Paragraf Genel Tekrar Soruları

1. Vatan yahut Silistre adlı oyun sergilendikten sonra
halkın galeyana gelip sokaklara dökülmesi
II. İslamiyet'in kabulüyle birlikte eserlerde Arapça ve
Farsça sözcük kullanımının artması
III.
II. Abdülhamid'in sansür uygulaması sebebiyle
Servetifünun sanatçılarının sanat için sanat anla-
yışını benimsemesi
Numaralanmış ifadelerin hangisi edebiyatın top-
lumla ilişkisin örnekler?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I vel
C) Yalnız III
El ve III
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
1. Vatan yahut Silistre adlı oyun sergilendikten sonra halkın galeyana gelip sokaklara dökülmesi II. İslamiyet'in kabulüyle birlikte eserlerde Arapça ve Farsça sözcük kullanımının artması III. II. Abdülhamid'in sansür uygulaması sebebiyle Servetifünun sanatçılarının sanat için sanat anla- yışını benimsemesi Numaralanmış ifadelerin hangisi edebiyatın top- lumla ilişkisin örnekler? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I vel C) Yalnız III El ve III
22. Şiir bütün edebiyat türlerinin okuludur; mesela ses düzeni, şiir
amaçlı olmamak koşulu ile bütün türlerde geçerlidir, geçerli
olmalıdır ve insana bunu şiir öğretir. İyi bir düzyazıda ses
çatışmalarına rastlanmaz, birbiri ardına sıralanmış vokal
tekdüzeliğine de. Ama bu böyledir diye, düzyazıyı bütünüyle
şiire içkin niteliklerle doldurmak bir düzyazı yazarının
yapabileceği en büyük hatadır. Düzyazıyı; benzetme, imge
ve süslemelerle doldurmak, bir türlü vazgeçilemeyen
şairaneliğin gereksiz yere sürüp gitmesinden başka bir şey
değildir. Yazar, şairin malzemesinden olabildiğince uzak
durmalıdır. Bu şiir-yazı belki bizim okurumuzun hoşuna da
gitmektedir. Çünkü sadece mantığın egemen olması gereken
düzyazı bizde oldukça yenidir, ona daha alışılmamıştır.
Beğenilen düzyazılar için "güzel" nitelemesinin kullanılması
da bunu gösterir. Bir düşün yazısının güzelleştirilmeye hiç
gereksinmesi yoktur; o, açık seçik olmalıdır ve düşüncenin
gelişimini yalın olarak göstermelidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin
hangisidir?
A) Düzyazıların dil ve anlatımı, şiire ilişkin öz nitelikleri
içermemelidir.
B) Düzyazıların varlık sebebi bir düşünceyi dile getirmektir.
C) Şiirin düşünce içermemesi gerektiğini öne sürmek
yanlıştır.
D) Seslerin uyumlu kullanımı hem şiir hem düzyazı için
geçerli ve gereklidir.
E) Düzyazıların gereksiz sözlerle uzatılması, düşünceyi
anlamayı önler.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
22. Şiir bütün edebiyat türlerinin okuludur; mesela ses düzeni, şiir amaçlı olmamak koşulu ile bütün türlerde geçerlidir, geçerli olmalıdır ve insana bunu şiir öğretir. İyi bir düzyazıda ses çatışmalarına rastlanmaz, birbiri ardına sıralanmış vokal tekdüzeliğine de. Ama bu böyledir diye, düzyazıyı bütünüyle şiire içkin niteliklerle doldurmak bir düzyazı yazarının yapabileceği en büyük hatadır. Düzyazıyı; benzetme, imge ve süslemelerle doldurmak, bir türlü vazgeçilemeyen şairaneliğin gereksiz yere sürüp gitmesinden başka bir şey değildir. Yazar, şairin malzemesinden olabildiğince uzak durmalıdır. Bu şiir-yazı belki bizim okurumuzun hoşuna da gitmektedir. Çünkü sadece mantığın egemen olması gereken düzyazı bizde oldukça yenidir, ona daha alışılmamıştır. Beğenilen düzyazılar için "güzel" nitelemesinin kullanılması da bunu gösterir. Bir düşün yazısının güzelleştirilmeye hiç gereksinmesi yoktur; o, açık seçik olmalıdır ve düşüncenin gelişimini yalın olarak göstermelidir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Düzyazıların dil ve anlatımı, şiire ilişkin öz nitelikleri içermemelidir. B) Düzyazıların varlık sebebi bir düşünceyi dile getirmektir. C) Şiirin düşünce içermemesi gerektiğini öne sürmek yanlıştır. D) Seslerin uyumlu kullanımı hem şiir hem düzyazı için geçerli ve gereklidir. E) Düzyazıların gereksiz sözlerle uzatılması, düşünceyi anlamayı önler.
19. Varoluşçu felsefenin yanı sıra hümanist psikolojinin
temsilcilerinden biri olan Rollo May kitaplarında, insanın
kendini nasıl aşabileceği, potansiyelini ne şekilde ortaya
çıkarabileceği ve bunun önündeki engellerin üstesinden nasıl
gelebileceği konularına odaklanmıştır. Ona göre insanın
kendini gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engeller kaygı
ve endişedir. Ancak bu engeller bu süreçte birer anahtardır
aynı zamanda. Onun sözleriyle ifade etmek gerekirse
"Nörotik endişe bir türlü açığa çıkmamış çelişkilerden
kaynaklanır ve bu çelişkilerin ne olduğunun anlaşılmasıyla
giderilebilir. Nörotik endişe bize çözülmesi gereken bir sorunu
işaret eder. Aynı şey normal endişe için de geçerlidir.
İçimizdeki güce başvurmak ve savaşa başlamak için bir
çağrıdır endişe."
Bu parçadan
1. Başarının ve yetenekleri ortaya çıkarmanın önündeki
en önemli iki engel korku ve endişedir.
V. Endişelerimiz bize aşmamız gerekenin ne olduğunu
gösterdiği için yararlı bir işleve sahiptir.
VII. Endişelerimizi aşmak için onların kaynağına inip ne
olduklarını anlamamız gerekir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) Il ve NI
E) II ve III
C) I ve II
20
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
19. Varoluşçu felsefenin yanı sıra hümanist psikolojinin temsilcilerinden biri olan Rollo May kitaplarında, insanın kendini nasıl aşabileceği, potansiyelini ne şekilde ortaya çıkarabileceği ve bunun önündeki engellerin üstesinden nasıl gelebileceği konularına odaklanmıştır. Ona göre insanın kendini gerçekleştirmesinin önündeki en büyük engeller kaygı ve endişedir. Ancak bu engeller bu süreçte birer anahtardır aynı zamanda. Onun sözleriyle ifade etmek gerekirse "Nörotik endişe bir türlü açığa çıkmamış çelişkilerden kaynaklanır ve bu çelişkilerin ne olduğunun anlaşılmasıyla giderilebilir. Nörotik endişe bize çözülmesi gereken bir sorunu işaret eder. Aynı şey normal endişe için de geçerlidir. İçimizdeki güce başvurmak ve savaşa başlamak için bir çağrıdır endişe." Bu parçadan 1. Başarının ve yetenekleri ortaya çıkarmanın önündeki en önemli iki engel korku ve endişedir. V. Endişelerimiz bize aşmamız gerekenin ne olduğunu gösterdiği için yararlı bir işleve sahiptir. VII. Endişelerimizi aşmak için onların kaynağına inip ne olduklarını anlamamız gerekir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) Il ve NI E) II ve III C) I ve II 20
1.
I. Beyne en yakın olan iç zar ile orta zar arasında beyin SIVISI
denilen bir sıvı bulunur.
II. Gri ve beyaz hücrelerden oluşan beyin, kafatasının arka-
sında bulunan bir delikle omuriliğe bağlanır.
III. Duyum ve bilinç merkezini oluşturan beyin, insanları hay-
vanlardan ayıran en önemli organdır.
IV. Beyin ve omurilik, üç katlı koruyucu zarla sarılıdır.
V. Bu yönüyle insan beyni; hayvanlarda görülmeyen ko-
nuşma, bilinç, sevinç, üzüntü gibi eylem ve duyguların
merkezidir.
Numaralı cümlelerden anlamlı bir metin oluşturulmak
istendiğinde doğru sıralamanın aşağıdakilerin hangisi
olması gerekir?
A) III. - V. - II. - IV. - I.
B) II. - V. - III. - I.-IV.
C) V.-IV. - III.-II. - I.
D) I. - V. - II.-IV. - III.
E) IV. - II. - V. - III. - I.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
1. I. Beyne en yakın olan iç zar ile orta zar arasında beyin SIVISI denilen bir sıvı bulunur. II. Gri ve beyaz hücrelerden oluşan beyin, kafatasının arka- sında bulunan bir delikle omuriliğe bağlanır. III. Duyum ve bilinç merkezini oluşturan beyin, insanları hay- vanlardan ayıran en önemli organdır. IV. Beyin ve omurilik, üç katlı koruyucu zarla sarılıdır. V. Bu yönüyle insan beyni; hayvanlarda görülmeyen ko- nuşma, bilinç, sevinç, üzüntü gibi eylem ve duyguların merkezidir. Numaralı cümlelerden anlamlı bir metin oluşturulmak istendiğinde doğru sıralamanın aşağıdakilerin hangisi olması gerekir? A) III. - V. - II. - IV. - I. B) II. - V. - III. - I.-IV. C) V.-IV. - III.-II. - I. D) I. - V. - II.-IV. - III. E) IV. - II. - V. - III. - I.
kra
bi-
Diri-
ürk
el-
ha
lar
ga-
de
rici
het
ini
gi-
ik
er-
de
le
ak
TEST 2
2. Sağlı sollu ağaçların altları daha şimdiden
insanlarla dolup boşalıyor. Sırtlara tırma-
nanlar bu güzel pazar gününün geçirecek-
leri yeri dikkatle seçmeye çalışıyorlar, eski
bir çınarın veya asırlık bir meşenin altında
ateşler yakılıyor ve kadınlı erkekli kafileler
iki ağaç arasına gerilmiş filenin iki tarafında
yer tutmuşlar, top oynuyorlar... Ya tabiat?
Yeşilin her rengi... Koyu, açık, filizî, deniz
yeşili... Çimenler birer halı gibi sırtları kap-
liyor. Renk renk ağaçlar sağ taraftan akan
derenin boyunca sıralanıyor. Bir çoban, yü-
zükoyun yol kenarına uzanmış yatıyor, irili
ufaklı hayvanlar bir köy merasında yayılır
gibi yollara ve çimenlere dağılmışlar...
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Görülenler oluş sırasına göre anlatıl-
mıştır.
TEST
3. Der
nus
B) Sıfatlar ve ikilemelerden yararlanılmıştır.
C) Kimi durumlar abartılarak anlatılmıştır.
D) Öyküleyici anlatım ön plandadır.
E) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
ve
on
cel
dir
ME
ye
la
Be
rü
B
ra
h
A
E
C
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
kra bi- Diri- ürk el- ha lar ga- de rici het ini gi- ik er- de le ak TEST 2 2. Sağlı sollu ağaçların altları daha şimdiden insanlarla dolup boşalıyor. Sırtlara tırma- nanlar bu güzel pazar gününün geçirecek- leri yeri dikkatle seçmeye çalışıyorlar, eski bir çınarın veya asırlık bir meşenin altında ateşler yakılıyor ve kadınlı erkekli kafileler iki ağaç arasına gerilmiş filenin iki tarafında yer tutmuşlar, top oynuyorlar... Ya tabiat? Yeşilin her rengi... Koyu, açık, filizî, deniz yeşili... Çimenler birer halı gibi sırtları kap- liyor. Renk renk ağaçlar sağ taraftan akan derenin boyunca sıralanıyor. Bir çoban, yü- zükoyun yol kenarına uzanmış yatıyor, irili ufaklı hayvanlar bir köy merasında yayılır gibi yollara ve çimenlere dağılmışlar... Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Görülenler oluş sırasına göre anlatıl- mıştır. TEST 3. Der nus B) Sıfatlar ve ikilemelerden yararlanılmıştır. C) Kimi durumlar abartılarak anlatılmıştır. D) Öyküleyici anlatım ön plandadır. E) Benzetmelerden yararlanılmıştır. ve on cel dir ME ye la Be rü B ra h A E C
1.
1. UNITE GIRIS
KAZANIM 9.1.3 Genel Beceriter Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri Okuma Becerisi
EDEBİYAT İLE FELSEFE İLİŞKİSİ ÜZERİNE
Edebiyatın bilim ve güzel sanatlarla ilişkisini fark edebilmek
Etkinlik Ismi
Amacı
Yönerge
9. SINIF
Sofi'nin
CONVALE
1
SALAH BIRSEL
kurutulmuş
felsefe Bahçesi
KOLAY KSA KEYIFLI
Felsefe
OMEDECO
FRANZ
KAFKA
Dönüşüm
Felsefe ile yakın ilişkisi bulunan disiplinlerden biri de sanattır. Edebiyat da güzel sanatlanın bir türüdür ve bu özelliğiyle de fel-
sefeden aynlır. Felsefe ile ilgili ilk düşünce kırıntılarının dinî metinlerde, trajedilerde, efsanelerde bulunduğu gerçeği ve XX. asır-
daki felsefi roman türünün gündeme gelişi dikkate alınacak olursa felsefe ile edebiyat arasında önemli bir ilişkinin bulunduğu
düşünülecektir. Ama bu ilişki, felsefeyi edebiyata, edebiyatı da felsefeye indirgeyici olmamalıdır. Felsefe ile edebiyat arasında
bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, eğer böyle bir ilişki varsa bu ilişkinin niteliği, bu ilişkinin tarafların varlığını tehlikeye atıcı olup
olmadığı konularında doğru bir kanaate ulaşabilmek için felsefi olanla edebî olanın özelliklerinin bilinmesi gerekir. Bu özellikler
bilindikten sonra, söz konusu özelliklerin aynı eserde birlikte bulunmalarının mümkün olup olmadığı tartışılmalıdır. Yukanda bah-
sedilen özelliklerin bütünü dikkate alındığı zaman, bütün bunların bir edebi eserde bulunabileceğini kabul etmek oldukça güç-
tür. Ama aynı zamanda felsefi olarak önemli sayılacak yazın açısından daha geniş bir görüşü kabul etmek de olanaklıdır. Bu ba-
kımdan felsefi-edebî diye adlandırabilecek tezli romanlardan bahsetmek mümkündür. Nitekim Kafka, Camus, Sartre, Dosto-
yevski, Simone de Beauvoir gibi yazarlann eserleri tezli romanlardır ama tezi, tam olarak felsefenin kavramlarını kullanmadan
ortaya koyarlar. Felsefe tarihine baktığımızda, pek çok filozofun aynı zamanda edebî bir tarzı kullandıkları görülür. İlk Çağ filo-
zoflarından bazılan görüşlerini şiirler şeklinde dile getirmişler ve aynı zamanda ozan olmuşlardır. Platon, St. Augustine, Scho-
penhauer, Nietzsche aynı zamanda büyük edebiyatçılardır.
(Alıntıdır.)
Felsefeyle edebiyat arasındaki ilişkiyi gösteren unsurlar nelerdir? Metinden yola çıkarak cevaplayınız.
2. Felsefeyle edebiyatın ilişkisini doğru bir şekilde konumlandırabilmek için neler yapmak gerekir?
40 dk
& Bireysel
3. Siz felsefi bir roman yazacak olsaydınız, yazım aşamasında hangi hazırlıkları yapardınız?
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
1. 1. UNITE GIRIS KAZANIM 9.1.3 Genel Beceriter Eleştirel Düşünme Becerisi Alan Becerileri Okuma Becerisi EDEBİYAT İLE FELSEFE İLİŞKİSİ ÜZERİNE Edebiyatın bilim ve güzel sanatlarla ilişkisini fark edebilmek Etkinlik Ismi Amacı Yönerge 9. SINIF Sofi'nin CONVALE 1 SALAH BIRSEL kurutulmuş felsefe Bahçesi KOLAY KSA KEYIFLI Felsefe OMEDECO FRANZ KAFKA Dönüşüm Felsefe ile yakın ilişkisi bulunan disiplinlerden biri de sanattır. Edebiyat da güzel sanatlanın bir türüdür ve bu özelliğiyle de fel- sefeden aynlır. Felsefe ile ilgili ilk düşünce kırıntılarının dinî metinlerde, trajedilerde, efsanelerde bulunduğu gerçeği ve XX. asır- daki felsefi roman türünün gündeme gelişi dikkate alınacak olursa felsefe ile edebiyat arasında önemli bir ilişkinin bulunduğu düşünülecektir. Ama bu ilişki, felsefeyi edebiyata, edebiyatı da felsefeye indirgeyici olmamalıdır. Felsefe ile edebiyat arasında bir ilişkinin bulunup bulunmadığı, eğer böyle bir ilişki varsa bu ilişkinin niteliği, bu ilişkinin tarafların varlığını tehlikeye atıcı olup olmadığı konularında doğru bir kanaate ulaşabilmek için felsefi olanla edebî olanın özelliklerinin bilinmesi gerekir. Bu özellikler bilindikten sonra, söz konusu özelliklerin aynı eserde birlikte bulunmalarının mümkün olup olmadığı tartışılmalıdır. Yukanda bah- sedilen özelliklerin bütünü dikkate alındığı zaman, bütün bunların bir edebi eserde bulunabileceğini kabul etmek oldukça güç- tür. Ama aynı zamanda felsefi olarak önemli sayılacak yazın açısından daha geniş bir görüşü kabul etmek de olanaklıdır. Bu ba- kımdan felsefi-edebî diye adlandırabilecek tezli romanlardan bahsetmek mümkündür. Nitekim Kafka, Camus, Sartre, Dosto- yevski, Simone de Beauvoir gibi yazarlann eserleri tezli romanlardır ama tezi, tam olarak felsefenin kavramlarını kullanmadan ortaya koyarlar. Felsefe tarihine baktığımızda, pek çok filozofun aynı zamanda edebî bir tarzı kullandıkları görülür. İlk Çağ filo- zoflarından bazılan görüşlerini şiirler şeklinde dile getirmişler ve aynı zamanda ozan olmuşlardır. Platon, St. Augustine, Scho- penhauer, Nietzsche aynı zamanda büyük edebiyatçılardır. (Alıntıdır.) Felsefeyle edebiyat arasındaki ilişkiyi gösteren unsurlar nelerdir? Metinden yola çıkarak cevaplayınız. 2. Felsefeyle edebiyatın ilişkisini doğru bir şekilde konumlandırabilmek için neler yapmak gerekir? 40 dk & Bireysel 3. Siz felsefi bir roman yazacak olsaydınız, yazım aşamasında hangi hazırlıkları yapardınız?
28 2018-2019 yılları Eğitim Durumuna Göre Türkiye'de
Yoksulluk Oranı
Yoksulluk %
26,1
301 27,5
25-
20-
15-
104
54
ot
+
23,6 22,4
+
12,1 13,4
Okur-yazar Bir okul
Lise altı
olmayan bitirmeyen eğitimli
2018
5,8 6,9
2,2 2,5
Lise ve Yükseköğretim
dengi okul
2019
Yukarıdaki istatistikte eğitim durumuna göre yoksulluk
oranları gösterilmiştir.
Buna göre, Türkiye'deki yoksulluk oranını araştıran
bir kimse bu istatistiklere bakarak aşağıdaki
yargılardan hangisine ulaşamaz?
Eğitim
A) Türkiye'de yoksulluk oranının eğitimle ilişkisi çok
yüksektir.
C) 2018 yılında lise altı eğitim düzeyine sahip olanların
yoksulluk düzeyi daha düşüktür.
? D) Türkiye'de bir okul bitirmeyenlerin yoksulluk oranı
daha yüksektir.
B) Yükseköğretim mezunları arasında iş bulamayanlar
da yer almaktadır.
E) 2019 yılında, okuryazar olmayan kişilerin yoksulluk
oranında düşüş görülmektedir.
fut
Palme Yayınevi
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
28 2018-2019 yılları Eğitim Durumuna Göre Türkiye'de Yoksulluk Oranı Yoksulluk % 26,1 301 27,5 25- 20- 15- 104 54 ot + 23,6 22,4 + 12,1 13,4 Okur-yazar Bir okul Lise altı olmayan bitirmeyen eğitimli 2018 5,8 6,9 2,2 2,5 Lise ve Yükseköğretim dengi okul 2019 Yukarıdaki istatistikte eğitim durumuna göre yoksulluk oranları gösterilmiştir. Buna göre, Türkiye'deki yoksulluk oranını araştıran bir kimse bu istatistiklere bakarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşamaz? Eğitim A) Türkiye'de yoksulluk oranının eğitimle ilişkisi çok yüksektir. C) 2018 yılında lise altı eğitim düzeyine sahip olanların yoksulluk düzeyi daha düşüktür. ? D) Türkiye'de bir okul bitirmeyenlerin yoksulluk oranı daha yüksektir. B) Yükseköğretim mezunları arasında iş bulamayanlar da yer almaktadır. E) 2019 yılında, okuryazar olmayan kişilerin yoksulluk oranında düşüş görülmektedir. fut Palme Yayınevi
11-12. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
Gündelik hayatta insanların birbirine
duyduğu ihtiyaçların oluşturduğu örgü,
onları birbirine bağlar. "Figürasyon"
kavramı sosyal anlamdaki bu karşılık-
li bağımlılığın yarattığı ilişkisel kodları,
gündelik hayatın işleyiş biçimlerini anla-
mamıza imkân sağlar. Başka bir ifadey-
le gündelik hayat, insanların eylemlerini
belirleyen figürasyonlar aracılığıyla yü-
rür ama aynı zamanda figürasyonları
oluşturan da insanların eylemleridir.
Bu kavramı en iyi anlatan örnek toplu
danslardır. Mazurka, tango ve rock'n
roll'u düşünün. Bu danslar sırasında bir-
birlerine bağımlı insanların oluşturduğu
figürasyon imajları, tıpkı kent yaşamını
veya aileyi tanımlayan ilişki biçimlerine
benzer. Genel ve soyut olarak bir dan-
sın varlığından söz edilebilir ancak hiç
kimse, bireylerin dışında var olan bir
danstan söz edemez. Bunun yanında
bir danstaki aynı figür farklı bireyler ta-
rafından sergilenebilir ancak birbirlerine
bağımlı bireylerin oluşturduğu bir yapı
olmaksızın dans da var olamaz.
YEDİİKLİM
11. Bu parçada "figürasyon" ile anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bir dansı tanımlayan ve ona niteliği-
ni kazandıran hareketler toplamın-
dan ibaret olduğu
B) Toplumsal yaşamı inşa eden insani
eylemlerin görünmeyen boyutlarını
oluşturduğu
C) Toplumsal ihtiyaçların karşılanması
amacıyla geliştirilen bireysel imajla-
ra karşılık geldiği
D) Bireyler arasındaki karşılıklı etki-
leşimleri resmeden imgeler olarak
düşünülebileceği
E) Bireylerin toplum içinde üstlendikleri
rollerin bir eleştirisi olarak değerlen-
dirilebileceği
12. Bu parçaya göre figürasyonların
hangi özelliği gündelik hayatın anla-
sılmasına imkân sağlamaktadır?
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
11-12. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Gündelik hayatta insanların birbirine duyduğu ihtiyaçların oluşturduğu örgü, onları birbirine bağlar. "Figürasyon" kavramı sosyal anlamdaki bu karşılık- li bağımlılığın yarattığı ilişkisel kodları, gündelik hayatın işleyiş biçimlerini anla- mamıza imkân sağlar. Başka bir ifadey- le gündelik hayat, insanların eylemlerini belirleyen figürasyonlar aracılığıyla yü- rür ama aynı zamanda figürasyonları oluşturan da insanların eylemleridir. Bu kavramı en iyi anlatan örnek toplu danslardır. Mazurka, tango ve rock'n roll'u düşünün. Bu danslar sırasında bir- birlerine bağımlı insanların oluşturduğu figürasyon imajları, tıpkı kent yaşamını veya aileyi tanımlayan ilişki biçimlerine benzer. Genel ve soyut olarak bir dan- sın varlığından söz edilebilir ancak hiç kimse, bireylerin dışında var olan bir danstan söz edemez. Bunun yanında bir danstaki aynı figür farklı bireyler ta- rafından sergilenebilir ancak birbirlerine bağımlı bireylerin oluşturduğu bir yapı olmaksızın dans da var olamaz. YEDİİKLİM 11. Bu parçada "figürasyon" ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir dansı tanımlayan ve ona niteliği- ni kazandıran hareketler toplamın- dan ibaret olduğu B) Toplumsal yaşamı inşa eden insani eylemlerin görünmeyen boyutlarını oluşturduğu C) Toplumsal ihtiyaçların karşılanması amacıyla geliştirilen bireysel imajla- ra karşılık geldiği D) Bireyler arasındaki karşılıklı etki- leşimleri resmeden imgeler olarak düşünülebileceği E) Bireylerin toplum içinde üstlendikleri rollerin bir eleştirisi olarak değerlen- dirilebileceği 12. Bu parçaya göre figürasyonların hangi özelliği gündelik hayatın anla- sılmasına imkân sağlamaktadır?
PARAGRAF DENE
3. I. Yunan mitolojisinin en önemli karakterlerinden
biri olan ve edebiyat tarihinin en önemli
eserlerinden İlyada'ya konu olan Aşil (Akhilleus),
özgür ruhlu ve savaşçı bir kahramandır. Öyle
ki başarılarına ve başarısızlıklarına eşlik eden
trajik yazgısı ile Truva Savaşı'na da damgasını
vurmuştur. Peleus ile Thetis'in oğlu olan Aşil,
küçüklüğünde kendisini ölümsüz kılmak isteyen
annesi tarafından ölüler ülkesinin ırmağı Stiks'e
batırılmıştır. Tüm vücudu tıpkı zırhla kaplanmış
gibi silah geçirmez hâle gelirken topuğundan
tutularak ırmağın sularına sokulduğu için topuğu,
yara alabileceği zayıf noktası olarak kalmıştır.
Öyle ki Aşil, Truva Savaşı sırasında, Paris
tarafından topuğundan vurularak öldürülmüştür.
II. Psikolojide Aşil Sendromu -Achille's
Syndrome-, sözde yetkinlik sendromu olarak
açımlanabilmektedir. Sözde yetkinlik, belli
bir alanda kişinin kendi hakkındaki - düşük-
değerlendirmesi ile başkalarının onun hakkındaki
-yüksek- fikirleri arasındaki büyük farkı ifade
etmektedir. Bazı kişilerin yaşamlarını kendilerine
ilişkin sahip oldukları derin kusur ve yetersizlik
duygularını ödünlemek için geniş çaplı bir
psikolojik zırh oluşturmaya adadıklarına dikkat
çeken Clarkson, sözde yetkinlik sendromu olarak
adlandırdığı bu sendromu nitelemek için ölümsüz
görünen ve her savaşı kazanan ancak gizli ve
ölümcül bir hassasiyete sahip bir kahraman olan
Aşil imgesinden yararlanmıştır.
Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) I. parçada yer alan mitolojik unsurun farklı bir
alanla ilişkilendirilmesi anlatılmaktadır.
B) 1. parçada vurgulanan düşünce örnek verme
yoluyla somutlaştırılıp geliştirilmektedir.
1. parçadaki olgunun gerçek hayatla bir ilişkisi
olamayacağına değinilmektedir.
D) I. parçada değinilen konunun günümüzdeki
bilimsel karşılığı vurgulanmaktadır.
E) I. parçada anlatılan hikâyenin insanlar
üzerindeki olumsuz etkisi belirtilmektedir.
GRAFYA - PARAGRAF DENEMELERİ
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
PARAGRAF DENE 3. I. Yunan mitolojisinin en önemli karakterlerinden biri olan ve edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden İlyada'ya konu olan Aşil (Akhilleus), özgür ruhlu ve savaşçı bir kahramandır. Öyle ki başarılarına ve başarısızlıklarına eşlik eden trajik yazgısı ile Truva Savaşı'na da damgasını vurmuştur. Peleus ile Thetis'in oğlu olan Aşil, küçüklüğünde kendisini ölümsüz kılmak isteyen annesi tarafından ölüler ülkesinin ırmağı Stiks'e batırılmıştır. Tüm vücudu tıpkı zırhla kaplanmış gibi silah geçirmez hâle gelirken topuğundan tutularak ırmağın sularına sokulduğu için topuğu, yara alabileceği zayıf noktası olarak kalmıştır. Öyle ki Aşil, Truva Savaşı sırasında, Paris tarafından topuğundan vurularak öldürülmüştür. II. Psikolojide Aşil Sendromu -Achille's Syndrome-, sözde yetkinlik sendromu olarak açımlanabilmektedir. Sözde yetkinlik, belli bir alanda kişinin kendi hakkındaki - düşük- değerlendirmesi ile başkalarının onun hakkındaki -yüksek- fikirleri arasındaki büyük farkı ifade etmektedir. Bazı kişilerin yaşamlarını kendilerine ilişkin sahip oldukları derin kusur ve yetersizlik duygularını ödünlemek için geniş çaplı bir psikolojik zırh oluşturmaya adadıklarına dikkat çeken Clarkson, sözde yetkinlik sendromu olarak adlandırdığı bu sendromu nitelemek için ölümsüz görünen ve her savaşı kazanan ancak gizli ve ölümcül bir hassasiyete sahip bir kahraman olan Aşil imgesinden yararlanmıştır. Yukarıda verilen II numaralı parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. parçada yer alan mitolojik unsurun farklı bir alanla ilişkilendirilmesi anlatılmaktadır. B) 1. parçada vurgulanan düşünce örnek verme yoluyla somutlaştırılıp geliştirilmektedir. 1. parçadaki olgunun gerçek hayatla bir ilişkisi olamayacağına değinilmektedir. D) I. parçada değinilen konunun günümüzdeki bilimsel karşılığı vurgulanmaktadır. E) I. parçada anlatılan hikâyenin insanlar üzerindeki olumsuz etkisi belirtilmektedir. GRAFYA - PARAGRAF DENEMELERİ
E)
7. Kuşkusuz her tanımın kuşatımı içinde deneme türünün
kumaşını oluşturan iplikler ve bunlara yönelik renkler
vardır. Bu yönden hiçbirini yadsıyamayız. Dahası şöyle
de denebilir: Bu tanımsal çoğulluk, denemeye özgü bir
niteliktir. Tümüyle olmasa da her birinde denemeyi
betimleyen, açıklayan bir yön vardır. 18. yüzyıl İngiliz
yazarlarından Samuel Johnson şöyle der deneme için:
"Bir düzeni olmayan, az çok karanlık, belli bir türe
sokulmayan yazı parçasıdır."
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Mecazlı ifadeye yer verilmiştir.
B) Örnekleme yapılmıştır.
C) Tanımlama yapılmıştır.
D) İkileme kullanılmıştır.
Alıntıya yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
E) 7. Kuşkusuz her tanımın kuşatımı içinde deneme türünün kumaşını oluşturan iplikler ve bunlara yönelik renkler vardır. Bu yönden hiçbirini yadsıyamayız. Dahası şöyle de denebilir: Bu tanımsal çoğulluk, denemeye özgü bir niteliktir. Tümüyle olmasa da her birinde denemeyi betimleyen, açıklayan bir yön vardır. 18. yüzyıl İngiliz yazarlarından Samuel Johnson şöyle der deneme için: "Bir düzeni olmayan, az çok karanlık, belli bir türe sokulmayan yazı parçasıdır." Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Mecazlı ifadeye yer verilmiştir. B) Örnekleme yapılmıştır. C) Tanımlama yapılmıştır. D) İkileme kullanılmıştır. Alıntıya yer verilmiştir.
Paragrafın Yapısı
1. Geçimini yıllar boyu dil dersleri vererek sağlayan
James Joyce bir dil bilginidir oysa.
II. Kolay okunmasının nedeni de bütün polisiye ro-
manlar gibi sadece olay anlatmasıdır.
III. Romanlarının İngilizceyi iyi kullanamadığı için
çok satılmadığı söylenemez.
IV. Agatha Christie'nin romanları çok satılır çünkü
kolay okunur.
V. Buradan anlıyoruz ki bir romanın çok satılması
için yazarının dile hakimiyetinden çok, kitabın
kolay okunan, akıcı olaylara sahip olması gerekir.
VI. Yine bir İngiliz romancısı olan James Joyce'un ro-
manları ise karmaşık olayları sebebiyle zor oku-
nur ve az satılır.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf
oluşturulduğunda baştan üçüncü cümle aşağı-
dakilerden hangisi olur?
A) II B) III
C) IV
D) V
E) VI
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Paragrafın Yapısı 1. Geçimini yıllar boyu dil dersleri vererek sağlayan James Joyce bir dil bilginidir oysa. II. Kolay okunmasının nedeni de bütün polisiye ro- manlar gibi sadece olay anlatmasıdır. III. Romanlarının İngilizceyi iyi kullanamadığı için çok satılmadığı söylenemez. IV. Agatha Christie'nin romanları çok satılır çünkü kolay okunur. V. Buradan anlıyoruz ki bir romanın çok satılması için yazarının dile hakimiyetinden çok, kitabın kolay okunan, akıcı olaylara sahip olması gerekir. VI. Yine bir İngiliz romancısı olan James Joyce'un ro- manları ise karmaşık olayları sebebiyle zor oku- nur ve az satılır. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulduğunda baştan üçüncü cümle aşağı- dakilerden hangisi olur? A) II B) III C) IV D) V E) VI
3. (1) Kişi, yaşadığı çağda dünyasını paylaşacağı insanlar
bulamazsa ki çoğu kez böyle oluyor, o zaman dünya-
sını paylaşacağı insanları geçmişin eserlerinde arar,
bulur çıkarır ortaya. (II) Bazen bu arayış yüzyıllar öte-
sine kadar uzanır. (III) Böylece kişi, varlığını dünyaya
bağlayacak bağları bir dereceye kadar bulmuş olur.
(IV) Ama hiçbir eser müzik, heykel, şiir; güçleri ne
olursa olsun insanın çarpan bir kalple karşısında duran
kalplate
insandan alacağını veremez. (V) Bütün bu eserler bizi
heyecanlandırır, mutlu eder ama bir yere kadar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
"insanın insanla iletişiminin sanattan daha kuvvetli
olduğu" vurgulanmıştır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
EX
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
3. (1) Kişi, yaşadığı çağda dünyasını paylaşacağı insanlar bulamazsa ki çoğu kez böyle oluyor, o zaman dünya- sını paylaşacağı insanları geçmişin eserlerinde arar, bulur çıkarır ortaya. (II) Bazen bu arayış yüzyıllar öte- sine kadar uzanır. (III) Böylece kişi, varlığını dünyaya bağlayacak bağları bir dereceye kadar bulmuş olur. (IV) Ama hiçbir eser müzik, heykel, şiir; güçleri ne olursa olsun insanın çarpan bir kalple karşısında duran kalplate insandan alacağını veremez. (V) Bütün bu eserler bizi heyecanlandırır, mutlu eder ama bir yere kadar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "insanın insanla iletişiminin sanattan daha kuvvetli olduğu" vurgulanmıştır? A) I B) II C) III D) IV EX
3. Önce şiddetli bir yağmurun eski pencerelere vuruşunu
duyuyor hayal meyal. Macunu kopmuş çerçevelerden
hızla sızıp duvara dayalı, içi kuru otlarla doldurulmuş
yastıkların üzerindeki beyaz, kanaviçe işi aplike örtüleri
mahvetmesi, ev sahibesinin -tabii ki anneciğinin- haklı te-
laşı. Sağa sola koşturması onu da endişelendiriyor. Fakat
uykunun en tatlı yeri bırakılır mı? Zor bela uykudan uyanır
gibi yapıyor. Salondan Şahika'nın meşhur kahkahası işi-
tiliyor. Geçerken annesine uğramış olmalı. “Kaç gündür
canım ev mantısı istiyor, toplanıp bir türlü mantı açama-
dık. Ne beceriksiziz kız!.." deyişindeki neşeli tını odasının
kasvetli havasını dağıtmaya yetmiyor aslında.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Öyküleme tekniğine başvurulmuştur. V
B) İkilemelere yer verilmiştir.
C) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır.
D) Deyime başvurulmuştur.
E) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
3. Önce şiddetli bir yağmurun eski pencerelere vuruşunu duyuyor hayal meyal. Macunu kopmuş çerçevelerden hızla sızıp duvara dayalı, içi kuru otlarla doldurulmuş yastıkların üzerindeki beyaz, kanaviçe işi aplike örtüleri mahvetmesi, ev sahibesinin -tabii ki anneciğinin- haklı te- laşı. Sağa sola koşturması onu da endişelendiriyor. Fakat uykunun en tatlı yeri bırakılır mı? Zor bela uykudan uyanır gibi yapıyor. Salondan Şahika'nın meşhur kahkahası işi- tiliyor. Geçerken annesine uğramış olmalı. “Kaç gündür canım ev mantısı istiyor, toplanıp bir türlü mantı açama- dık. Ne beceriksiziz kız!.." deyişindeki neşeli tını odasının kasvetli havasını dağıtmaya yetmiyor aslında. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öyküleme tekniğine başvurulmuştur. V B) İkilemelere yer verilmiştir. C) Nitelik bildiren sözcükler kullanılmıştır. D) Deyime başvurulmuştur. E) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.
15. (1) İnsanın doğumdan itibaren, yaşamı boyunca görme, duy-
ma, tatma, koklama ve dokunma gibi duyularını kullanarak
çevresindeki bilgileri organize etme, anlama, yorumlama ve
yeni durumlara kendini uydurma sürecine algı denir. (II) Al-
gılamayı sağlayan, duyu organlarının; gözün, kulağın, ağzın,
burnun ve tenin sağlıklı olması uyarıcılara anlam vererek yo-
rumlanması için önemlidir. (III) Örneğin; yolda bir arkadaşla
karşılaşıldığında, onun görüntüsü bizim gözümüze, bizim gö-
rüntümüz onun gözüne, retinasına yansır. (IV) Biyolojik yapı-
si içerisinde göz bu görüntüyü beyne ulaştırır. (V) Beyin bu-
rada duyusal bilginin alınmasından sonra, anlama, seçilme,
düzenleme ve yorumlama aşamalarını gerçekleştirir. (VI) Al-
gılama sürecinde şema, imge ve semboller önemlidir. (VII)
Şema insan zihninde, çevreye uyabilmeyi sağlayan davra-
nış ve düşünce kalıplarının çevre ile zihin arasındaki etkileşi-
mi sonucu ortaya çıkar.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
hangi cümleyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
17
D) V
(E) VI
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
15. (1) İnsanın doğumdan itibaren, yaşamı boyunca görme, duy- ma, tatma, koklama ve dokunma gibi duyularını kullanarak çevresindeki bilgileri organize etme, anlama, yorumlama ve yeni durumlara kendini uydurma sürecine algı denir. (II) Al- gılamayı sağlayan, duyu organlarının; gözün, kulağın, ağzın, burnun ve tenin sağlıklı olması uyarıcılara anlam vererek yo- rumlanması için önemlidir. (III) Örneğin; yolda bir arkadaşla karşılaşıldığında, onun görüntüsü bizim gözümüze, bizim gö- rüntümüz onun gözüne, retinasına yansır. (IV) Biyolojik yapı- si içerisinde göz bu görüntüyü beyne ulaştırır. (V) Beyin bu- rada duyusal bilginin alınmasından sonra, anlama, seçilme, düzenleme ve yorumlama aşamalarını gerçekleştirir. (VI) Al- gılama sürecinde şema, imge ve semboller önemlidir. (VII) Şema insan zihninde, çevreye uyabilmeyi sağlayan davra- nış ve düşünce kalıplarının çevre ile zihin arasındaki etkileşi- mi sonucu ortaya çıkar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV 17 D) V (E) VI
9.
Beslenme alışkanlığının yol açtığı sorunlarla başa çıkmak
||
amaçladığında, karmaşık bir toplumsal ve biyolojik faktörler
ağı göz önünde bulundurulmalıdır. Davranış değişikliği genel-
likle yukarıdaki üç alanda etkili müdahalelerin karışımı ile sağ-
lanır. Sadece bireysel düzeydeki faktörleri ele alan ve yukarıda
belirtilen sosyal ve çevresel etkileri dikkate almayan müdaha-
IV
lelerin işe yaraması olası değildir. El yıkama örneğini ele alacak
olursak, su sabun gibi altyapı ürün ve hizmetlerinin mevcudi-
yeti hayati önem taşımaktadır.
V
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde mecazlı
söyleyiş yoktur?
A) I
B) II
C) III D) IV
EV
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
9. Beslenme alışkanlığının yol açtığı sorunlarla başa çıkmak || amaçladığında, karmaşık bir toplumsal ve biyolojik faktörler ağı göz önünde bulundurulmalıdır. Davranış değişikliği genel- likle yukarıdaki üç alanda etkili müdahalelerin karışımı ile sağ- lanır. Sadece bireysel düzeydeki faktörleri ele alan ve yukarıda belirtilen sosyal ve çevresel etkileri dikkate almayan müdaha- IV lelerin işe yaraması olası değildir. El yıkama örneğini ele alacak olursak, su sabun gibi altyapı ürün ve hizmetlerinin mevcudi- yeti hayati önem taşımaktadır. V Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinde mecazlı söyleyiş yoktur? A) I B) II C) III D) IV EV
OR
8. Her şairin sanat merkezini oluşturan objeler var-
dır. Soyut ve somut olabilen bu objeler, temelde tek
parça olup sanatkâra göre farklı imajlar yüklenir. Bu
objelerden resim, mimari, heykeltıraş, roman ve şiir
gibi eserlerin çekirdeğini oluşturan zaman, kişiler,
mekân ve olay şairlerin mizaçlarına göre şekil alır.
Ayrıca edebiyatta mekânlar da şairlerin bakış açıla-
rını ve üsluplarını farklı şekillerde etkiler. Bu etkileşim
bazen bir kaçış, bazen de bir kurtuluş olarak belirir.
Batılılaşma döneminde özellikle Servetifünun sanat-
çılarında Yeni Zelanda, İskoçya, Finlandiya gibi ül-
kelere bir kaçış vardır. Bu kaçış hem bir uzaklaşma
hem de bir çare arama olarak görülebilir.
Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Servetifünun sanatçılarının sanata yaklaşımları
B) Üslup ve içerik özelliklerinin şair için önemi
C) Şairler arasında tercih edilen imgeler
D) Şairlerin edebî yaşamlarına şekil veren unsurlar
E) Şairlerin eserlerinde ön plana çıkardıkları
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
OR 8. Her şairin sanat merkezini oluşturan objeler var- dır. Soyut ve somut olabilen bu objeler, temelde tek parça olup sanatkâra göre farklı imajlar yüklenir. Bu objelerden resim, mimari, heykeltıraş, roman ve şiir gibi eserlerin çekirdeğini oluşturan zaman, kişiler, mekân ve olay şairlerin mizaçlarına göre şekil alır. Ayrıca edebiyatta mekânlar da şairlerin bakış açıla- rını ve üsluplarını farklı şekillerde etkiler. Bu etkileşim bazen bir kaçış, bazen de bir kurtuluş olarak belirir. Batılılaşma döneminde özellikle Servetifünun sanat- çılarında Yeni Zelanda, İskoçya, Finlandiya gibi ül- kelere bir kaçış vardır. Bu kaçış hem bir uzaklaşma hem de bir çare arama olarak görülebilir. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? A) Servetifünun sanatçılarının sanata yaklaşımları B) Üslup ve içerik özelliklerinin şair için önemi C) Şairler arasında tercih edilen imgeler D) Şairlerin edebî yaşamlarına şekil veren unsurlar E) Şairlerin eserlerinde ön plana çıkardıkları