Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Soru:

32. Yazar, harika bir üsluba sahip olabilir. Sayfalar do- lusu cümleler kurmak ya da aforizmaları ardı ardina sıralamak da yazar

32. Yazar, harika bir üsluba sahip olabilir. Sayfalar do-
lusu cümleler kurmak ya da aforizmaları ardı ardina
sıralamak da yazarın hakkı olarak görülebilir. Ama
söz karaktere geçtiğinde yazar karakterin dünyası-
nin dışına çıkma hakkına sahip değildir. Kar

32. Yazar, harika bir üsluba sahip olabilir. Sayfalar do- lusu cümleler kurmak ya da aforizmaları ardı ardina sıralamak da yazarın hakkı olarak görülebilir. Ama söz karaktere geçtiğinde yazar karakterin dünyası- nin dışına çıkma hakkına sahip değildir. Karaktere bir üslup atamalı ve onu yarattığı kurmaca evreninin gerçekliğine sadık kalarak konuşturmalıdır. Yazarın sesinin daha baskın çıktığı, yazarın üslubu ile ka- rakterin üslubunun ayrılmadığı eserlerdeki sahicilik duygusu zedeleniyor maalesef. Bu yüzden bütün ka- rakterler kendini yaşamalıdır; kendi gibi konuşmalı, anlamalı, hissetmelidir. Çocukla çocuk, yaşlıyla yaşlı, köylüyle köylü olabilmelidir yazar. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi eser- deki sahicilik duygusunu zedeler? A) Aramanın verdiği tadi alamazsan bir süre sonra buldukların anlamsızlaşır, dedi kaybettiği oyun- cağını bulamayan oğluna. B) “Olsun Hikmet." dedi, “Olsun, ver bana.” aldı eli- ne makası “Bugünlük gidebilirsin.” deyip yolladı çırağını. c) Genç kadın, buzdolabında çürümüş yiyecekle- ri çöp kutusuna doldururken söyleniyor; bazen içeriden duyulsun diye sesini yükseltiyordu. "Ne vardı kadıncağızı kovacak? Parasını çalmışmış. Her işini görüyordu. Çamaşırın, bulaşığın... D) "Çay! Çay verim mi çay?" diyerek elindeki ter- mosla yaklaşan çaycıyı birkaç dakika içinde üçüncü defa reddetmişti. E) O önüne bakıyordu. "Sen yakışıklıydın, Fazıl... BI- yıklarını parlatırdın. Nişanlanmıştın onunla bir ma- yıs günü. Ben kemanımla yapayalnızdım." dedim. "Sen sanatçıydın, Ercüment Abi. İçine kapanik- tin. Ama ne hoştun. Sari benzin, kara saçların, tutkulu gözlerin vardı." dedi Fazıl.