31. Yıldızları, sipsivri hançerler gibi göklere sokulan be- ton ormanı bir kuşatmanın aralandığı küçücük açık- lıklarda seyretme
31. Yıldızları, sipsivri hançerler gibi göklere sokulan be- ton ormanı bir kuşatmanın aralandığı küçücük açık- lıklarda seyretmeyi, hiçbir zaman sevmedim. Sanki bir kuyunun dibine atılmışım, bir yerlere tıkıştırılmı- şım duygusuna kapılıyorum. Oysa belini yeşilin olanca tonuyla bezeli yamaçlara dayamış bir dağ kö- yünü düşünün. Bu köyün ateş böceklerini, şırıltısını usulca duyduğunuz derenin kurbağalarını, kulağı- nıza çalınan tek tük köpek havlamalarını... Ay tepe- nizde, asılmış lacivertlere. Boydan boya Saman- yolu... Ötelerde bir yıldız kayar. Inananlarınız dilek tutar, inanmayanlarınız dilek tutanları anımsar. Hın- zırca gülersiniz. Dünyanın başka yerlerinde, bilmem kaç kişinin aynı yıldızın kayışını izlediğini düşünen- leriniz de olur. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yolların han- gisine başvurulmamıştır? A) Benzetmelere yer verme B) Insandan doğaya aktarma Görsellik ve işitsellikten yararlanma D) Duyular arası aktarma yapma E Bitirilmemiş cümleler kullanma 32. Işte Bilan sırtlarında çamların altındayım. Böyle gü- zel bir gölgelikte hiç uzanmadan olur mu? Aşağıda Iskenderun soluk almaya mecalsiz, güneş altında 33.