çok istediği etkin bir şekilde oyun oynamaktı, tahta bacağını uyum içinde hareket ettirip yürümeye çalışıyor, bir taraftan da yeni durumuna alışmaya çalışıyordu. C) Fabrikada henüz ikinci günüydü Ahmet'in ama makineleri kullanmaya alışmış, iki elini de etkin bir şekilde kullanarak çıkan parçaları uyumlu bir şekilde düzüyordu. D) İlk ordular o gece soğuğa alışmış, omuz omuza çarpışacakları siper arkadaşlarına uyum sağlamış, çok fazla etkin olmayan tüfekleriyle şafağı bekliyorlardı. E) Akşamları iki üç arkadaş bir olup sahile inmek, alıştıkları en güzel eğlenceydi. Uyumlu bir şekilde giyinip etkin olmayan tren yolundan saatlerce yürürler.