3. Geceleri boza satıyor, geri kalan vaktini kızlarına veriyordu. Ama ilgisi "Dersini yaptın mı?","Doydun mu?" "İyi misin?" gibi

3. Geceleri boza satıyor, geri kalan vaktini kızlarına veriyordu. Ama ilgisi "Dersini yaptın mı?","Doydun mu?" "İyi misin?" gibi derine gidemeyen sorulardan öteye geçemiyordu. Bir sabah kızları okula gittikten sonra karşısında arkadaşı Ferhat'ı gördü. Ferhat açacağı çok ciddi bir konu olduğunu söyledi ve uzun uzun konuştular. Mevlüt arkadaşının kendisine çıraklık teklif ettiğini çok iyi anladı. Ferhat "Bu iş hem seni hem kızlarını mutlu edecek. İyi para kazanacaksın." dedi. Aslında Mevlüt'un resmen alacağı para o kadar da yüksek değildi. Ferhat'ın yardımcısı daha çok ka- zanacaktı. Ama Ferhat'ın sözünü ettiği "çok para"nın ancak bahşişlerle mümkün olacağını seziyordu. "Bal tutanın parmağını yalayacağını patronlar da biliyor." dedi Ferhat. "Ortaokul diplomanı, ikametgah belgeni, nüfus kağıdını ve altı vesikalık fotoğrafını getirdikten üç gün sonra işe başlarsın. Ben sana her şeyi öğreteceğim. Seni bu işe dürüst olduğun, kimsenin hak- kını yemeyeceğin için çok istiyoruz." Mevlüt "Allah senden razı olsun." dedi ve bu sözünde bir alaycılık olduğunu Ferhat'ın fark bile etmediğini düşündü. Yukarıdaki altı çizili atasözünün metne kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir? A) En küçük iş dahi emek harcamayı gerektirir, ağza kadar gelen nimetten yararlanmak için bile çiğnemek gerekir. B) Her şey onu gereği gibi kullanmayı, ondan yararlanmayı bilene yakışır; böyle kimseleri hakkıdır. C) Çok önemli bir işin için bir kimseye ricada bulunmak hatta yalvarmak gerekirse yapıc bununla hiçbir şeyiniz eksilmez. D) İmkanları geniş bir işin başında bulunan kimse bunlardan az da olsa yararlanır.