Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

3. Görsel, Tablo, Grafik Okuma ve Yorumlama - 2 2 Bu görsell en iyi anlatan metin aşağıdakilerden hangisidir? A) Bunca yıldır gö

3.
Görsel, Tablo, Grafik Okuma ve Yorumlama - 2
2
Bu görsell en iyi anlatan metin aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bunca yıldır gözümüz gibi bakardık atimiz "Kara Murat'a. Yılların çalışması, taşıdığı yükler, gittiği yollar yormuştu onu
besbelli, Gözlerinden

3. Görsel, Tablo, Grafik Okuma ve Yorumlama - 2 2 Bu görsell en iyi anlatan metin aşağıdakilerden hangisidir? A) Bunca yıldır gözümüz gibi bakardık atimiz "Kara Murat'a. Yılların çalışması, taşıdığı yükler, gittiği yollar yormuştu onu besbelli, Gözlerinden okunurdu hâlsizliği. Gider durmadan okşardım başını, o da beni görür görmez hemen eğilir yelelerini atıverirdi yüzüme yüzüme. Bir gün avluda yürürken aniden ayağı sendeledi. Yıkıldı durduğu yere. Babam hemen baytar amcayı çağırdı. Ayağına baktı. "Olmaz!" dedi. "Bundan gayrı yük taşıtmayın garibe!" diye ekledi. O gün bir şey geçirdi sağ arka ayağına, ben küçüktüm, ne olduğunu hâlâ bilemem. B) Dedem öğretmiş babama mesleği. O da isteksiz kabul etmiş. Zaten ondan sonra da yapan olmadı köyde. Ben ilk gördü- ğümde korkudan kıpırdayamadım yerimden. Koca hayvanın ayağına ayağına vururdu çiviyi çekiçle, hayvan ses etmezdi. Belki bir iki silkinir, toynaklarını yere vururdu ama oynamazdı hiç. Öğrendim; katırın, eşeğin, atın pabuçlarını dikiyorlarmış. Derdi ki "Sen nasıl pabuçsuz taşa basamazsan onlar da öyle. Taş girer, diken girer. Acıdan yürüyemez. Biz onun canını acıtmadan dikeriz pabucunu rahat yürüsün diye." Korkumu yendim hatta ben verirdim çivilerini çoğu zaman... C) Köyün en güzeliydi. Deli deli koşar, ekin tarlalarını orak gibi biçerek geçerdi. Daha taylığını bilirdim. Ben 7 yaşındaydım doğduğunda. Beraber büyüdük. Ben büyüdükçe daha da sarıldım ona. Diğer köylerdeki yarışlara gider, birinciliği alıp ge- lirdik. Geçemezdi atların hiçbiri. Diğer atların sahipleri bize kinlenir, köye sokmak istemezlerdi. Aşağı Elmacık'tan gelirken ayağına bir şey saplandı. Saplanır saplanmaz da bir şaha kalktı ki üstünden düşeyazdım. Traktörü römorkuna bağlayıp götürdük şehre. Ayağına baktırdık. Koca bir ekin sapı girmiş. Mehmet ağabeyim tuttu bir bacağını. Baytar çekti, çıkardı ekin sapını ama gözlerinden yaş geldi hepsinin birden. Ağladı, ağladilar... D) Nereden geldi, bilinmez. Bahçe duvarının yıkık yerinden içeri girmiş. Ağacın dibinde durmuş. Sabah kişneme seslerine tüm aile uyandık. Ablam uyur uyanık rüya gördüğünü sanıp tekrar uzandı yatağına. Ben babamın elinden tuttuğum gibi dışarıda buldum kendimi. Yanına vardık. Büyük dayım da geldi sonradan. Kahverengi tüyleri paril parıldı. Su içmesi için bir kova bulup geldim hemen. Durmadan içti koca kovayı. Hemen bir saman balyası attık önüne. Açlıktan bitap düşmüş olmalı ki bakmadı hiçbirimize samanı yerken. Dayım "Köyden birinindir herhâlde. Gidip kahveye sorayım. Belki duyan, bilen olur." deyip kapıyı kapatmadan çıktı avludan.