33. Saz şairlerinin şiirlerini okumalıyız ama divan şiirini de bırakamayız. Bize dilimizi asıl onlar öğretecek, bizi dili- mizin
![33. Saz şairlerinin şiirlerini okumalıyız ama divan şiirini de
bırakamayız. Bize dilimizi asıl onlar öğretecek, bizi dili-
mizin tadına asıl onlar erdirecektir. Fuzuli'nin ya da Ba-
ki'nin gazellerini okurken o Arapça, Farsça sözlerin altın-
da Türkçenin t](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20221218082900982975-4882947.jpg?h=512)
33. Saz şairlerinin şiirlerini okumalıyız ama divan şiirini de bırakamayız. Bize dilimizi asıl onlar öğretecek, bizi dili- mizin tadına asıl onlar erdirecektir. Fuzuli'nin ya da Ba- ki'nin gazellerini okurken o Arapça, Farsça sözlerin altın- da Türkçenin tatlı sesini duymuyor musunuz? Cevabınız evet değilse suçu onlarda değil, kendinizde arayın. Ka- racaoğlan'a bayılırım ama Nedim'i okurken de kelimeleri her zaman anlamasam dahi gene benim dilim olduğu- nu sezerim, gene kendi dilimi duyduğum için yüreğim çarpar. Divan şairlerimizin Arapça ve Farsçadan aldık- ları sözler, onların dillerini Türkçe olmaktan çıkarmamış- tır. O sözler, birer yabancıdır ama salınıp gezdikleri bah- çenin toprağı buram buram Türkçe kokar. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisini söy- lemiş olamaz? A) Aşık Veysel'i okurken aldığım keyfi, Şeyh Galip'i okurken de alıyorum. B) Divan şairlerinin ürünleri, halk ozanlarının dizeleri gi- bi değerlidir. C) Dilini anlamadıkları için divan şiirini okumayanlar, hatayı kendilerinde görmeli. D) Yabancı sözcükler olsa bile divan şiirinin anlatım ola- naklarında Türkçenin zenginliği gizlidir. E) Divan şiiri geleneğinin günümüzde dille devam etti- rilmesi mantıklı değildir.